Ülkemizde Kadınların nüfus olarak oranı erkeklere yakın düzeydedir.
Türkiye’de bazı iş dallarında, örneğin bankacılık, öğretmenlik ve sağlık kurumlarında çalışanlar arasında kadınlarınızın oranı erkeklere yakın seviyededir,bu Atatürk’ün özlem duyduğu gerçekleşmesini istediği bir görüntü.
Bu olumlu tabloya rağmen özellikle sendikalarda odalarda, borsa yönetimlerinde meslek kurumların yönetimlerinde ara ki kadınları bulasınız..
Edirne gibi çağdaş ve kadın, erkeğe eşit seviyede yaklaşılan bir ilde bu görüntüler kadınlarımıza bir haksızlık değil midir,?
Derneklere ve odalara üye olanlar yönetimlerde kadınlarımızı görmek istemiyorlar mı?Bunu sanmıyorum.
Seçim zamanı yapılan alicengiz oyunları bu iş tezgahlayanların erkekler olması sonucu yönetimlerde ibreyi erkeklere dönüştürüyor. Böylece yönetimler tamamen erkelerden oluşuyor.
Kadınları yer almadığı yönetimlerin demokrat, insan haklarına kadınların haklarına duyarlı bir yönetim olduğunu iddia edebilir miyiz,?
Derneklere, odalara sendikalara üye kadınlarımız da var. Onların haklarını kadınlar yerine, erkeklerin savunmak zorunda kalması ne kadar olumlu sonuç verir? Demokrasi alanında azda olsa mesafe alınmasına karşın kadınlarımızın yönetimlerde söz sahibi olmalarında gerekli özeni gösteremedik.
Bu orantısızlık protokolde üst düzeyde, parlamentoda görevli olanlarda da geçerli. Bugün ülkemizde kaç kadın valimiz elçimiz ve milletvekilimiz var. Siyasetçilerimiz kadınlara seçim dönemlerinde öncelik tanınıyor, miting alanlarında kadınlar ön sıralarda yer alıyor. Seçim listelerinde kadınlar alt sıralarda seçilemeyecekleri yerlerde yer alıyor, emekleri boşa gidiyor.
Bu ilgisizlikte kadılarımızın da suçu olduğunu kabullenmeliyiz. Kadınlarımız kendi güçleriyle yapacakları işleri çoğu kez erkeklere havale ediyorlar.
Bu haksızlığın önüne geçmek için kadınlarımız her platformda, her alanda üyesi olduğu kurumlarda tavırlarını koymalı.
Kadınları yönetimlerde daha çok yer almaları için ilkeli davranmalı. Bunları yapmadıkları sürece erkek egemenliğin peşinen kabullenmiş olurlar. Bu da demokrasimizin bir ayağını eksik olduğu anlamına gelir.
Rahmetli Çetin Altan, kadıları yakından ilgilendiren bir sözü vardı. Altan “Kahvehanelerde kadın ve erkekler bir arada oturmadığı sürece o ülkede demokrasiden söz edemeyiz” diyordu. Bunda gerçek payı yok mudur?
Yorum okuyucularımızın.
“9 EYLÜL UNUTULMAZ”
9 Eylül tarihinin Cumhuriyet Tarihi’mizde ayrı bir önemi vardır. O gün Atatürk’ün önderliğinde CHP kurulmuştur. Yine aynı günde bir yıl sonra 26 Ağustos 1923 tarihinde başlayan Büyük Taarruz sonucunda Düşmanın İzmir’de denize dökülmesi ve mutlak zaferle noktalanmıştı.
CHP örgütleri bu mutlu günü düzenledikleri etkinliklerle gündeme kalmasını sağlıyor. Bu akşam da CHP Edirne’de bir gece tertipledi. Bu gecede CHP’nin kuruluş günleri ve onun kurucuları bir kez daha anılıp yad edilecek, CHP’ni önemi dile getirilecek.
********************************************
ÖZLÜ SÖZ
“Eğer yürüdüğünüz yolda güçlükler ve engel bulunmuyorsa, bilin ki o yol sizi bir yere ulaştırmaz”
Bernard SHAW
BUNARI BİLİYOR MUSUNUZ,?
ÜLKEMİZDE İLK KADIN MUHTAR GÜL HANIM
Türkiye’de ilk kadın olmayı başaran Gül Hanım oldu.
Türk kadınına köylerde muhtar ve ihtiyar heyeti seçimlerinde oy kullanmayı sağlayan kanunun.1934 yılında kabul edilmesinden sonra yapılan muhtar seçimlerinde Aydın,Çine İlçesinin Demirdere köyündeki muhtar adayı olan Gül Hanım erkek rakiplerini geride bırakarak muhtarlığı kazanmış; böylece Türkiye’nin ilk kadın muhtarı olmuştu.
İLK AYAKKABIMIZ BEYKOZ’DAN
Türkiye’de ilk ayakkabı yapımevi İstanbul’da Beykoz’da kurulmuştu.1810 yılında Hamza Bey adında birisi tarafından deri yapımevi olarak açılmış, daha sonraları burada kundura yapımına başlanmıştı. Sultan 2. Mahmut 1816 yılında ordu mensuplarını ayakkabılarının buradan sağlanmasını istemişti.
