“YERGİ ŞİİRLERİ” bir kitap. Yazarı:Eray CANBERK. Didine didine topladığı yergi şiirlerini sonunda kitaba dönüştürmüş. Bana gönderen İremcik Dergisinin sahibi İsmail Bey. 95 te göndermiş. O derginin düzenlediği bir şiir yarışmasında ikinci olmuştum. Başka kitaplar da armağan etmişti. Sonra sonra iletişimimiz koptu. Kendisi galiba dergiciği de şiir yazmayı da bıraktı.
Yergi şiirlerin ayrı bir özelliği ve güzelliği olur. Hem güldürür, hem düşündürür. Bira da güncel diye birini köşeme alıyorum
BİR KÜÇÜK MEMUR
Bir küçük memur müdür odasında
Müdür odasında bir küçük memur
Birikmiş çok şey var kafasında
Söylemese olmaz, söylese kovulur.
Müdürü dersen bir telefon elinde
Konuşur ha babam, konuşur,
Ayak üstünde bekle bekle
Zavallı memur yorulur.
Çatılır müdürün kaşları birden,
Yukardan aşağı bakıp durur:
“Sabah sabah gene mi sen?”
Memurcuk işinden olur.
Geçer günler kederle
Ne arayıp soran çıkar,
Ne bir hesap sorulur.
Seyfettin BASÇILLAR (1930)
Bu aralar bilgisayarımda virüs var sanıyorum. İkide bir canımı sıkıp duruyor. Ben de yazımı hemen bitirmeye çalışıyorum ki, bu aralar bazen olmuyor. Her zehirin panzehiri var derler ya, bu da öyle galiba.
Birçok bilgisayar sahibi aynı sorunları yaşıyor diye, sorunu dillendirdim.
-----------------------------------------------------------------------------
Şubatın yarısı olmuş bile Ve işte Cumhuriyet’ten (Prof. Dr. İsa Eşme-Eğitim Politikalarında Söylemler ve Eylemler) bir alıntı:
“*Sanat insanın yaratıcılığını ve duygusal zêkasını geliştiren , İnsana insan olma ayrıcalığını kazandıran; yaş cinsiyet ve etnik köken farkı gözetmeden , farklı coğrafyalardaki insanları ortak bir dille buluşturan önemli bir uğraş alanıdır.”
Bir deyişle devam edelim: “Başkaları için yaşamayan kendi için de yaşayamaz.”
(MONTAİGNE)
Akşam, Sabaha değin yağmur yağdı. Edirne seller içinde. Gazetenin biri “Er meydanı, sel meydanı”demişti. Öncekilrr için. Sabah neler oldu kimbilir? Yerel TV’yi açtım bel ki verir diye. Ama ne gezer! Bir delikanlı şarkı söylüyordu. Biraz garibime gitti elbet. Bu yıl bu kaçıncı sel, kaçıncı baskın. Komşularımızdan biri yine baraj kapaklarını açmış olmalı. Hiçbir şey yapılmadı demek istemiyorum. Çünkü elden gelenin yapıldığını biliyorum.
