Muhteşem Selimiye Camii’ne bir marş kazandırmak için kendimi güçlü bir şekilde motive ettim.

Biliyorum ki; bu türden işler, çok geniş bir zaman dilimine ihtiyaç duyar. Çünkü işin başını tutan siyaset erbabı, sanatsal eylemlere pek o kadar değer vermezler.

Bu türden sanatsal eylemler için götürülen teklifler; “Bakarız, ederiz…” türünden söz ve eylemlerle geleceği hiç belli olmayan bir geniş zamana ertelenir.

UNESCO Dünya Kültür Mirası Listesi’ne alınmış olan Muhteşem Selimiye Camii’nin kesinlikle bir marşı olmalıdır.

Muhteşem Selimiye Camii’ni müzikal dilde anlatmak için sadece marş türüyle de yetinemeyiz. Eğer bir gün Muhteşem Selimiye Camii için beste yarışması düzenlenecekse; bu yarışma müzikle anlatım türünün çeşitlerinden olan; şarkı-marş- ilahi-sonat-konçerto ve oratoryo türlerini de kapsamalıdır. Çünkü Selimiye Camii madem ki evrensel bir kültür değeridir, o halde onu anlatacak müzikal eserler de evrensel dilden-dillerden olmalıdır.

Benim Selimiye Camii için öne sürdüğüm bu fikirler, birileri için uçuk öneriler olarak da algılanabilir.

Bunun en sıcak örneği; KIRKPINAR MARŞI’dır.

1995 yılında sözlerini yazıp bestelediğim bu güzel eser, ancak ve ancak 2004 yılında, yani doğumundan 10 yıl sonra kabul görmüştür.

Selimiye’ye evrensel dilde eserler yazılması önerimiz de, belki yılları alacaktır.

Ancak ben görmesem de inşallah genç kuşak Edirneliler o güzellikleri de görecektir.

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.