Son yıllarda artış gösteren,daha ziyade siyasilerin önderlik ettiği , toplumu kutuplaştırma görüntüsü son zamanlarda daha belirgin hale geliyor. Bu kutuplaşmaya siyaseti tek yanlı görüş olarak görenler de bu kutuplaşmayı daha da körüklüyor.

Sorunu objektif olarak değerlendiren bilim insanlarımız da bu konuya dikkat çekiyor.

İstanbul Bilgi Üniversitesi Öğrettim Üyesi Prof. Dr Emre Erdoğan, toplumdaki bu siyasal ve doygusal kutuplaşmadan en çok zararı toplumun göreceği uyarısı yaparak ”Vatandaşlar adeta birbirine hasım haline getiren bu sistemden beslenenler bu sistemi değiştiremez.

Bu nedenle sistemden kendimizi mahkûm edildiğimiz bu pasif rolden kurtarıp kendi kaderimizi elimize almamız gerekir.

Toplumun büyük kesimi de bu gelişmelerden rahatsız. Toplumda her siyasi taraftarının beslendiği bilgi kaynağı olan haber bülteni ve gazetesi var.

Doğal olarak kendi bilgi kaynaklarını tarafsız, diğer kaynakları ise taraflı buluyor. Böylece çevredeki bilgi kaynaklarıyla akan bilgiler yakın çevremizin de bizimle aynı fikirde olmasından yararlanarak “Bilgi şelalelerinde” çoğalıyor.

Herkesin kendine has bir gerçeklik algısına ortam hazırlıyor.

Diğer fikirlere aşına olmayınca onlarla karşılaştığımızda o fikirleri anlama yerine reddetmeye eğilimli oluyoruz..

Bu arada sosyal medya da bu fikirlerin yaygınlaşmasına katkı sağlıyor.İçinde bulunduğumuz bu duygusal kutuplaşma kimin yüzünden olduğu biliniyor.

Vatandaşlar birbirine arkasını döndükleri, diğerinin düşüncesini duymadıkları, aslında ortak bir kaderi paylaştıklarını kolayca anlayabilecekleri halde bu sağlanamıyor . Bu durumu yaratan herkes bundan sorumlu.

Siyasiler konuşmalarında ötekileştirici bir dil kullanarak taraftarlarını tek sıra arkalarına dizip kutuplaşmayı körüklüyor.

Siyasette birinin kazanacağı diğerini kaybedeceği bir dil kullananların bunda büyük rolü ver.

Ana akım denilen ve her fikre yer veren medyanın yok olmasını alkışlayanlar ve bundan istifade edenler de bu alanda sorumludur. Onun için iş başa düşüyor.

Kendimiz mahkûm bırakıldığımız bu pasif rolden kurtarıp, kendi kendimizin iplerini elimize almamız gerekir.

Bir adım atarak en azından bizi saran siyah- beyaz ikiliğinden kurtulmaya çalışabiliriz.

Kendi bilgi ortamımızı sahte ve kutuplaştırıcı haberlerin yanında bilgi kaynaklarımızı çeşitlendirebiliriz.

Başka bir partiye oy verenin de bizimle benzer kaygılara sahip olduğunu ve yaşamdaki ortaklılıklarımızın yanında farklılıklarımızın çok önemsiz olduğunu anlayabiliriz.

Bunu yapmak zorundayız ”diyor,hoca.

Bugün ülkemizde böyle bir kutuplaşmanın olmadığını kim iddia edebilir.Bu olanları “oh iyi oluyor” diye seyrederek bir yere varılamayacağını ne zaman anlayacağız.

-------------

FIKRA

KAÇINCI?

Genç kadın doktora şikayetlerini sıralıyordu.

-“ Birincide yoruluyorum. İkincide göğsüme ve bacaklarıma ağrılar giriyor. Üçüncüde ise bayılacak hale geliyorum. Kalp çarpıntılarım artıyor ,nefes alamaz duruma geliyorum.”

Doktor sordu:

Peki birinciden sonra neden vazgeçmiyorsun.?”

Genç kadın:

Nasıl vazgeçerim doktor, apartmanın dördüncü katında oturuyorum”

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.