Gerek toplumda yaygınlaşan yabancı dil özlemi, gerekse sosyal medyada,televizyonlarda odaklanan sözcüklerle Türkçemiz tanınmaz hale geldi.
Bu sözcüklerin güzel Türkçede karşılığı olmasına karşın bunlara yabancı terimlerle ifade etmek toplum arasında adeta moda oldu.
Bu arada halkımız özellikle sosyete kesimi ve gençlik Türkçe terimlerden iyice uzaklaştı.
Günlük konuşmalarda dahi sözcüklerin arasında yabancı kelimeleri ilave etmeyi hüner sayanlar toplum arasında, kültürlü ve elit tabaka olarak görülmeye başlandı.
---------------------------
BUNDAN, İŞYERLERİ İSİMLERİ DE NASİBİNİ ALDI
Ülkemizde son yıllarda yaygınlaşan yabancı sözcükler özleminden bakıyoruz işyerleri isimleri de nasibini aldı.Kahvehaneler,berberler aşevleri, bazı yemek isimleri günlük kullanılan Türkçe isimler yabancı sözcüklerle akıllarınca daha cazip hale getirilmek isteniyor.
Bu yaklaşımla Türkçeye üvey evlat muamelesi göstererek dilimizin unutturulmaya çalışılmasında adeta zevk alan bir anlayışı var.
Buna karşın halkımızın geniş kesimi tüm bu olumsuzluklara rağmen öz Türkçe konuşma geleneğini sürdürüyor.
Dilini kaybedenin toplum arasında en önemli bağı koparacağını , bunu yapan ülkelerin benliğini öz varlığını yitirebileceğini umursamıyoruz.
Tolumu bir arada tutan etkenlerin başında dil birliği gelmektedir.
Öz Türkçe konuşmayı sürdüren halk ile yabancı dil sevdalıları arasındaki konuşmalarda birbirini anlatamaz duruma gelecek.
Güzel Türkçemiz böyle ne olduğu belirsiz sözcüklere feda edilmemeli.
İşyerleri isimlerine bakalım bazılarının neyi pazarladığını anlamanız mümkün değil .Ancak içine girdiğinizde veya “burada ne satılıyor? “ diye sorduğunuzda o işyerini tanıyorsunuz.
Ana caddelerdeki işyeri isimlerinin arasında Türkçe isimli olanlar bir süre sonra azınlığa düşebilir.
--------------------------
KARAMANOĞLU MEHMET BEY UYARMIŞTI
Bundan tam 800 yıl kadar önce Anadolu’da devlet kuran Karamanoğulları hükümdarı Mehmet Bey, halkın her zaman kendi dilini kullanmasına dikkat çekmişti.
Bugün, kendi adını taşıyan Karaman ilinde bulunan heykelindeki kitabede Mehmet Beyin şu sözleri yer alıyor” Bugünden sonra,divanda,dergahta her alanda ,meydanda Türkçeden başka dil kullanılmayacaktır “. Asırlar önce Türk dilinin bir toplum için ne denli önemli olduğunu belirten bir Türk büyüğünün uyarısına rağmen özellikle Osmanlı Devleti zamanında öz Türkçemiz yabancı dillere kurban edilmiş.
Bugün o zamandan kalan mezar taşlarını dahi okunamayacak haledeyiz. Farsça, Arapça ve başka dillerin karışımı ile Türkçe adeta unutturulmak istenmiştir.Tüm bu olumsuz ortama rağmen halk kendi dilini konuşmayı sürdürmüştür.
-------------------
FIKRA
KARDEŞİNİN VARİSİYMİŞ
İsviçreli milyarderin çok sevdiği kardeş olan iki okul arkadaşı vardı.
Bunlar çalışmalarına rağmen geçim sıkıntısından kurtulamıyorlardı.
Her yıl banker arkadaşının doğun yıldönümüne kutlamaya gelen kardeşler, bankerden onar bin dolar yardım alıp yaşamlarını sürdürürlerdi.
Yine bir yıldönümü kutlamasına kardeşlerden sadece biri geldi.
Banker hayretle sordu:”Kardeşin nerede yoksa hasta mı.?”
-“ Hayır sizlere ömür altı ay önce vefat etti”
Banker” Vah vah başınız sağ olsun çok üzüldüm” dedi.
Arkadaşına bu kez yalnızca 10 bin dolarlık çek verince”
“Ya kardeşimin hakkı nerede?
-“O vefat etmiş ya”
-“Adam ellerini havaya kaldırarak:
“Ya bu çok haksızlık oluyor.O öldü fakat ben onun yegane varisiyim”