Bazen TBMM’de bütçe görüşmelerini izliyorum. Ülkemiz açısından önemli olan bir konunun görüldüğü toplantılarda iktidar ve muhalefet sıraları bom boş.
Peki bu vekillerimiz bu görüşmeler sırasında neredeler hangi önemli işlerin peşinde. Vekillerin yetkilerinin hükümet nezdinde yok denecek kadar az olduğunu halkımız biliyor.
Boş zamanlarda halka birlikte olup onların sorunları ile ilgileniyorlar desem; o zaman halk kendilerine sormaz mı? Sen sorunlarımızı çözeceğini söylesen de senin talebin ne kadar dikkate alınacak “ demezler mi?
Bu vekillerimizin birkaç saatinin devletimize maliyeti asgari ücret kadar.
Hiç olmazsa böyle önemli zamanlarda hak etmeseniz ve sesleriniz çıkmasa da koltuklarınızda bulunun ki sizi oraye seçen hak da “ Bak benim vekilim orada” desin?
Bunu yapmıyor.
Bir yıllık bütçede halkın yararına olacak neler var onları takibe gerek duymuyor.
Meclis dışında belki de meclis koridorlarında eş dostunuzla muhabbet ediyorsunuz..Bu hak sizleri mecliste bulunmanız için seçti.
Onun dışında başka işleriniz varsa veya iş takibinde koşuyorsanız orada işiniz ne?
----------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------
İSRAFTAN VAZGEÇEMİYORUZ
Lokantalarda, yemekli toplantılarda bakıyoruz yiyeceklerin bir bölümü tabaklarda kalıyor ve çöpe gidiyor.
Millet olarak bir türlü israfın önemini kavrayamadık.
Dinimizce dahi israfın haram olduğu belirtilmesine karşın. özellikle yiyecekle konusunda çok müsrif oluyoruz.
Özellikle yemekli toplantılara katılanların önüne yese de yemese de dağıtılan tüm yiyecekler konuyor.
Eğer o kişinin rejimi varsa veya karnı toksa önündeki yiyeceklerin büyük bölümü ziyan oluyor.
Böyle toplantılarda artan yiyeceklerle kaç insanımızın karnı dayar onu hesap etmiyoruz. Aslında böyle toplantılara katılanların önüne yiyecekleri konulması yerine self servis denilen yöntemle yiyecek israfı daha da azaltılamaz mı?
Oradan insanlarımız yiyeceği kadar alırlar, fazlasına gerek duymaz.
Yemek atıkları da bu kadar fazla olmaz.
Her nedense kimse böyle bir yöntem izleme gereği duymuyor.Yiyecek gün gelecek daha da kıymete binecek.
Bazı ülkelerde bunun sıkıntısı yaşanıyor.
Ülkemizde ve ilimizde de toplantılardan kalan yemeklerle karnını doyuracak yüzlerce insan var
Bakıyorum çöp araçlarına ekmekler atılıyor.
Onun ne denli kıymeti olduğunu ekmeğe sahip olmayanlar daha iyi bilir.Üstelik ekmekten kuru da olsa yararlanma imkanı var.
İsrafın önlenmesi konusunda iletişim araçları ile insanları uyarıcı yayınlar yapılmalı.
Halkımız ihtiyacından fazlasını alıp sonra da onları çöpe atması geleneğimize de dinimize de uygun olmadığını unutmayalım.
------------------------------
TARİHTE DEVE HİKAYESİ
Muaviye’nin hükümdar olduğu Şam’a Irak’tan Hz. Ali taraftarı bir tüccar gelmiş.
Refakatinde dişi bir deve varmış.
Şamlı bir düzenbaz tüccarın devesine el koymuş ve “Bu deve benim kaybolan erkek devem” demiş
Iraklı, “Aman efendim bu devenin sahibi benim. Ayrıca bu deve erkek değil dişidir,
Bir yanlışlık olmalı.
Lütfen onu iade ediniz” diye izah etmeye çalışmış. Ama düzenbaz Şamlıyı ikna edememiş Askerler gelmiş ve olaya el koymuş. Deve ile birlikte her ikisini ” Muaviye’ye götürmüş. Muaviye her iki tarafı dinlemiş, deveyi tetkik etmiş ardından; “bu deve erkek ve Şamlının” demiş.
Ardından, “herkes çıksın sadece Ali’nin taraftarı bu Iraklı kalsın” diye emir vermiş.
Herkes çekildikten sonra Muaviye Iraklının yüzüne aşağılarcasına şöyle bir bakmış ve ”Devenin dişi ve senin olduğunu ben dâhil burada olan herkes biliyor.
Git Ali’ye söyle;
‘Muaviye, dişi deve erkektir, erkek deve dişidir dediğinde bunu tasdik edecek on binlerce taraftara sahiptir.
Cüzdan için ölmeye hazır yüz binleri vardır.’ Demiş.
Kıssadan hisse. bugün günümüz olayları ile de bunu yorumlayabiliriz..
Günümüzde de gerçeğin tam aksini savunan ve onanan inana insanlarımız yok mu?
--------------------------------------
FIKRA
SON SÖZ
İhtiyar Yahudi İzak ölüm döşeğinde yatıyordu.bütün ailesi onun son sözlerini dinmemek vasiyetini almak için aşına toplanmıştı.
İzak sordu:
-“ Anneniz burada mı?
-“ Evet burada”
-“Kızım rebeka”
-“ O da burada
-“Diğer kızım Raşel”
-“ O da yanımızda”
-“ Ya oğlum Nisim”
-“ O da burada baba”
-“ yanı butün aile burada mı?”
-“Burada baba
”-Peki dükknda kim kaldı
----------------
ÖZLÜ SÖZ
Yüksek yerlerde hem kartala hem de yılana rastlarsınız. Buraya biri sürünerek, diğeri ise uçarak yükselmiştir./ Cenap ŞAHABETTİN