Güler’i uzun yıllardık tanırım. İletişim içinde olduk hep; kitaplaştık, telefonlaştık. Ancak henüz yüz yüze görüşemedik ama fotoğraflardan görüşmüş gibiyiz.
Gönderdiği yapıt biraz maceralı buldu beni.
Önce telefonla arayıp kitabını göndereceğini söyledi ve adresimi istedi. Kısa bir süre sonra gönderdim. Ama üstat eski adresime göndermiş bile.. Sağ olsun kiracı evimize getirdi.Kaybolmadığı ya da geri gitmediği için nasıl sevindiğimi anlatamam. Çünkü bilindiği gibi kitap bastırmak ; göndermek bile, artık çok masraflı oldu.Kitap satışları bile artık eskisi gibi değil.
Abdülkadir emekli öğretmenimiz Mardin’in Kızıltepe İlçesinin e
Esenli Köyünde doğmuş.Ömrü yazma, öğrencilik öğretmenlik ve yöneticiliklerini sığdırmış. Emekli olunca da Akdeniz rüzgarı onu SÖKE’ye taşımış.
Son sayfada Ahmet Özer 0nu çok iyi tanımlamış. Şöyle sonlandırmış yazdıklarını:
“Doğu’nun insan manzaralarını, Ege’nin evrensel kültürüyle harmanlayarak daha nice kitaplara, imza atacağını düşünüyor, emeğinin hiç eksilmemesini diliyorum.”
Şiirden hiçbir zaman kopmayan dostumuz için bu görüşlerine katılmamak
Olası değil.Neredeyse her gün yüzünü ve yüreğini şiirle yıkıyormuş gibi dizeler.. Yaşadıkları ve başarılı belgeleri inanın insanı şaşırtıyor. 60 Yıl dile kolay. Özellikle Söke Ekspres gazeteciyle yıllardır içli dışlı.
İşte kitabın ilk sayfalarında ki dörtlüğü
DÜNYADA,
Fakiri, zengini bir tutmak güzel
Şu nefreti, kini unutmak güzel
Üç günlük fani ve yalan dünyada
Kardeşçe bayramı kutlamak güzel
Abdülkadir Güler
Kendisi için yazılmış yılların mektuplarını, bulunduğu fotoğrafları,söyleşileri yıllarca saklamış ve bu kitabı oluşturmuş. Yarınlar için bence örnek sayılabilecek bir eser …
Aramızda uzaklık bile olsa, dergilerde gazetelerde ve edebiyat dünyasında buluşup görüşüyoruz. Ayrıca ödülleri de oldukça çok. İkimizin en çok buluştuğu dergi Güncel Sanat Dergiyi Çıkaran Arslan Bayır da görüşlerini yazmış. Yazısını şöyle sonlamış:
“Abdülkadir Güler, meğer dağarcığında neler neler biriktirmişte bu güne kadar saklamış, edebiyat alanında tam bir gizli çıkınmış.”
Yarınlarda yaşamanın bir yolu da eser bırakmaksa Güler işte bunu da başarmış. Ecevit’ten gelen teşekkür mektubu bile kitapta özel yerinde…