Sınır kenti olma özelliği ve İstanbul’a yakınlığına bağlı olarak salgının ilk günlerinde çok sayıda vakayla karşılaşan Edirne’de son günlerde sevindirici bilgiler gelmeye devam ediyor.

Ancak yetkililer uyarıyor; ‘’Sakın gevşemeyelim. Henüz koronavirüsü tam olarak bitiremedik.’’

Gerçekten de, Türkiye’de ilk vakanın görüldüğü tarihten sonrası kısa dönemde, Edirne vaka sayısına hızlı bir giriş yapmıştı.

Yapılan testlerde kısa sürede 100’e yaklaşan vaka sayısı, yoğun bakımdaki hastalar ile ölümler canımızı sıkmış, üzüntü yaratmıştı.

O tarihlerde Vatandaş’taki yazımda, Edirne’nin risklerini açıklarken, gümrük kapılarının fazlalığı ve Avrupa’da virüsün adeta tavan yaptığını hatırlatmıştım.

Bir diğer risk faktörü sınırda biriken sığınmacılardı.

Ancak asıl tehlike 2-2,5 saat mesafedeki İstanbul’du.

İstanbul unsuru çok önemliydi.

Çin’de koronavirüsün çıktığı kent olarak nitelenen ve 3 bin 869 kişinin hayatını kaybettiği açıklanan Wuhan gibi Türkiye’de virüsün merkezi kabul edilen ve vakaların yüzde 60’ının yaşandığı İstanbul’a yakınlığımız bizi korkutuyordu.

İstanbul’da çok sayıda Edirnelinin yaşaması, bu kişilerin Edirne’deki akrabalarıyla temasları  (İstanbul’dan çıkışların yasaklanmasına kadarki zaman) çok sayıda Edirneli öğrencinin İstanbul’da eğitim alması ve ticari temaslar da eklenince tehlikenin boyutu anlaşılacaktır.

Ancak,  Sağlık Müdürü Ali Cengiz Kalkan, Trakya Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Erhan Tabakoğlu, Edirne Valisi Ekrem Canalp koordinesiyle bu belaya karşı savaşı başlattı.

Salgını azaltacak tedbirlerin yanı sıra virüsü kapanların tedavileri en iyi şekilde yapılmaya başlanınca hastanelerdeki vakaların iyileşmesi ve taburcu olanların sayısında büyük artış yaşanıyor.

Aldığım bilgilere göre, hastanelerden son günlerde çok sayıdaki hasta taburcu ediliyor. Yoğun bakımda ve hastalığı son aşamada olarak solunun cihazına bağlananlarında 5’te 4’ü iyileşiyor. Ölüm oranlarının düşük olmasının bir sebebi de Türkiye’de büyük kentlerde uygulanan tüm yöntemlerin Edirne’de de kullanılması.

KÖK HÜCRE TEDAVİSİ UYGULANIYOR

Virüsün kontrol altına alınıp, tedavide başarı elde edilmesinde Sağlık Müdürümüz Ali Cengiz Kalkan’ın çalışmalarını es geçemeyeceğim. Kendisi açıklama yapmasa bile, aldığım bilgiler var. Virüsle savaşta başarılı performans gösterdiği anlaşılıyor.

Edirne’de Devlet Hastanesi ve Trakya Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi çalışanlarının özverili çalışmalarını da, virüsle mücadele de bulaşıya maruz kalan sağlıkçılarımızı unutmuyoruz.

Sağlık Müdürü Ali Cengiz Kalkan’ın salgın öncesindeki çalışkanlığını ve sağlık alanında yaptığı çalışmaları defalarca yazdım.

Salgında gösterdiği faaliyetleri duyuyorum.

Son olarak kök hücre ile ilgili çalışmaları öğrendim. İşini severek yapanlar, önce millet düşüncesiyle hareket edenler başarıyı elde ediyor.

Pek rakam verme taraftarı değilim. ‘’İyiye gidiyoruz’’ denilince bile insanlarımız sokaklara doluşuyor. Tedbirler unutulabiliyor.

Biraz bilgi vereceğim:

Her can önemlidir, kıymetlidir. Ancak, Edirne’de bu hastalıktan ölenlerin belirli bir yaşın üzerinde ve başka bir kronik hastalığa sahip olduklarını vurgulamak istiyorum.

Ölümleri en aza indirmek için büyük hastanelerde uygulanan tedavi yöntemlerinin hepsi Edirne’de de yapılıyor.

Bu amaçla Kayseri’den getirtilen kök hücreler, I. Murat Devlet Hastanesi’nde gerekli hallerde hastalara uygulanıyor.

Böylece, Türkiye’de ilk defa bir Devlet Hastanesinde kök hücre tedavisi uygulanmış oldu.

Hastaları yaşatmak için ne gerekiyorsa, elden ne geliyorsa ücretsiz olarak yapılması çok sevindirici. Devletin sağlık alanındaki gücünü memnunlukla görüyoruz.

Edirne’de en kritik haldeki hastaların bile 5’te 4’ü ölümden kurtuluyor.

Gelelim vaka sayılarına;

Son haftalarda vaka sayılarındaki azalma sevindirici boyutlarda. Bazı günler sıfır vaka olurken, bazı günler 1-2 yeni vaka oluyor.

Vakanın tespit edildiği kişilerin yaşadıkları apartmanlar, köyleri zaman zaman ziyaret ederek, sağlık muayenesinden geçirmek amacıyla oluşturulan kornavirüs takip ekiplerinin sayısı da, vakaların azalmasına bağlı olarak, 12’den 4’e düşürüldü.

Hastanelerimizde (Devlet ve TÜ Tıp Fakültesi) yatak sıkıntısı, cihaz sıkıntısı gibi bir durum yok.

Aldığım bilgilere göre, Edirne’de virüsle mücadele de büyük başarı elde edildi.

İstanbul’a komşu olan tüm illerde durum bizden kötü. Sınır kenti olmamızda göz önünde tutulduğunda sağlıkçılarımızın yaptıkları işin büyüklüğü ve başarıları daha iyi anlaşılıyor.

Allah hepsinden razı olsun.

Öte yandan virüs taşıdığı tespit edilen kişilerin yaşadığı Eskikadın, Geçkinli ve Değirmenyeni Köylerindeki karantina uygulaması sürüyor.

Yukardaki bilgiler ışığında anlamamız gereken özetle şudur:

 ‘’Tehlike tam olarak geçmedi. Kontrol altına alındı. Tedavide büyük başarıya imza atıldı. Tedbirleri sürdürürsek yakın bir gelecekte biraz olsun normalleşebiliriz. Yoksa sıkıntı yaşamaya devam ederiz.’’

GELDE YAZMA

Bu kadar başarılı işlere imza atmış, Sağlık Müdürü Ali Cengiz Kalkan, TÜ Rektörü Prof. Dr. Erhan Tabakoğlu, Edirne Valisi Ekrem Canalp’i maske ve dezenfektan dağıtırken, ilaçlama yapılırken, hastalar taburcu edilirken hiç fotoğrafını gördünüz mü?

Bu kişiler neden yaptıkları işlerin (gerçekten başarılı) reklamını yapmayı düşünmezler de takdiri halka, kamuoyuna bırakırlar? Hiç düşündümüz mü?

Ismarlama pozlar vererek değil, yaptıkları ile canları kurtaran bu kişililere Ramazan mübarek günlerde dualarımızı eksik etmeyelim. Onlar zaten bizden başka bir şey beklemiyorlar.

Onları unutmayacağız. 

Edirne’de de çok sahne alan ve bir süre yaşayan Haluk Levent’in şarkısında söylediği ‘’Seni unutmak mümkün mü?’’ sözünü ‘’Sizi unutmak mümkün mü?’’ şeklinde değiştirerek, şükranlarımı sunuyorum.

Yalnız onları mı, bunları da unutmayacağız;

İşi şova, siyasete dökerek, yaptıkları iş bulundukları makamın görevleri ve sorumlulukları olmasına rağmen bol bol poz verenleri, siyaseti bu zamanda bile kullanmak isteyenleri de bu millet unutmayacaktır.

ZOR BİR HAFTAYDI

Üzüntülü bir haftayı geride bıraktık.

Yıllar öncesine (Ayşekadın Camisi’nin karşısında camcı dükkanı işlettiği yıllar) dayanan tanışıklığım olan, Edirne’de spora ve spor basınına büyük hizmetleri olmuş, her zaman mütevazi ve mesleğini menfaati için kullanmayan spor adamı, spor programcısı ve yazarı Atilla Bilgin’i ebediyete uğurladık.

Derneğimiz tarafından Edirne’de geniş katılımlı halı saha turnuvalarının düzenlenmesi, yılın sporcusu ve spor adamlarının belirlenmesine kadar birçok faaliyette birliktelik sağladığımız ve her zaman saygı ve sevgimi kendisine sunduğum Atilla Bilgin’i unutmayacağız.

Anadolu Ajansı’nda bir süre (kendisi Tekirdağ Büro Müdürüydü) mesai arkadaşlığı yaptığım Muhterem Erkul da uzun süredir mücadele ettiği hastalığa yenik düştü ve aramızdan ayrıldı.

Her ikisine de Allah’tan rahmet, yakınlarına ve basın camiasına başsağlığı diliyorum.

Bu arada, Edirne kamuoyunun yakından tanıdığı, Ciğer ve Kırkpınar Marşları başta olmak üzere, çeşitli besteleri ve güfteleri olan, öğretmenlik sonrası yerel basında köşe yazarlığı yapan ve basın camiasında da sevilen Beyazıt Sansı’nın da bir süre önce yakalandığı hastalığının nüksettiğini üzüntüyle öğrendim. Kendisine acil şifalar diliyorum.

Bu fırsattan istifade görevini nöbetleşe sürdürerek, insanların haber alma ihtiyacına karşılık hizmet üreten tüm meslektaşlarımı kutlarken, kendilerine virüse karşı tedbirli olmaları için bir kes daha sesleniyorum. İyi günlere az kaldı.

Yazacak bir kuşak dolusu konu gelecek yazıya kaldı. Hoş kalın, sağlıklı olun.

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.