Sonbaharın kış aylarına yaklaştığı günleri insanın içini karatan kasvetli hüzün dolu  günler oluyor.

Şairlerin dizelerinde de  de bu günlerin yansıtıldığını  görürsünüz. Rahmetli Orhan Veli” Böyle günler mahvetti beni” diye başlayan ve bu günleri  tarif eden satırlarıyla  devam eden şiiri ile bu hüzünlü  günleri  çok net olarak   hatırlatıyor.

Özellikle havanın sisli , puslu olduğu, göz gözü görmediği ,  insanların nefes almakta zorlandığı,  çiçekleri solduğu  doğadaki yeşilliğin, güzelliğin yok olduğu,   ağaçların yeşil yapraklarının döküldüğü  bu günlerde  temizlik işçilerinin de işi zorlaşıyor.

-------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------

 ÇINAR AĞAÇLARININ DOĞADA AYRI BİR GÜZELLİĞİ VAR  

 Özellikle sokaklarımıza ayrı bir güzellik katan çınar yapraklarının  yaz  günleri yemyeşil olan insan elini andıran yaprakları bu aylarda sararıp adeta dans eder gibi  yere düşmesi bu aya ayrı bir  renk hüzün  katıyor.

Çınar ağaçlarının  doğada ayrı bir yeri vardır. Parkları, bahçeleri cadde kenarlarının en gazel görüntüsünü çınar ağaçları sağlar.

Şairlerimiz en çok bu ağaç üzerine  dizelerini sıralamış. Şiirler  onlarla  süslenmiştir.

Romanların en güzeli bu aylarda yazılmıştır.

Çınar ağaçlarında haşereler barınamaz. 

Altında oturup ağacın  deniz dalgalarını andıran çınar yapraklarının sesini duymak insana ayrı bir zevk ve huzur  verir.

Çınar ağaçları gelecek ilkbahar aylarına kadar güzel yeşil yapraklarından yoksun kalacak.

Yine  bahar mevsimi geldiğinde  yeşil yapraklarıyla doğaya ayrı bir güzellik katacak.

Birçok insanımız  çınarın insanlara huzur veren yeşil yapraklarını  gelecek yıl görme imkanı bulamayacak.

İnsan ömrü de  çınarın yaprakları kadar olmasa da sınırlı.

Bir varsınız bir yoksunuz..

Sala sesiyle  her gün sevdiğimiz insanları  ebediyete uğurluyoruz.

Bu hüzünlü günlerde, yaprakların dökülmesi bir anlamda insan yaşamının sonunu da hatırlatıyor.  

Böyle,   toplumun  yaşam zorluğu içinde olduğu bir zamanda  , insanın içini karatan  satırlarla haftaya başlamak istemezdim.

Fakat bu kasvetli günler ister istemez  beni bu satırları yazmaya zorladı……

---------------------------------------------------------------------------------------------

YAŞAM ZORLUKLARI İLE DEVAM EDİYOR

Tüm bu zorluklara rağmen insan yaşamı devam ediyor. Yine şafak sökmeden uykulu gözlerle  küçük yavrularımız okulun  yolunu tutuyor.

Emeği ile geçinenlerin bazıları işine giderken, bazıları yorgun yorgun evine dönüyor.

Hasta olanlar hastane yolunu tutuyor.

Ne kadar gizlense üstü örtülmeye çalışılsa da insanlarımızın büyük bölümünde gelecek endişesi “ Acaba ne olacak” korkusu var.

Televizyon ekranlarına yansıyan haberlerde bunun örneklerini görüyoruz.

İş bekleyenler iş bulamıyor. Emekli olacaklara da “senin işin olmasa da emeklilik yaşını bekleyeceksin” deniyor.

Kadınlara yönelik şiddet devam ediyor.

Çiftçilerimiz “ Acaba gelecek yıl durumumuz ne olacak” korkusu yaşıyor.

Asgari ücretle çalışanlar ücretlerine zam beklentisindeler.

17 -Aralık-2019 tarihini bu satırlarla not düşüyorum.

Yıllar sonra arşivi karıştırıp  bu satırları okuma imkanı bulanlar, belki bu köşe yazarı bu karamsar satırlarıyla  nasıl da  saçmalamış  mı diyecek, yoksa gerçekten haklıymış  diye bana hak mı verecekler, onu da zaman gösterecek  .

Toplum olarak  siyasilerin birbiri ile dalaşmaları dışında insanın  içini ferahlatacak haberleri uzun süredir o kadar özledik ki….

-----------------------

ETSO BAŞKANI DA MÜJDELER KERVANINA KATILMIŞ

Bu günlerde gerek siyasilerden gerekse meslek kuruluş temsilcilerimizden gerçekleşmesi çok zaman alacak vaatlerini çok duyuyoruz.

ETSO Yönetim Kurulu  Başkanı Recep Zıpkınkurt da bu kervana katılmış.

Daha ortada  hol yok yumurta yok “Hamzabeyli’de sevindiren gelişme” olarak başkanın müjdelediği hizmet daha  proje  girişimi aşamasında müjde henüz ortada yok. Alanda   genişletme çabası olan bir hizmeti   halka müjde  olarak sunmak ne kadar doğru.

Hele bir işlemleri tamamlayın gerçekleşsin o zaman  bu müjdeyi verirsiniz.

---------------------------

HALK KAPILARDAN TIR PARKINDAN ÇOK İŞ İMKANI BEKLİYOR

Halka hudut kapılarında  tır parkı imkanı yaratma  yanında,  oralarda halkımıza istihdam yaratacak imkanlar için de çaba harcayın.

Bugün hudut kapılarında Edirne’den  ne kadar insanımız iş imkanı buluyor?.

Daha önceki yıllarda  oralarda iş  imkanlar  çok daha fazlaydı.

Şimdi hudut kapılarında başka illerin insanlara daha  çok yararlanıyor.

Tır parkı imkanı yaratmak iyi de,  ondan daha önemli  insanlarımız için buralarda istihdam sağlamak lazım.  Ne yazık ki, odalarımızın istidam konusunda yeterli çabasının olmadığı görülüyor.

Odalarımızın  bu alanda da sorumluluğu olduğunu unutmayalım.

---------------------

FIKRA

OTELİ HALA ÜZERİNE GEÇİRMEDİN Mİ?

Bir gün adamın bir otel girmiş. Otelde akşam yemeği yerken garson yanına yaklaşmış ve sormuş:

“Bir emriniz var mı” demiş.

Garsan o kadar güzel sormuş ki adamın dikkatini çekmiş:

Onun üzerine adam garsına “ nerelisin” diye sormuş.

Garson cevap vermiş:

-“ Kayseriliyim”

-“ Kaç senidir bu otelde çalışıyorsun”

Kayserili anında cevap vermiş:

“ On senedir”

“ On yıldır bu otelde çalışıyorsun?

 Oteli hala üzerine geçiremedin mi?”

Kayserili derin derin içini çekmiş:

-“ Ah sorma dayı,bu otelin sahibi de Kayserili de ondan üzerime geçiremedim” demiş.

-----------------------------------------------------------------------------

ÖLMEZ CANIM SAĞ KALIRSA

Ömrüm elverirse eksikleri tamamlarım. sözleri için çoğu yerde” Ölmez canım sağ kalırsa” deyimi kullanılırmış.

Bunun hikâyesi ise şöyle.

Kadın kocasına bayramlık çorap örmeye niyetlenmiş ancak işten güçten fazla vakti olmadığı için bayrama kadar ancak çorabın bir tekini örebilmiş.

Bayramda tek ayağına eşinin ördüğü bir çorabı giyen adam çok sevinmiş.

Bayramlaşmak amacıyla köy odasına gitmiş.

Oturduğunda yeni çoraplı ayağını ileri uzatmış,diğer ayağındaki yırtık çorabı ise ayağının altına gizleyip  bir de tütün sarmış.

Kocasını merak eden kadın köy odasına gelip pencereden bakmış ki kocası yeni çoraplı ayağını gururlu bir şekilde ileri uzatmış.bir taraftan da  tütün içiyor.

Karısı cama vurarak kocasına seslenmiş:-

 “Bey ölmez sağ kalırsak, gelecek bayramda da öbür ayağını  uzattırırım” demiş .

----------------------------------------------------------------------

ÖZLÜ SÖZ

Bir kötülüğü beğenen, onu işleyenden daha kötüdür.

Şemseddin Sami

    

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.