Birçoğumuzun yatağında uyuduğu saatlerde öğrenciler uykulu gözlerle sabah karanlığında okula gidiyor.Yatağından erken kalkmaları sonucu birçoğu da kahvaltı etmeden okula gidiyor.Bu öğrenciler için büyük çile .Ne efendim elektrikten tasarruf yapılacakmış.
Şöyle bir hesaplansa ona varıncaya kadar ne çok tasarruf edilecek yerler var.
Sonra yavrularımızın okula gece gidip gelmelerini sağlayan bu anlayış onların yaşamlarını olumsuz etkilemiyor mu?
Bir yanda bütün gün ağızlarında maske bir de bu kısa günlerin karanlığı çocukların psikolojilerini bozuyor.O nedenle sık sık çocuklarda bu sıkıntıdan kaynaklanan baş ağrıları görülüyor.
O yetmiyor gibi bir de sokak lambalarında tasarrufa gidilmiş.Bu aynı zamanda trafikte tehlike de oluşturmaz mı ?Çocuklarımızın yaşamlarını kolaylaştırma yerine onların yaşamlarının baharında işkence hayatı yaşatmakla tasarruf yapılacaksa , öyle tasarruf olmaz olsun.
-----------------------
HARABE EVLERE ÇÖZÜM BULUNAMIYOR
Edirne merkez eski yerleşim alanlarındaki harabeye dönüşmüş evler için bir çözüm yolu bulunamıyor.insanlar için hayati tehlike de oluşturan bu harabe binalar çöplük alanı gibi mikrop yuvası olmuş ,çevresine kötü kokular yayıyor.
Bu binaların çevresinden insanlar geçmeye korkuyor.Bazıları akşamcıların mekanı gibi kullanılıyor.Çocuklar buraların tehlikesine aldırmadan çevresinde oyun oynuyor.Edirne gibi turistlik tarihi kente bu çirkin görüntüler yakışmıyor.Buraların hiç olmazsa çevreleri sarılıp bu çirkinlik önlenmeli.Bu konuda da bir çalışma yok.Gelen turistler buraların da görüntüsünü çekerek kentimizin olumsuz tanıtımını yapabileceği dikkate alınmıyor mu?
--------------------
FIKRA
ZEKA İŞİ
Haydarpaşa’dan trenin kalkmasına birkaç dakika kala bir kadın bilet gişesinin önüne geldi.arkasında sırada beş on kişi daha bekliyordu.
Gişe memuru sordu:
-“Nereye?”
Kadın “ Bana baksana sen.ben,m hereye gideceğim seni ilgilendirmez.ne kadar meraklısın öyle?”
Memur bu söz üzerine öfkeden kıpkırmızı kesildi fakat bozuntuya vermedi.
“Dinle bacı kaybedecek vaktim yok bana söyle nereye gideceksin?”
-Peki söyleyeyim Ankara’ya..”
“Ver öyleyse 60 lira”
Kadın paraları sayıp biletini alıp çıktı.
Daha sonra arkasında sırasını bekleyenlerden birine göz kırparak kulağına fısıldadı.”Yahu bu ne meraklı adam.Amma ben kül yutar mıyım? Ankara’ya gidiyorum dedim.halbuki ben İzmit’e kızımı görmeye gidiyorum.Peşimden gelmesin diye mahsus yalan söyledim.