Köşe yazılarımda bugüne kadar defalarca gündeme getirdim.İlkokul çocuklarımıza hiç olmazsa bir öğün yemek verilmesini vurguladım.
O zamana kadar bölgemizde böyle bir sorun hiç gündemde değildi.
Sadece bazı veliler bunun önemine değiniyorlardı. Evimin yakınındaki bir ilkokulda öğlen saatlerinde çocukların yemek telaşı dikkatim çekti.
Öğrenciler bu ihtiyaçlarını okul kantinlerinde veya evlerinden getirdikleri yiyeceklerle karşılamanın yanında çevrede yiyecek satılan yerlerden de karşılıyorlardı.
Böylece ayak üzeri yemek ihtiyaçlarını gideriyorlardı.Okul kantinlerin ihale ile verilmesi zorunlu olarak kantin işleticilerinin piyasaya uyarak bu masrafını sattığı ürünlere yansıtıyordu.
Buralarda satılan yiyecekler dar gelirli aile çocuklarının yiyecek satın alacağı yerler değildi.Öğrencilerin büyük bölümü çevredeki lokanta ve yiyecek satılan yerlerden ihtiyaçlarını gideriyorlardı.
Bu imkanı olmayan bazı öğrenciler ise evlerinden getirdiği yiyeceklerle yetinmek zorunda kalıyordu.İmkanı olup yeterli gıdayı alan öğrencilerin yanında bu imkandan yoksun sadece onlara bakmakla yetinen öğrencileri gördükçe içim sızladı.Kuşkusuz, dar gelirli ailelerin çocuklarına bu imkanı sağlayamıyordu.Bu imkansızlık .gençler arasında büyük üzüntü yaratır.Bu durum aileler için de üzüntü kaynağı oluyor.”ben neden diğer aileler kadar yiyecek veya harçlık veremiyorum” diye düşünebilirler.O yaşta çocuklar arasında farklı yaşam şartları yaratmak ileride toplum arasında huzursuzluğa neden olabilir.En önemlisi geleceğimizin güvencesi evlatlarımızın sağlıklı yetişmesi.
Bunu sağlamak zorundayız.Aksi halde sağlıksız yetişen gençlerle geleceğin zor yaşam koşullarını göğüslemek mümkün değil.Geç de olsa yöneticilerimizin bu konuya el atıp çözüm yolunu aramaları beni çok mutlu etti.
Dilerim bu gerçekleşir, öğrencilerimiz hiç olmazsa bir öğün yeterli yiyeceğe kavuşur.Tamamı aynı gıdayı alma hakkı kazanır.
--------------
MİLLİ EĞİTİM VE MAHALLİ YÖNETİCİLER DE SORUNA EL ATMALI
Öğrencilerin beslenme sorununa başta milli eğitim yetkilileri olmak üzere belediyeler de destek vermeli.Böylece sorunun çözümü de kolaylaşmış olur.Bazı ,iller bu konuda öncülük ediyor.Edirne’nin de bu yardıma katılması kentimizin eğitime verdiği önemin göstergesi olur.
-------------
FIKRA
SON ÇARE
Gece yarısı doktoru acele çok acele olarak bir hastanın başına çağırmışlardı.
Doktor hastayı iyice muayene etti.Dinledi.Sonra da şunları söyledi:-“Derhal telefon ederek bütün yakınlarınızı uyarın ve buraya çağırın” dedi.
Hastanın gözleri korkudan fal taşı gibi açıldı.Ölüm korkusu heyecanı ile doktora sordu:
-“Hayrola doktor durumum o kadar fena mı?”
-“Yok canım yalnız basit bir hazımsızlık için bu saate yatağından kaldırılan şahıs ben olmak istemiyorum”