Şair Ahmet Kutsi Tecer’in dizelerinde belirttiği gibi:
“Orda bir köy var uzakta - O köy bizim köyümüzdür - Gezmesek de, tozmasak da, o köy bizim köyümüzdür”
sözleriyle geri kalmış, ihmal edilen köylerimizi gündeme getiriyor.
Soner Arıca bu sözleri şarkı haline dönüştürmüş.
Bugün dahi bu örneklere uyan köylerimizin olduğunu göz ardı edemeyiz.
Ben köşe yazılarımla bunlardan birini defalarca gündeme taşıdım.
Bu köy Uzunköprü ilçemize bağlı Çavuşlu Köyü,benim doğduğum köy.Bu köyümüzün merasından linyit madeni çıkarılıyor.
Daha önceleri maden, galeriler kazılarak ,verimli toprağa zarar vermeden çıkarılıyordu.Bugün ise gelişen teknolojinin araçları ile tarlalar ve ormanlık alanlar yok edilerek maden çıkarılıyor.
Bugün köy merası adeta savaş alanına dönmüş durumda.Yasalar konut alanı çevresine maden ocaklarının yaklaşmaması uyarmasına rağmen ocakların kazı yerleri köy evlerinin yakınına geldi dayandı.
Bir Drone “ havadan çekim” ile görüntülenmiş olsa mera ve orman katliamının ne kadar yüksek oranda olduğu görülecektir.
Maden çıkarmak için kazılan çukurlarla köy merası bugün kullanılamaz duruma geldi .Bu arada ormanlık alanlar da kazılarla yok ediliyor.
Bu köyümüz tarım alanı az bir köy. Böyle merasının yok edilmesi ile hayvancılık da yapılamıyor.
Dereler madencilerin kömür yıkama yeri olması nedeniyle sular kirlenmiş durumda. Köydeki su kaynakları kurudu.Kuyu suları yok oldu.
--------------------
YASANIN AMİR HÜKMÜ VAR
Yasa gereği maden çıkarılan alan daha önceki konumuna getirilmesi,eğer orman alanı ise aynı cinsten fidanların dikilmesi yasa gereği olmasına karşın maden işleticileri bu yasağa uymuyor.
Söylendiğine göre, madenciler bu konuda az olan bir cezayı ödeyerek tahrip ettikleri yerlerde düzenleme yapma gereğini duymuyor.
Hiç abartmıyorum . Bu köyle ilgili iddiamı merak edenler gidip gözleri ile görebilir.Bugün, köy adata bir kazı alanı gibi.Köylülerin mera katliamını durdurmak için yaptığı girişimleri sonuç vermedi.
Madeni çıkaran işletmeci kazdığı çukurları düzeltme gereğini duymuyor.
Şehir merkezinde sorunlara çok duyarlı olan çevreciler ,yeni çiçeği burnunda parlamenterlerimiz ilgili kurum ve kuruluşlar bir gün bu köye ve çevresindeki köylere gidip meraların ne halde olduğunu, doğanın nasıl katledildiğini daha iyi görsünler, bana hak vereceklerdir.Bu köy Türkiye Cumhuriyeti sınırları içinde bir köy.
Bu görüntülerin güç koşullarda yaşamını sürdüren köy halkını nasıl zora soktuğuna tanık olsunlar.
Bu yıkıma, doğa katliamına birilerinin “dur” demesi gerekmez mi?
Yıllar önce şairin dile getirdiği, ihmal edilen köylerle ilgili yakınmasının günümüzde Avrupa yakası bir ilin sınırları içinde olması kimseyi rahatsız etmiyor mu?
İlgililere bir kez daha hatırlatırım…..