Bakıyoruz her gün bazı basın yayın organlarında,sosyal medyada,emeklilere  zam yapılacağı müjdesi  ile karşılaşıyorsunuz.bu asparagas haberler her gün farklı konumda süslenerek halka boş umut pompalanıyor.

   Aslı astarı olmayan  bu haberlerle halkın  her gün devam eden zamlara karşı tepkisini engellemek, “cambaza bak” denilerek toplumun gazını almak amaçlanıyor.

   Gazeteler ve sosyal medyada bu haberi gören bazı vatandaşlar  bu saçma haberleri  okuduğunda  bunun gerçekle ilgisinin olmadığını hayali haberler olduğunu anlamasına rağmen ,bazı vatandaşlarımız  bunlara inanıyor.

Medyada bu haberleri yapanların esas amacı her geçen gün düşen tirajlarını artırmak.Böyle halka yalan haberleri yaymak. Akılları sıra bu yaklaşımları ile halkı etkileneceğini,kandıracaklarını  sanıyorlar.Bu yoldan medet umanların halkın bu haberleri okuduktan sonra bunu  yazanlara nasıl dua ettiklerini, kulaklarını çınlattıklarını hatırlatmak isterim.

BU İŞ NEREYE VARACAK

Halkımız   her akşam “Acaba bugün nelere zam var” diye endişelenir duruma  geldi. Toplumun genel kesimini olumsuz etkileyen sıkıntıya sokan  zamlar için bazı vatandaşlar ”ben akaryakıt  kullanmıyorum. Arabam yok. Tekel ürünleri ile de alakam yok ”diyebilir.

  Halbuki, bu ürünlere yapılan zammın faturası dolaylı olarak vergilerle  halka yansıtılıyor. Bu gelişmelere karşı ilgisiz olan soruna kendi dar görüşü ile yaklaşan vatandaşlarımızın bu hayat pahalılığının sonunda  kendisine  geldiğini, yansıyacağını akıldan çıkarmamalı.

  Hani,  son günlerde çok gündeme gelen bir Alman papaz hikayesi vardır. “Nazi katliamı döneminde  Gestapo Nazi Almanya’sında kendileri için en tehlikeli gördükleri solcuları,komünistleri tutukluyor.Papaz  ben onlardan değilim diye ilgilenmiyor.Daha sonra sosyal demokratlar ve liberaller  tutuklanır.Papaz yine aldırış etmiyor.

  Sonunda sıra kendine geldiğinde  arkasına baktığında  kendine destek verecek kimse kalmamış.

  Onun için kimse “Beni sokmayan yılan bin yıl yaşasın” mantığı ile olayları değerlendirmesin.

  Herkes haklı olduğu konularda hakkını araması  yasal hakkıdır.Yoksa papazın durumuna düşüldüğünde kimse şaşırmasın

BUNLARI BİLİYOR MUSUNUZ.?

ÇAYIMIZI 1878’DEN BERİ ÜRETİYORUZ

 Ülkemizde ilk çay üretimi Japonya’dan 1878 yılında ülkemize getirilen tohumların, örnek çiftliklerde ekimiyle başladı. Bu ilk denemenin olumlu sonuç verdiğini gören Halkalı Tarım Okula  Müdürü Ali Rıza Ertem,Rize ve Artvin  dolayında çay üretmek için büyük çaba harcadı. Çayın işlenerek kullanılabilecek duruma gelmesini sağlamak amacıyla ilk kez Rize’de yapım evleri açıldı.

Çayın günümüzdeki teknikle ambalajlı duruma gelmesi ancak 1947-1948 yıllarında gerçekleşti.

    ÖZLÜ SÖZ

Kazın geleceği yerde tavuk esirgenmez.

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.