“Artık yeşerecek bir dalım yok,
Yağmurlar yağsa da hoş, yağma da
Üç günlük ömrümü bir gün de yitirdim
Yarınlar olsa da hoş, yağmasa da…”
Benim adaşım Necdet Tokatlıoğlu çok güzel bestelerinden birinin ilk dörtlüğü. Biri bu. Ancak söylemek gerekir ki, tüm besteleri birbirinden güzel. Dinlemeye doyamazsınız.
Müziğin de kendine göre türleri var. 9/8 lik, Arabesk, Batı Müziği, Dans müziği, Ve Türkü Türk sanat Müziği… Bir çoğumuz Türkü ve Türk Sanat Müziği dinler ya da mırıldanırız. Özellikle Türk Sanat Müziğinde duygu ve hüzün vardır. Sevilir hepsi de ancak ben Türk Sanat Müziğini tercih ediyorum.
Bilindiği gibi müzik annelerin ninnileriyle başlamış, sonra sonra çeşitenip yaygınlaşmış.
İşte yeni bir gün, yeni bir gazete… Dışarıda hafif rüzgar ve güneş, yani sıcaklar şimdilerde de birden azalmaya başladı.
Gazetenin Bedri Baykam’ın köşe yazısı. Alıntı bana ilginç ve anlamlı geldi, işte:
“Son olarak bakara suresi 256. Ayete göre dinde zorlama ve baskı yoktur. Dinin her birimizin ihtiyacı olan barış ve huzur için yapması gereken katkılarının temelinde bu hoşgörü ve kucaklama vardır.”
Ve balkona çıktım…
Bu gün biraz serin sanki. Esiyor ve yakmıyor. Çiçekler de sıcağa karşı direnmekte. Ancak suyunu unutmamak, daha sık sulamak gerekiyor.
Kent hala ıssız ve yalnız gibi. Sessizlik sarıp sarmalamış ortalığı. İş yerlerinde bile derin bir sessizlik sıcak sıcak yaşanmakta.
Posta yine çalışmakta. Ve bir dergi, “Berfin Bahar” geldi. Benim de kitap tanıtımı konusunda bir yazım var. Bayğı etkilendim ve sevindim.En yakın Arkadaşımın da bir tanıtım yazısı var. Kendisi Tekirdağ’da oturmakta. Çok üretken bir yazar ve şairimiz: Hasan Akarsu. Yanyana olmanın hazzı da bir başka oluyor.
Dergi, Bu sayıda Can Yücel’i tanıtıyor. Önemli ve ilginç yazılar var. Biraz bakalım:
Cazim GÜRBÜZ
Alayda, kalayda, lehim de usta ozan.
Bedriye KORKAN KORKMAZ
Şiirin ve devrimin Che guevarası.
Halit PAYZA
Tersine akan nehir, yerküreden gökyüzüne çakan şimşek.
Sencer BAŞAT
Her gece on bir buçuğa doğru, haklı olduğunu anlayan şair Can Yücel ve Ankara.
DİL DAŞ
Can YÜCEL’in ağzına biber sürmek. Can bu ve böyle işte. Anılmaksa hepsinden daha önemli olmalı.
Öyle değil mi Can Yücel..
YAMACIMIZ
Hurdalığıma bir çiçek düşürmüş doğa
Kim söyledi tahta attan düştüğümü
Boğazın mevsim sonu bekleyişine
Zeus soylular mıydı en çok bir bilen
Sarıçay hüznüne vurunca gölgem
Son ürpertinin son çeyreği bilge son bölen
Çarşı ekmeğim şarkılanınca çocuk
Dışım Truva atı, içimde tarihi gölgen
Ya yamacımız küçük, ye yırtmacımız büyüktü
Aşk çıkmazında flütünü unutan ben
(N.Tezcan)
Az Bulutlu Kuşlar yapıtımdan
