Daha önceleri Kıyıköy notlarımı üç kez yazmıştım.
4. yü yani sonuncuyu bir türlü yazamamıştım, araya girenler yüzünden.
En başta dayanılmaz sıcaklar… Sonra Kırkpınar ve siyasal gelişmeler… Ve “Adalet Yürüyüşü”… Başkalarını da siz ekleyin desem, aklınıza kimbilir neler gelir.
Hepsi bir yana; Kıyıköy anılarımın şimdilik sonuncusunu yazacağım. Çünkü notlarım elimin altında…
Perşembeyi geçtik,
Geldik Cuma’ya…
Bu gün burada bile sıcak… Demekten başka bir şey bulmakta güçlük çekiyorum. Çünkü bu gün Karadeniz’in dalgaları bile sakin ve suskun.
Üçüncü yazdır geliyoruz, böyle sıcak yaşamamıştık doğrusu.
Zaten bize çekici gelen serinlik ve doğa güzellikleriydi. Yine de başka yerlere göre iyi sayılır. Baksanıza haberler Urfa’da s altmışlara vardığını belirtiyor çöl sıcaklarının.Vize’den ve Saray’dan ulaşım mümkün.
Sıcaklara rağmen kulağım “Adalet Yürüyüşü”nde. 16. Gününde arayış. Kışkırtmalar var yine Yürüyüş yoluna gübre dökmeler, kurşun serpintileri…
Kıyıköy’e ulaşmak her zaman olası. Vize ve Saray’dan belli saatlerde kalkar arabalar. Vize’den 36, Saray’dan daha sık ve daha kısa ulaşım. Yaz aylarında azalıp çoğalsa da her zaman ulaşılabilir.
Bayram günlerindeki yoğunluk artık yok. O çok yoğun günlerde gelip de geri dönenler ya da döndürülenler olmuş, öyle duyduk.
Sıcak sıcak dedim ama yine de deniz ve ormanın serinliği sizi bunaltmaz.Yani artık çöl sıcakları konuğumuz gibi. Sanırım Karadeniz bile böyle sıcak görmemiştir.
Aman ormanlar, ormanlarımız; dikkat ,dikkat, dikkat…
--------------
Ve 1 Temmuz…
Kabotaj bayramı kutlamaları.
Limanda yapılan kutlamalar ili çekici. Bu bayram denizcilerin bayramı.
Bu gün de sıcak ama, daha az. Karadeniz rüzgarı boş durmadı bu gün. Deniz de uzaktan gayet güzel görünmekte.
Ve ani bir karar, dönüyoruz…
Araba klimalı olduğu için sıcağı fark etmiyoruz. Kömürköy’e inerken asfaltın eridiğini fark ediyoruz.
Sıcak mıcak Edirne’ye yani, evimize sonunda vardık. Daha arabanın kapısını açar açmaz yüzümüze öyle bir sıcak vurdu ki, sormayın. Saat 19 sularıydı. Dereceye bakıyorum, 41. Şaştık kaldık bu işe.Neyse ki ertesi gün yağmur ana fırtınayla birlikte çıkageldi. Öyle bir fırtınaydı ki. Ağaçların dalları kırıldı, bazıları devrildi. Bizim evin yan tarafındakı bir yeşil çınar yola doğru devrilmişti.
Şimdilerde evimizdeyiz.Bir kez daha anlamış oldum ki; insanın kendi evi gibi yok (Böylece Kıyıköy anıları son buldu).