Semt pazarları özellikle dar gelirli halkın alışveriş için en çok ilgi duyduğu yerlerdir.İnsanlarımız evlerinin ihtiyaçlarını daha keselerine uygun olduğu gerekçesiyle genellikle oralardan karşılarlar.
Semt pazarları aynı zamanda halkımızın ,özellikle kadınlarımızın alışveriş yaptıklar sırada dost ve akrabalarıyla buluşup sohbet ettikleri yerlerdir.Uzun yıllardır semt pazarları halkın ilgi alanı olmayı sürdürmektedir.
Son dönemde birbiri ardına gelen zamlar semt pazarlarına da yansıdı. Pazarlarda yüksek zamlı fiyatları görüp bütçesi yeterli olmadığı için ihtiyacı olan ürünleri almayıp eli boş geri dönen insanlarımızın sayısı çoğaldığı.
Bu durumu Pazar yerinde birbiri ,ile tartışan kadınlarımız ”Böyle devam ederse bu kış gününde halimiz ne olacak.? Pazarlarda alışveriş yapacak gücümüz dahi yok oluyor. Bulgarların pazarları doldurmasıyla fiyatlar katlanarak artıyor.Onların ekonomik imkanları bizden çok iyi .Onlar fiyatlar dahi sormuyor.Bunu fırsat bilen satıcılar yerli müşteriyi yeterince dikkate almadan zam üstüne zam yapıyor.Halkın yaşam şartları ortada. Ellerindeki kıt imkanları ile yaşam savaşı veren dar gelirliler nasıl yaşamlarını sürdürecek? Bu zamlı fiyatlar daha ne kadar devam edecek.
Piyasanın denetimi yok mu? Herkes bir kılıf uydurup “girdi fiyatları arttı” diye sattığı mallarına istediği zam yapıyor” görüşünde.
Pahalılıktan alıcı da satıcı da şikayetçi.Neden bu kadar pahalı satıyorsunuz diye sorduğunuzda ”Malların üretim bölgelerinden bizlere ulaşıncaya kadar çok el değiştiriyor.
Malları getiren araçların akaryakıtı, yol giderleri zamlar sonucu kat kat zamlanıyor.Pazar alanına gelinceye kadar satılan ürünler çok pahalıya mal oluyor. Bizler de müşterilerimize ucuz mal satmak isteriz .
Daha önce kilo ile aldıkları yiyecekleri şimdi halk tane ile almak zorunda kalıyor.Bu durumda biz de malımızı satamıyoruz.
Buna bir çare bulunmalı.
Böyle devam ederse pazar esnafı da iş yapamaz duruma gelecek.” Yakınmalar böyle.
Bugün için ülkemizde geniş nüfusu oluşturan dar gelirli halkın durumu böyle . Hayatın pahalılığı olduğunu yöneticilerimiz daha ne kadar gizleyecek.
Açlık insana her şeyi yaptırır.”biri yer biri bakar kıyamet ondan kopar” özdeyişinin gerçek payı yok mu?
Ekranlarda zengin mutfakları göstererek halkın açlık sorunu giderilmez. Televizyonlarda ahkam kesen zatlar bir gün çarşı pazara gidip halkın neler çektiğini görsün,nelerin konuşulduğunu duyarak gereken dersi alsın.
Öyle kapalı toplantılarda gerçekleşmeyecek vaatlerde bulunmak kolay.
Milletin bu tür vaatlere karnı tok. Millet “açız” diye feryat ederken halkı “Avrupa da zahmet çekiyor,orada da pahalılık var” diye insanları ikna edemezsiniz.
İnsanlar sosyal medya ile kimin ne oranda zahmet çektiğini geçim koşullarını öğreniyor.Bunlar bir yana bırakılıp halkın karnını doyuracağı önlemler alınmalı.
---------------
FIKRA
YARI YARIYA
Bir Kayserili verdiği konferansın ardından yorgun argın evine döner.
Karısı kendisine sorar:
“Verdiğin konferansın konusu neydi” der.
“<Hiç…zenginlerin fakirlere tardım etmesi gerektiğini anlatmaya çalıştım”
Karısı:
“bari dinleyenleri inandırabildin mi?”
“Eh işte yarı yarıya inana oldu” der adam
“Neden yarı yarıya.?
“Söylediklerime sadece yoksul insanlar inandı” der.