Her şeye rağmen tarihin tüm acımasızlığına karşın tarihi kentimiz Edirne, bünyesinde barındırdığı tarihi eserlerini en yüksek oranda korumuş bir serhat kentimiz oldu: Yüzde 30.

İstanbul bile, Edirne sınır kapısı Kapıkule’den bir zamanlar Türksan Şirketinin müdürlüğünü yaptığı yıllarda merhum Çelik Gülersoy bile, bu sınır kapımızdan elde edilen gelirleri, İstanbul’daki tarihi eserlerin imarında kullanmasına rağmen, bu oranda tarihi eserin korunmasını sağlayamamıştı.

O yıllar Çelik Gülersoy’un yardımları ile İstanbul da çok sayıdaki tarihi eser korunup onarılırken, şehrimizde bulunan çok sayıda tarihi eser Kapıkule gelirlerinden yararlandırılmamıştı. Bunların arasında, toprak altında kaldığı belirlenen, Rüstempaşa Kervansarayı karşısındaki Antik Park’ın altında kalmış İki Kapılı Han, Yediyol ağzındaki Selimiye Parkı kenarında toprak altında kaldığı belirlenen  Yemiş Kapanı Han’ı, Saat Kulesi ve Tahmis Çarşısındaki dükkanların ortasında adeta hapsedilmiş olarak kaderine terk edilmiş bekleyen, çevresindeki işyerlerinin kamulaştırılması ile ortaya çıkarılabilecek olan tarihi Tahmis Hamamı.

Ayrıca Kapıkule’den Edirne’ye gelirken, çevre yolunun şehre gelen yol ile kesiştiği noktada toprak altında kalan tarihi köprümüz. İşte yetkililerin ilgileri ile günışığına çıkarılmayı bekleyenlerden biri olan Yemiş Kapanı Hanı ile ilgili olumlu çalışmalar başlatılmış, ancak daha sonra bu çalışmalar bugün durdurulmuş bulunuyor.

Yapılan kazılarda; Yemiş Kapanı Hanı’nın taş temelleri ortaya çıkarılarak Han öylece bırakıldı.

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.