Eşcinsellik…

Hadi diyelim ki, kişisel tercih. Öyle bile yaklaşılsa normal demek olası değil.

Bu yetmiyormuş gibi,evlenmelerine izin veren yasalar çıkarmaya başlayan ülkelere, birer birer gündeme giriyor.

Şimdilik bizde böyle bir şey yok. Umarım olmaz da.

Başka bazı ülkelerde. Bu fırsatı kaçırmayıp gerçekten evlenenler deolmaya başladı.

Böylece; zaten sarsıntı geçiren evlenme kurumu, iyice çocuk oyununa dönmeye başladı. Oysa evlilik toplumun çekirdeğidir, benim bildiğim.

Konuya nereden yaklaşacağımı da kestiremiyorum. Ancak, nereden ve nasıl bakarsanız bakın, özgürlüklerin varsıllaşması anlamına gelmez. Resmen, edepsizce ve iğrenç bir sapma.

İki eşcinsel evlense ne olur, evlenmese ne?

Gizli saklı, ve normal dışı böyle bir olayı yasalaştıran ülkelerin başka işi gücü yok mu?

Freud bir Fransız bilgin. Cinsellik olayını derinlemesine incelemiş. Psikaanalizin kurucularından. Bu bilim adamı bile böyle bir istek ve öneri düşünmemiş.

Böylelerinin evlenmeleri yaklaşımı yerine, eğiterek topluma kazandırmak bence en doğru yol. Eğitmek yerine evlenmelerine izin vermek, bir yanlışı, bir anormalliği  düze çıkarmak anlamına gelmez mi?

Zaten nikahsız ve birlikte yaşama olayı yaygınlaşırken, böyle bir gereksinme yok, ya da olamaz gibi geliyor bana.

İsteyen istediği gibi yaşamalı ama, aynı cinsten iki sapığın evlenmesi resmen sapıklığı desteklemek değil de ne?

Bazı kadınlarda da  böyle şeyler oluyormuş. Kadın kadına ilişkinin adına da “Lesbiyenlik” denmiş.

Onların evlenmeleri için de yasa çıkarırlar mı, bilmiyorum. Böyleleri de ister mi, yine bilmiyorum.

İkisi için de ve bilimsel yaklaşımları bunlar en doğru söz, sapıklıktır. Onlara kapıları aralamak, açık tutmak yerine eğitmek için, okul açmak daha doğru değil mi? Yani akılcı ve bilimsel yolların kapıları açılmalı.

Cinselliğin susuzluk ve açlıktan sonra gelen bir bedensel gereksinim olduğunu, bir türlü kavrayamadık, nedense.

Belki de bu nedenle  saldırıya varan şiddet olayları bir türlü sonlamamakta.

İşin bir de gelenek ve sosyal yanı var. Bir çok kurallar üretilmiş.

Bunlar da yanlışsa hemen düzeltilmeli. Çağdaş konuma getirilmeli. “Namus meselesi yaklaşımı pek sağlıklı değil gibi geliyor bana.

Çünkü her insanın vücudu öncelikle kendine aittir. Ve her cins görevini yapmalı, insanca yaklaşımlarla  sorun çözümlenmelidir, sanıyorum. Çünkü biliyorum ki; “zorla güzellik olmaz”.

Ayıp, yasak, günah kıskacında ise sorun…

Bu kez de aldatmalar başlar. Bu ise her türlüsünden daha çirkin, sanıyorum

Kim, kimin annesi, ya da babası; kim kimin çocuğu? Gibi dalaşmalar ve sorunlar başlar. Dizilerde (özellikle batı kökenli) bunlar yaşanıyor.

Sağlıklı çözümler üretmek… Sorun burada düğümleniyor galiba!..

Sapıklığın aynasına her zaman bakılmalı…

Ne olacak işte; Emperyalist kafa, kapitalist akıl. Sapıklığın evlenmesi için yasa çıkaran ülkelere yakışan; bu yaklaşım yakışıyor sanki.

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.