Yılın belli zamanlarında mahalli ve mülki yöneticilerin kentin meslek önderlerini, kent konusunda bilgi sahibi olanlar ile bir araya gelip istişarelerde bulunmasının böyle ekonomik sorunların ön planda olduğu zamanda böyle bir toplantının yapılması yararlı olmaz mı?
Çünkü , sorunlar karşısında çözümün en sağlıklı, belirleyicisi olanı sorunları yaşayanlar içinde olanların katkılarıyla sağlanır.
Resmi görevi olanların bu alana yorum yapmaları,gerçekleri objektif şekilde tahlil etmelerine bulundukları makamlar izin vermeyebilir.Böyle bir sorumluluğu bulunmayanlar halkın içinde olanlar onu yaşayanların sorunları çözümü konusunda daha gerçekçi çözün önerebilirler.
Toplum önderlerinden gelen öneriler harmanlanıp oranın sorunlarının çözümü konusunda daha sağlıklı çözüm yolları bulunabilir.
Bunu mahalli idare yetkililerinin daha sık yapmasında yarar var. Çünkü, kentin sorunlarının büyük bölümü onları ilgilendiriyor,onlar bunun içindeler. Birçok ilde yöneticiler belli zamanlarda toplum önderleriyle bir araya gelip sorunlara çözüm bulabiliyor.
Bu aynı zamanda halkla istişare yapması nedeniyle toplum nezdinde mahalli yönetimlerin güvenirliğini de arttırmış oluyor.
Atalarımız “ Barika-i hakikat müsademe-i efkardan doğar” sözünü boşuna söylememişler.Yani gerçek doğrular o konu hakkında çeşitli fikrin tartışılması sonucu ortaya çıkar.Yöneticiler her sorunu görmeyebilir Bu tür toplantılar sonunda sorunlar ve çözüm yolları ortaya çıkar.
Özellikle ekonomik sorunların bugünkü gibi zirve yaptığı bir zamanda bu tür toplantıların yapılmasında sayısız yarar olabilir. Belediye Başkanı Recep Gürkan’ın toplumla yakın istişare yapılması konusunda vaadi de olduğunu hatırlıyorum.
Böyle bir toplantı mahalli yöneticilere halkın güvenini de yükseltir. Bunu yapılmasını gerektirecek, ilimizde bugüne kadar bir türlü çözüme kavuşmayan sorunlar var.
Örnek vermek gerekirse, Belediye Başkanı, toplum önderleri, meslek kuruluş temsilcileri,oda yöneticileri ile yapacağı bir toplantıda Selimiye yanındaki çirkin görünümlü kazı alanı gündeme gelirse bu toplantı sorunun çözümüne olumlu haktı yapar.
Bugüne kadar yapılan cılız, ses getirmeyen tepkiler sonuç getirmedi.
Bu tür sorunlar geniş kitlenin sorunu sahiplenmesiyle çözümlenir.
-----------------
KOOPERATİFÇİLİK DİKKATE ALINMIYOR
Sorunların el birliğiyle çözümü için en güvenli yol olan Kooperatifçilik ülkemiz<de yeterli düzeyde gelişmedi.Kooperatifçilik yanlış bilgilendirme ile halkın zararına olacak bir girişim olarak tanımlanıyor.
Özellikle büyük sermaye çevreleri bu tür örgütlenmeden yararlandıkları halde kooperatifçiliğin yaygın hale gelmesine karşı çıkıyor.
Halkımız “birlikten kuvvet doğar” yaklaşımıyla özellikle köylülerimiz kooperatifçiliğe ağırlık vermeli.
Bunu güzel örnekleri de var. Süt Kooperatifleri bunlardan biri.Üreticilerin tek başına sütünü pazarlamayacağı ortaya çıkması üzerine Süt Üreticileri Kooperatifleri kuruldu :pekala sağlıklı şekilde görev yapıyor.
Güçleri oranında halkın emeğine sahip çıkıyor. Köylerde bakıyoruz çok az tarlası olanda çift çekerli traktör var.Bunu ne kadar kendi işinde kullanıyor. Bu aslında ölü yatırım olmuyor mu?
Bu alanda bir kooperatif kurulamaz mı? Her hizmeti kötü örnekleriyle tanımlamak halka yarar sağlamaz.
Gelişmiş ülkelerde kooperatifçilik her alanda çok yaygın
O ülkelerin insanları böyle ortak hizmetten mutluluk duyuyor.Özelikle köylülerimizin kendilerine yapılan siyası nitelikli kendi yararlarına olmayan, belli çevrelerin kendi çıkarına olan fikirlerine inanmak yerine kendi menfaatlerine olacak girişimlere sahip çıkmalı.
Ülkemizde köylülerimizin bu alanda yeterli çabayı göstermediği, sorunların çözümünü başkalarına havale ettiği bir gerçek.
Bu da haklarını aramada bugüne kadar yeterli olmadıklarını gösteriyor.
Şu anda Türkiye Büyük Millet Meclisinde gerçek anlamda bir çiftçinin bir köylünün olmaması bunu gösteriyor.
----------------------
KISSADA HİSSE
PANTOLONUMU VERİN
Zengin bir adam yatağında ölüm halindeydi. Üç oğlu yatağının başsında ölüm masraflarını tartışıyordu.
Önce büyük oğlu söz aldı:
“ Cenazede fazla masrafa gerek yok 8- 10 araba kiralamamız yeter”
İkinci oğlu:
“ Canım, kendimize iki araba karalayalım.Konu komşudan cenazeye gelmek isteyenler kendileri araba kiralasın.”
En küçük oğlu:
-“ Bir steyşın vagon kiralayalım, cenazeyi oraya koyar kendimiz de şoför mahallinde gideriz. Hiç masrafa gerek yok.”
Ölüm halindeki ihtiyar baba oğullarının konuşmalarını işitmişti. Zorlukla yatağından doğruldu:
-“ Evlatlarım siz hiç merak etmeyin.bana pantolonumu getirin, ben mezarlığa kadar yürürüm.
Bu konuda size yük olmak istemem”
