İkinci turun da yapılması ile Cumhurbaşkanlığı seçimi sona erdi.Seçimde genel kanı olarak beklenen sonuç gerçekleşti.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan bir kez daha Cumhurbaşkanlığını kazandı.Net bir sonuç ile gerçekleşen bu seçimde kimse mazeret aramamalı.Karşısında çok ortaklı ve farklı görüşten partilerin olmasına karşın Erdoğan strateji ve seçim kazanmaya yönelik taktiği ile bu yarıştan başarı ile çıktı.
Kendisini kutlamak gerekir.Bu sonuçlara bakarak muhalefet partilerinin siyasetlerini yeniden gözden geçirmeleri gerekecek.
Özellikle CHP’nin bu seçimde yapılan hataları masaya yatırması yanına aldığı partilerin kendilerine bir yarar sağlamadığını, hatta zarar verdiğini kabullenmesi gerekir.
Bu partilerin çıkardığı 40 kadar milletvekilinin bir süre sonra Cumhur İttifakı saflarına geçmesi halinde Cumhur İttifakı anayasayı değiştirebilecek sayıya ulaşabilecek.
Bu partilerin milletvekillerinin liderleri parlamenter değil.Onları millet ittifakı ile aynı saflarda yer almaları çok zor olabilir.
Özellikle seçim sonuçlarını dikkate aldığımızda.muhalif milletvekillerinin bir süre sonra Cumhur İttifakı saflarına geçmesi kimseyi şaşırtmamalı.
Siyasette genellikle vefa yoktur.O koltukları kapanların bir süre sonra saf değiştirmelerinin en çarpıcı örneğini CHP yaşadı.
Bu seçim sonrası yine kendi ismi altında parlamentoya giren vekiller yemin töreni sonrası CHP’den ayrılıp kendi partisine geçecek. CHP bir kez daha seçimde yanlış hesabın kurbanı oldu.
Öyle sanıyorum ki, Bu sonuçların ardından CHP yönetiminde köklü değişiklikler olacak .Bu değişim Genel Başkana kadar uzanabilir.Çünkü Kılıçdaroğlu’nun parti başkanlığını içine sindiremeyen, kuyusunu kazmak isteyen yöneticilerin olduğu biliniyor.
Bu arada Kılıçdaroğlu’nun bu seçimlerde de insan üstü bir gayret sarf ettiği inkar edilemez.Kendisinin çok üst düzeyde bir siyasi birikimi olduğu tartışılmaz.Ülke siyasetindeki genel seçmen profili Kılıçdaroğlu yapısında bir siyasetçiyi içine sindiremedi .Siyaset dışı suçlamalarla başarısına ket vuruldu.Bundan sonra parlamenter olmadığı için Kılıçdaroğlu’nun parti genel başkanlığını yürütmesi çok zora girebilir.O yine partide kalıp yeni yönetimlere destek vermesi, partisi için daha yararlı hizmet olur.CHP’nin iç Anadolu,Doğu Anadolu ve Karadeniz seçmenini siyasi yapısını çok iyi tahlil etmesi,bu konuda eksiklerin giderilmesi için önlem alması gerekir.
CHP geçmiş yıllarda yapılan hatalarının da etkisi ile bu bölgelerden bir türlü oy alamıyor.
Siyasi söyleminde çok haklı olsa da CHP’ye bu bölge halkı oy vermiyor.Bunu en bariz şekilde deprem bölgesinde gördük.CHP’li belediyelerin büyük fedakarlığına rağmen o bölgeden oy alamadılar.Bunun için suçu seçmenlerde aramak çözüm yolu değildir.Bu eksikliği önce kendilerinde aramalı.Bunun için mazeret üretmeleri onlara fayda sağlamaz.Bu güne kadar o bölgeden aldıkları oy miktarı ortada . Oy oranında değişen bir şey yok. Demek ki, bu parti o bölgelerde oyunu artırmak için yeterli çaba göstermemiş.
Onlar mitinglerde halkın katılımına aldandılar.Bu çok katılımlı toplantılar daha önce yapılan Cumhuriyet Mitinglerinde de oldu.
O zaman da oy artışı CHP’ye oy artışı sağlanmamıştı.Bu durum parti yöneticilerinin meydana halkı toplayarak seçim kazanılamayacağını,bu tür toplantıların sandığa yansımadığın kafalarına sokmalı.Seçimde başarılı olmak için o yöre insanları ile bire bir temas kurarak hatalarının neden kaynaklandığını görüp ona göre önlem almaları gerekir.Yoksa bu seri yenilgiler bundan sonraki seçilmede de devam eder.
Böylece ülkemizin en eski ve köklü partisi CHP muhalefet görevini sürdürmeye devam eder. Önümüzdeki günlerde CHP’de ne gibi değişiklik olacak onu da bekleyip göreceğiz.