Atatürk, toplumda üreten, halkı doyuran kesim olan köylülerin her zamana çok mağdur durumda kalan kesim olduğu için köylülere güvenini belirtmek,onlara değer verdiğini göstermek için her zaman” Köylü milletin efendisidir ”benzetmesi yapmıştır.
Atatürk’ün bu veciz sözlerini bugün dahi köylü kuruluşlarında görürsünüz. Köylülerimiz Atanın bu onur verici sözleri ile kendilerini ne kadar değerli bir kesim olduğunu kabul ederek onur duyarlar.defalarca hatırlatmama rağmen Özel İdare önümdeki Atatürk büstünün önünden Ata’mızın bu sözlerinin kaldırılmasına bir anlam veremedim.
-------------------------
HERKES PAHALILIKTAN ŞİKAYETÇİ DE...
Günümüzde özellikle bu pandemi döneminde toplumun büyük kesimi hayat pahalılığından şikayetçi.Bir süre önce aldığı bir malı kısa süre sonra çok daha pahalıya almak zorunda kaldıklarından yakınan halkımız “Bu piyasayı denetleyerek bir kurum yok mu? Herkes malını istediği fiyata satacak duruma mı geldi. Kar marjını aşanlara bir yaptırım uygulanması gerekmez mi?” Diye piyasanın denetimsiz olduğunu söyleyen vatandaşlar bu yakınmalarında haklı sayılmazlar mı?
İnsanlarımız kısıtlı bütçeleriyle geçinme telaşında.İstediği ürünü alabilmek için pazarların dağılım saatini ve marketlerin indirim günleri ile kullanım süreleri sona erme aşamasında olan ürünleri alma telaşında.Hal öyleyken piyasanın denetiminden sorumlu olanlar her halde “ ülkede serbest ekonomi var isteyen istediği fiyatla malını pazarlar. İşine gelmiyorsa alma” mantığı ile mi hareket ediliyor.
Bugün piyasanın denetlendiğini kim savunabiliyor.
Bir çuval un 400 lira olmuş fırıncılar ne yapsın.? Ekmekler küçüldükçe küçülüyor“Altta kalanın canı çıksın “ anlayışı ile hareket ediliyorsa o ülkede huzur, güven sağlanır mı? İnsanlarımız bir yanda sağlık sorunları ile uğraşıyor.Diğer yanda yaşamları için gerekli ürünleri almada denetimsiz sonucu fiyatlar almış başını gidiyor.
----------------------------
TUZU KURU OLANLAR İÇİN SORUN YOK
Çarşı pazardaki zamdan etkilenmeyen geliri yüksek,tuzu kuru kesimler etkilenmeyebilir.Halkın büyük kesimini oluşturan ,ay sonunu nasıl getiririm diye ihtiyaçlarından kısıtlama yapmak zorunda olan dar gelirliler için pazarların denetimsiz olması en çok fakir fukarayı zor durumda bırakıyor.Bu dikkatten uzak tutulmamalı.
---------------------------
KISSADAN HİSSE
EŞEKLERİN DUASI
Zamanın birinde kasabanın semercisi ölmüş
Kasabaya yeni gelen semerci ,işinin acemisiymiş.
Yaptığı kötü semerler yüzünden eşeklerin sırtında yaralar meydana gelmiş.
Eşekler başlamışlar duaya:
“Tanrım ne olur bizi bu acemi semerciden kurtar. Bu semerci ölse de kurtulsak
Sonunda eşeklerin duaları kabul olmuş semerci ölmüş.
Ölenin yerine gelen semerci daha da işini acemisiymiş.
Bunu üzerine eşekler yeniden duaya başlayınca eşekler grubunun en yaşlısı olan boz eşek:
“Yanlış yapıyorsunuz arkadaşlar. Bu iş böyle olmaz.Sizlerin semercinin ölmesi için dua etmeniz bizlere bir şey kazandırmaz.
Eşekler acı içinde içinde biraz şaşkın biraz kızgın boz eşeğe bakmışlar:
“Peki dua etmeyelim dene yapalım? Bu çileye çekmeye devam mı edeceğiz böyle ?”
Semerciden kurtulmak için elimizden başka ne gelir?
Yaşlı eşek acı acı gülmüş:
“Semerci gitse de bizim kaderimiz değişmez”
“Peki ne yapalım.?”
“Tanrımıza bizi eşeklikten kurtarması için yalvaralım !”
-------------------------------
ATATÜRK VE YUGOSLAV KRALI
Atatürk’ü İstanbul’da ziyaret eden Yugoslav Kralı Aleksandır, şerefine bir yemek düzenleniyor. Burada bir sohbet sırasında Yugoslav Kralı:Atatürk’e:
“Size bir gerçeği itiraf etmek isterim.1919 yılında İngilizler İzmir ve Anadolu’nun işgalini Yunanlılardan önce bize teklif ettiler.Ben kabul etmedim.Sizi tanıdıktan sonra kararımın ne kadar doğru olduğunu bir kez daha anlamış oldum.”
Yugoslav Kralı bu konuşmasının ardından Atatürk’ten aslında teşekkür bekliyor ama,Atatürk tebessüm ederek Krala şöyle diyor:
“Geçmiş olsun majeste, ucuz kurtulmuşsunuz”