Edirne ekonomisinin daha iyi düzeye gelmesi hepimizin ortak dileği. Bu alanda işverenlerin arayış içindeler.İşverenlerimizin.Başka illerden örnek alınarak,bölgemizde iş alanları yaratma çabasında.olmaları gerekiyor
Tüm kuruluşlarımızın desteği olmadan münferit olarak yapılan ekonomik girişimlerle olumlu sonuç almak mümkün olmuyor.Bugüne kadar yapılan bölge ekonomisinin gelişmesi konusunda olumlu bir sonuç alınamadı.
Daha önce farklı iş dallarında olan işverenlerimiz turizm ve sanayinin gelişmesi konusunda toplantılar yaptılar. Ne yazık ki bu toplantı aşamasında yapılan girişimler sonuç vermedi.Şu anda ekonominin dar boğazda olduğu bir zamanda kentimizde işverenlerimizin büyük bölümü şehrimize yapılacak ortak hizmetlerde üzerine düşeni yapmada yeterli olmuyor.
Bir ara son yıllardaki mahalli basını taradım .Kentimize yararlı olacak, ismini tanıtacak tüm kuruluşlarımızca benimsenen ortak ekonomik çabalar yok denecek kadar az. Bu tür hizmeti sadece belediyeden ve bir elin parmakları kadar olmayan işletme sahiplerinden bekleyemeyiz.
İşverenlerimiz kendilerine sorması gerekir:
“Ben bugüne kadar Edirne yararına, ortak faydalanacağımız neler yaptım.Bir ortak eserimiz var mı? Başka iller böyle başarıyı ortak çabaları ile elde etmiş.İlimiz işverenleri arasında ne yazık ki böyle birliktelik sağlanamıyor.Bunun sonucu birçok iş dallarında başka illerden gelen işverenlerin başarılarını görüyoruz.
------------------
BULGARLARIN EKONOMİYE KATKISI BİR GÜN SON BULUR
Bugün Bulgar komşularımız kısmen de olsa Edirne ekonomisine katkı yapıyor.
Bulgar pazarının gelişmesini, onların aynı zamanda piyasanın pahalılaşmasına neden olduğunu göz ardı edemeyiz.
Edirne’de çarşı pazarları şöyle bir gezip dolaşın oraları dahi komşuları talebine göre düzenlenmiş.Onların istediği ürünler pazarlanıyor.Bu arada yerli müşteriye ilgi azalıyor.Bazı esnaflarımız sattıkları ürünlerine Türkçe fiyatnı dahi koymak gereği görmüyor.
Türk Lirası Bulgar Levası karşısında adeta eridi bitti..Piyasadaki bu denetimsizlik, başıbozukluk dar gelirlinin belini büküyor.Fiyatlarda inme beklentisi bir yana, her gün artarak değiştiğine tanık oluyoruz.
Muharrem ayında pazardan kuru üzüm almak isteyen bir vatandaş Bir yerde kilonsun 50,diğer yerde 100,bazı satıcıda ise 150 liradan satıldığına tanık olmuş.
Halkın Muharrem ayında bu ihtiyacının olduğunu duyan bazı açıkgöz satıcılar zam üzerine zam yapmış. Bunu sadece girdi fiyatlarının yükselmesi ile ilgisi olamaz.Bakıyoruz pazarda girdi fiyatı ile alakası olmayan ürünler satanlar da “Her şeye zam geldi ben de zam yapayım “ diyebiliyor.İşverenlerimiz ,odalarımız ve mahalli yöneticiler bu soruna el atmalı.
Öyle gazetelerde TV ekranlarına demeç verip bu sorunlar çözülmez. Şehrimiz,mantar gibi türeyen, en küçük yerleşim alanları süper marketle kapladı.Bu kurumlardan alışveriş yapan Edirne halkının süper marketlerinin vergi dairelerinin başka illerde olması medeniyle vergilerimizin o illere aktarıldığı sürece Edirne’ye beklenen hizmet gelmez.
Küçük esnaflarımız bir biri ardına kapanır. İşverenlerin bu kurumlara destek verdiği sürece hizmet beklemek hayal olur.
---------------
FIKRA
SEN DE HAKLISIN
Nasrettin Hocanın komşularından ikisi birbiriyle kavga etmiş, dargınmış.Hoca karısı ile evdeyken komşularından bir gelmiş.dargın olduğu komşusu hakkında bir sürü suçlamalarda bulunmuş.
Sözleri, bitince hocaya dönmüş:
“Haklı değimliyim Hoca?” diye sormuş.
Hoca:
“haklısın“ demiş.
Daha sonra öteki komşusu da gelip o da komşusu için vermiş veriştirmiş. O da “Haklı değil miyim hoca ?”demiş.
Hoca onada “haklısın” cevabını vermiş..
Hoca’nın bu davranışı karısının canını sıkmış.komşuları gittikten sonra Hoca’ya.
“Ona da buna da haklısın dedin ikisi de haklı olamaz.Bu konuda sözlerini doğru bulmadım hoca efendi “ diye çıkışmış.
Hoca gayet sakince:
“Sen de haklısın hatun ”demiş.