Son yıllarda televizyon dizileri ile izleyicileri ekran başına kilitleyen çeşitli temalarla dolup taşıyor; Dramalar, komediler, aşk hikayeleri mafya görünümlü filimler ve gerçek yaşamı veya hayal ürünü yapımlar geniş bir yelpazede topluma sunuluyor.
Ancak bu dizilerin toplum ve özellikle gençlik üzerindeki olumsuz etkileri göz ardı edilememeli. Dizilerde sıkça rastlanan mafya unsurları ve cinayet temaları, genç izleyiciler üzerinde derin izler bırakmakta ve bu durum, moral değerlerin sorgulanmasına neden olmaktadır.
----------
GERÇEK ÜSTÜ YAŞAM ÖZENDİRİLİYOR
Öncelikle, Türk dizilerinin bazıları, gençlerin hayat görüşünü şekillendirip gerçeküstü beklentilerin oluşmasına yol açmasıdır. Dizilerdeki mükemmel hayatlar, lüks yaşam tarzları ve dramatik olaylar, vurdulu kırdılı yapımlar gençlerin kendi hayatlarına dair yanlış algılar geliştirmesine neden olabilir.
Özellikle mafya unsurları ile işlenen şiddet ve güç temaları, izleyicilere bu tür bir yaşamın çekici ve hayranlık uyandırıcı olduğunu düşündürebilir. Karakterlerin cesur ve güçlü olduğu yasaların geçerli olmadığı algısı, gençlerin gerçek hayattaki sorunlarla başa çıkma becerilerine zarar verebilir. Bunun sonucunda, gençlerin kendi yaşam hedeflerinin bu yanlış algılara dayalı olarak şekillenmesine, gerçek hayattan uzaklaşmalarına neden olabilir.
---------
TOPLUM ARASINDAKİ BARIŞ ZEDELENEBİLİR
Dizilerde ele alınan ilişkiler, konular çoğu kez karmaşık ve aşırı dramatiktir. Çiftler arasındaki sürekli çatışmalar, kıskançlık ve toplum arasında çatışma görüntüleri gençlerin sağlıklı iletişim becerileri geliştirmesini zorlaştırabilir. Mafya temalı dizilerde, ilişkiler genellikle şiddet ve ölümle sonlanabilmekte, bu da sağlıklı bir ilişki algısının yok olmasına yol açmaktadır.
Toplum, dizilerde görülen bu tür ilişkilerin normalleştiğini düşünmeye başlayarak, bunun gerçek hayatta karşılık bulabileceğine inanabilir. Ayrıca, bazı dizilerin şiddet temalarını ve cinayet unsurlarını sıkça işlemesi, gençler üzerinde büyük bir etki yaratabilir. Şiddet içeren ve cinayet sahnelerinin normalleşmesi, empati duygusunun azalmasına ve agresif davranışların artmasına yol açabilir. Özellikle gençler, bu sahneleri izleyerek bu tür davranışların sıradan olduğu fikrini benimsemeye başlayabilir. Bu tür içerikler, gerçek hayatta şiddet ve cinayet gibi suçların meşrulaşmasına zemin hazırlayan bir etki yaratabilir.
Bir diğer olumsuz etki ise toplumsal normların sorgulanmasına ilişkindir. Türk dizilerinin çoğu, klişeleşmiş cinsiyet rollerine ve toplumsal kalıplara dayanarak öne çıkmaktadır. Kadınların çoğunlukla kurban rolünde veya yalnızca güzellikleri ve ilişkileri üzerinden değerlendirildiği, erkeklerin ise güç ve başarı odaklı zihniyetlerle öne çıktığı bu yapımlar, toplumda eşitsizliklerin normalleşmesine neden olabilir.
Gençler, bu tür içeriklere maruz kaldıklarında cinsiyet eşitliği konusunda farkındalık kazanmaktan uzaklaşabilirler. Mafya unsurları ile beslenen bu yapıların, gençler arasında güç ve şiddet ile ilgili yanlış bir algı oluşturması kaçınılmazdır.
Kısaca Türk dizileri eğlenceli ve kimi zaman öğretici görüntüsü verse de, mafya, cinayet ve şiddet temalarının gençler üzerindeki olumsuz etkilerinin göz ardı edilmemesi gerekmektedir.
.
