Piyasanın kontrolden çıkmasında yapılan zamlardan etkilenen de etkilenmeyen de  birbiriyle  yarış halindeler .Deposunda stok ettiği malları yapılan zamlardan etkilenmemmiş olsa da  onları da zamların ,içine katarak  bunu fırsata  çevirenler bu dönemde  ürünlerine zam üstüne zam yaparak daha çok para kazandılar. Hani bir söz vardır  kurdu gören de görmeyen de bağırır denir.

Bu zam hikayesinden de zamdan etkilenen de etkilenmeyen de zam kuyruğuna takıldı.Bundan en çok zararı tüketicilerimiz ,çarşı pazardan alışveriş yapan insanlarımız gördü.Piyasadaki belirsizlik, gerekli denetim yapılmadığı için daha  çok stokçulara yaradı.Onlar köşeyi döndü.Her zaman da öyledir.

Çok sermayesi olup böyle bunalımlı pahalılık dönemlerini sezenler  sermayesine sermaye katar.

Onlar da piyasadan olumsuz etkilenenler ile birlikte  yine girdi fiyatlarından yakınır.Bakıyoruz üretici pazarında kendi ürününü yanında başka ürünleri de pazarlayan köylülerimizin bazıları da  bu zam  turuna katılmış.

Kendi ürettikleri malı  organik adı altında pazar esnafı fiyatına pazarlıyor.Aslında o pazarda satılan ürünlerin hiç biri organik değil.

Organik ürün olmasının bazı koşulları var .Organik ürün pazarlayanlar belge almak zorunda.Bu vasıfta olmayan ürün satıcılarının “sattığım ürünler organik “diye halkı kandırmaması gerekir.Halkın alışveriş yaptığı satış alanları, buna üretici pazarı da dahil sıkı denetlenmeli. Bu konuda yeterli denetimin yaptığı söylenemez.Tartısında hile yapanlar kalitesiz ,çürük mal pazarlayanlara fırsat verilmemeli.

--------------------

DURGUN SESSİZ BİR BAYRAM GEÇİRDİK

Bir yanda hayat pahalılığı,  diğer yanda halkın gelecek endişesi  bayramda  halkın çocuklarına ve torunlarına bayram harçlığı dahi veremeyecek hala gelmesi,bu bayrama has yiyecekleri yapamayacak  durumda olması  nedeniyle ramazan bayramı eski coşkusundan uzak olarak kutlandı.Bayramlaşmak amacıyla buluştuğumuz insanları çoğu bu burukluğu yaşadı.Bazılarının hazırladığı  görkemli iftar sofraları  onların karınlarını doyurmadı.

Ülkemizde fakir ile zengin arasındaki makas gittikçe açılıyor.Bu  ülkede tuzu kuru olanlar için de iyi bir görüntü değil.Açlık tehlikesi yaşayan insanların sabrı bir noktaya kadardır.Bunun doğurabileceği sonuçlar hakkında tarihte   çeşitli  olumsuz örnekleri vardır.

Onun için  yöneticilere ,dar gelirlilerin geçim sıkıntısını azaltacak çareler aramak zorunda.Halkın yaşantısının yerinde olduğunu ,hiçbir sıkıntı yaşanmadığını iddia edenler bir gün çarşı pazarı gezip halkın neler çektiğini görsünler.Fiyatların ineceğini bekleyenler  daha da yükseldiğine tanık olsunlar.

-------------------

FIKRA

HAVRANIN HADEMESİ

Bekri Mustafa içkili olduğu için zaptiyeler tarafından yakalanmış.Yakalananlar arsında başkaları da varmış.Birine zaptiye başı sormuş:

“Sen kimsin?”

-“Ben yeniçeriyim”

“ Ben de yeniçeri başıyım ,vurun şuna elli değnek”

Bir diğerine:

“Sen kimsin?”

“Ben cebeciyim”

“Ben de cebeci başıyım”

“Vurun buna da elli değnek”

Sıra Bekri’ye gelmiş.

“Söyle bakalım sen kimsin?”

“Ben aşağıdaki havranın bekçisiyim ”demiş.

“Ulan p..venk bana ne dedirtmek istediğini biliyoruz. .İktir git bir daha gözüme çıkma” der

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.