Sabit fikirli kişinin fikir  değiştirmenin atomu parçalamaktan daha zor olduğunu söylemiş bir düşünür.Gerçekten  de öyledir.Günlük olayları izleyip insanlarla konuştuğumuzda bunun çeşitli  örnekleriyle karşılaşırız.”Dediğim dedik,öttürdüğüm düdük ”sözcükleriyle  ifade edildiği gibi,kafasında oluşturduğu fikirlerin yanlışlığı ayan beyan ortada olsa da, kendi fikrinde  ısrar etmeyi sürdüren kendi doğrularından başka doğru tanımayan saplantı içinde insanlarımız sayılmayacak kadar çok..

   Bu tür insanlar mutlak doğruları bir türlü kabullenmeyen, halk kitleleri her ülkede olduğu gibi ülkemizde de üzerinde durulması, kafa yorulması gereken en önemli halk kesimleridir.

Bu tür sabit fikirli  iflah olmaz tavırları olanları  bazı siyasileri de destekler ve yanlış karar almalarına  sabit fikirlerini yaymalarına destek verir..

  Onların görüşlerini kendi anlayışlarıyla bağdaşıp  doğru kabul  eden siyasiler, “halkın görüşü bu doğrultuda  diye tavır belirliyor,onda ısrar ediyor” der.

  Eğilip bükülmeyen dediğim dedik anlayışıyla hareket eden doğrular hiçbir zamanı kabul etmeyen bu sabit fikirli kitleler bugüne kadar ülke kaderini olumsuz etkileyen kararların alınmasında belirleyici olmuştur.

  Bu tür kişilerin sorunları araştırıp inceleme yerine, kafalarına nakşedilen sabit fikirlerden en çok siyasiler yararlanmıştır. Bunları bazen dini bazen de gelenekleri kullanarak halkı yönlendirmeye çalışan siyasiler sonunda hakikatle yüz yüze gelmiş olsa da bunun topluma olumsuz maliyeti yüksek oluyor.

  Demokrasiyi benimseyen ülke halkı hiçbir zaman kendi fikirlerinin mutlak doğru olacağı konusunda ısrarcı olmaz.

 Bazı  siyasilerin halka mal ettiği fikirlerin çoğunu ülke gerçekleri yerine kendi gerçeklerini kapsayan politik çıkar amaçlayan bilgilerden kaynaklandığını gözden uzak tutmamak gerekir.

   “Dün dündür bugün bugün” anlayışını benimseyen siyasi parti yetkilileri menfaatine ters düştüğünde daha önce söylediklerini yalanladıkları yeni rota çizdikleri, siyah dediğine bugün beyaz dediğin gösteren sayısız örnek vardır.

   Halkımız da ne yazık ki bu yalanlara alet olmaktadır.Kendi mantığına göre sorunları yorumlama alışkanlığı kazanmayan toplumları siyasilerimiz çok çabuk kandırıp kendi yalanlarına alet edebilirler.Böylece yalan üzerine kurulan  siyaset ortamında ülke, toplumun sorunlarından çok yalanların,halkı kandırmaca yönteminin geçerli olduğu kurallarla idaresini sürdürür.

  Şöyle bir arşivler açılsa bugün muteber kabul edilen siyasi parti yöneticilerinin daha önceki yıllarda bugün söylediklerinin tamamen zıddı olan fikirler savunduklarına tanık olursunuz.

   Bunlar yüzlerine söylendiğinde pişmanlık duymazlar:”O günün gerçekleri onu söylememi gerektiriyordu onu söyledim” diyerek kendilerini savunurlar.

  Bu kişilerin yarın ülkenin içinde düşeceği başka bir ortamda nasıl tavır alacağını kim  tahmin edebilir.

  Rüzgar gülü gibi yön değiştiren kişilerin siyasette etkin olmasını sağlayan destek veren yine halkımızdır.

 Onların yanlışlarını kabullenen, sineye çeken sabit fikirli, sorunları kendi kafasında yorumlamaya gerek görmeyen kimseler bu tavırları ile ülke geleceğine çomak soktuklarının farkında olmuyorlar.

  Bir anlamda ülkelerine  kötülük ediyorlar..”Gelene ağam gidene paşam” deme alışkanlığı, uzun yıllardan bu yana devam eden bu saplantı sona ermediği sürece siyasi yalanlarıyla halkı peşinde sürükleyen iktidarları engellemek mümkün olmaz .Halkın bu tavrını bugünkü siyasilere mal etmek doğru değildir.

  Bu uzun yıllardan bu yana devam eden, bunlara göz yumup kendi siyasi amaçları uğruna kullanan siyasi partilerin de  bunda vebali, sorumluluğu vardır.Ülkemiz siyasetinde köklü değişime ihtiyaç vardır.

   Bunda sadece de halkı suçlayarak bir yere varılmaz.;İlkin tepedekilerde revizyona ihtiyaç vardır.

-----------------

FIKRA

HAVRANIN HADEMESİ

Meşhur, Bekri Mustafa içkili olduğu bir zamanda zaptiyeler tarafından yakalanır.

Kendisi gibi başkaları da yakalanmıştır.

Birinci yakalanan sarhoşa zaptiye başı sorar;

-“Sen kimsin.?”

-“Ben yeniçeriyim”

-“Ben de yeniçeri başıyım.Vurun şuna elli değnek”

İkinciye:

 “ Sen kimsin.?”

“ Ben cebeciyim”

“Vurun oma da elli değnek”

“Ben de cebeci başıyım”

Sıra Berkite gelir:

“ Söyle bakalım sen kimsin-“

“ Ben aşağıdaki havranın hademesiyim” der.

“ Ulan p…. senin bana ne dedirtmek istediğini biliyorum,  s..tir git bir daha  karşıma çıkma” der.

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.