Son zamanlarda siyasilerin söylemlerine baktığımızda seçim günleri yaklaştıkça siyasi mücadelenin daha da çetinleşeceği izlemini alıyoruz. Siyasi partiler çok önemli görevlerini bırakıp birbirinin yanlışını bir falso yapmasını görüp bunu siyasi malzeme olarak kullanma yarışında.

Bu yöntemin seçmen nezdinde ne kadar başarılı olacağını zaman gösterecek.Aslında toplumun bu tür siyasi manevralara,  ayak oyunlarına  hiç ilgisi yok.Toplum bu koşullarda kışı nasıl geçireceği telaşında.

Toplumun ana tüketim ürünlerine yapılan zamlar almış başını gidiyor.Çarşı pazardan bir hafta önce satın aldığınız malın bir hafta sonra aşırı zamlandığını görüyorsunuz. Piyasada denetim yok.Herkes malına istediği gibi fiyat koyabiliyor.

Üstünkörü yapılan denetimler etkili olmuyor.Serbest piyasanın faturası zamlarla halka çıkıyor.Toplum, yöneticilerden birbiri ile kavga etme yerine sorunlarının çözülmesini  istiyor.

Siyasi kavgadan medet umanlar haber saatlerinde halkın kendileri hakkında ne düşündüğünü duyarak ona göre tavırlarını belirlemeleri gerekir.

Siyasilerin bu tavırları toplumun siyasetten soğumasına güvenin azalmasına neden oluyor.

Tüm siyasiler siyasetini toplum karşısında yapmalı. Kapalı yerlerde taşıma izleyicilerle ve TV kanalıyla yapılan propaganda onlara  sağlıklı bilgi vermez.

Önemli olan toplumla iç içe yapılan sorunların onlar kanalıyla  yapılacak  siyaset toplumun eğiliminde belirleyici olur.Suni gündemlerle Halkın gerçek eğilimini kendi yanına çekmek mümkün değildir.

Özellikle toplumda sıkıntıların mutfağa yansıdığı zamanlarda halk onun dışında siyasilerin palavralarına kulak asmaz.

 Bu soruna çare bulmayı geciktirenlere de yeri geldiğinde hesap sormasını bilir.

Geçmiş yılları hatırlayanlar bunun örneklerini görür.Onun için siyasilerin toplumu kutuplaştırıcı konuşma yerine halkı sorunlarını çözümüne çare olacak bir yol izlemeli .Halkın siyasilerden beklentisi bu.

-----------------

FIKRA

“KIZ SENİ TANIYAMADIM”

Kadının biri 50 yaşında kalp krizi geçirir ve hastaneye kaldırılır.

 Ameliyat masasındayken ölümünün yakın olduğu saatlerinde Azrail’i görerek sorar:

“benim ölüm zamanım geldi mi?”

Azrail “ hayır” der “ Senin daha ölümüne 40 yıl 2 ay 9 günün var.”

 Kadın narkozdan uyandığında  “Madem daha çok uzun ömrüm var o halde genç görünmeliyim” diyerek estetik ameliyatı olmaya karar verir.

Yüzüne gerdirir,dudaklarını doldurur,karnındaki yağları aldırır,göğüslerini şişirir,yeniden doğmuş gibi olur.

Daha uzun süre ömrünün olduğunu bildiği için,son ameliyattan çıktıktan sonra gönül rahatlığı içinde caddeden karşıya geçerken  bir aracın çarpması sonrası ölür.

  Kendisine tekrar görünen Azrail’e sitem ederek sorar:

  “40 yıldan fazla yaşayacağımı söylemiştin. neden o zaman aracın bana çarpmasına engel olmadın.?”

Azrail ona dikkatle bakar ve:

“Kız Allah canını almasın ”der.”O kadar değişmişsin ki vallahi seni tanıyamadım.”

------------------

BUNLARI BİLİYOR MUSUNUZ.?

İLK ÜNİVERSİTEMİZ 1863’TE AÇILDI

 Ülkemizde ilk üniversite 14 Ocak 1863 günü öğretime başlayan Osmanlı Darülfünunu’dur.

Türkiye’de 1933 yılına kadar üniversite yerine  Darülfünun adı kullanıldı.

 Bu  Arapça” ev anlamına gelen “dar” ve fenler.bilimler anlamına gelen “fünun” sözcüklerinden oluşur.

Darululüm, Darulilm,Külliye,,Camia gibi çeşitli isimlerle de anılır.

 İstanbul’da Ayasofya dolaylarında, ünlü İtalyan mimarı Fosatti’nin yaptığı bu bine üç katlı ve 125 odalıydı.

1953 yılında yandı. Kısa süreyle eğitim yapılan yapıda devlet hizmetleri de görülürdü. Darülfünun 1865 ‘de Çemberlitaş’a  taşındı. Burada çıkan yangın sonucu her şey kül olunca bir süre kapatıldı.

Batılı anlamda ilk üniversite ise Maarif Nazırı Saffet Paşanın çabasıyla 1870 yılında Sultanahmet türbesi yanında açıldı.

Başına  Yahyalı Hoca Tahsin Efendi rektör olarak getirildi. Sınavla alınan 450 öğreniciyle öğretime başladı.

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.