Belleğinde çok şiir tutan birisi değilimdir. Kendi şiirlerimden pek azını ezbere okuyabilirim.1981’de Atatürk’ün 100. Doğum yılı nedeniyle düzenlediğim bir resim ve şiir sergisinde zamanın çok değerli valisi Enver HIZLAN bütün şiirlerimi ezbere okuyup okuyamadığımı sormuştu. Olumsuz yanıt verdiğimde şöyle demişti: Yahya Kemal gerçek şairlerin bütün şiirlerini ezbere okuyabildiğini söylüyor ama…’Yahya Kemal kim ben kimim? Demiştim. Ama gerçek şairlerinde tüm şiirlerini ezbere okuyabileceğine inanmıyorum. Örneğin Fazıl Hüsnü DAĞLARCA 66 şiir kitabı çıkarmış gerçek bir şair, şiirlerinin tümünü ezbere nasıl okusun? Yahya KEMAL’in 3 şiir kitabı var.Ezberimdeki şiirleri,kendiminkilerde dahil neden ezberlediğini düşünmüyorum.Bir çoğunun ya zorunluluk,ya gereksinim ya da onu okumaktan zevk alma,bu zevki başkalarına iletme ya da bir duruma bir görüşe cuk oturduğunda okumak için şiir ezberlendiğini sanıyorum.Kiminin yoğun ve etkileyeci kurgusu müziği,kiminin dillendirdiği dünya görüşü neden olabilir.
Şuraya getireceğim sözü:40 yıllık dostum Necdet TEZCAN’ın bir şiiri ile bir dizesi ezberlediklerim arasında.40. Sanat Yılı Etkinliğinde bunları anımsamadan anımsatmadan edemezdim. Tezcan’ın ezberimdeki şiiri kısacık. Adı AŞK ‘Aşkın şiiri için değil/şiirin aşkı için çıktık yola/ne ekranlarda bir yerimiz olacak /ne de sığacağız ekranlara’
Neden ezberledim bu şiiri? Hani yukarıda CUK oturmaktan söz etmiştim ya,asıl neden o.Bu şiir 1992 yılı sonunda sahipliği ve sorumlusu olduğum Damla Dergisinin 2. Döneminin ‘Benden bu kadar’ başlıklı kapanış yazımla sunulan son sayısında çıktı.’Benden bu kadar’ başlıklı kapanış yazımla sunulan son sayısında çıktı.bu yazıda belirttiğim kapanış gerekçeleri olan resmi ya da özel ilgisizlik lere, değer bilmezlikle yönelen serzenişle Tezcan’ın şiirindeki çığlık örtüşüyordu.
