Toplumda yaşanan sıkıntılara karşın hiçbir zaman  ümitsiz olmaya gerek yok.Ben bu köşemde defalarca yazdım.”Ümitsiz olmayın ümit siz olun”  bu tanımlamamla  insanların her koşullarda gelecek için umudunun olacağını  her ne şartlarda olursa olsun karamsarlığa gerek olmadığını vurguladım.”Karanlığın en yoğun olduğu zamanın sonunda aydınlığın geleceği” söylenir.Yaşamımızdaki karamsarlık sağlığımızın bozulmasına de neden olabilir.

Böylece sorun katlanarak üzerimizde  odaklanır.

Moral yaşamımız için en önemli gıdadır. Yaşamımızın en zor şartlarında umudumuzu kaybetmeyelim, koruyalım. Bu karşılaşacağımız zorlukları yenmede bize yardımcı olur.

Şöyle bir Cumhuriyetimizin kurulduğu bir asır öncesi ,Kurtuluş Savaşı yıllarını hatırlayalım:Koca imparatorluğun çöktüğü yöneticilerin ”Hangi, ülkenin denetimine girelim” hesabı yaptığı  o zor günlerde esareti kabul etmeyen,   ülkenin  kurtuluşu  inancını kaybetmeyen,  halkın  esaretini içine sindiremeyen vatansever kadrolar,zoru başarıp bize bu güzel yurdumuzu emanet ettiler.

Zora düştüğümüzde o insanları çektiği zorlukları hatırlayalım.

Tarihte zorlukları azim ve kararlılıkları ile yene  sayısız örnek vardır.Onun için zorluklar karşısında “enseyi karartma” denir.

Bu güçlükler karşısında dirençli ol anlamına gelir.Bunu, bugün yaşadığımız toplumun içinde bulunduğu zorluklara  yorduğumuzda güç koşullardan kurtulmanın yolunun da aranması gerekir.Her şeyi kader gibi yorumlayıp kabullenmek bir anlamda  topluma bu zorlukları reva görenlerin işini kolaylaştırır.

Onun için toplum haklı olduğu yerde yapılan haksızlığa karşı yasal yollardan sessini duyurmalı. Olanları sineye çekilip  zorluklar  kabullenilirse çekilen çilenin sonu gelmez.

--------------

OLAYLAR TEK YANLI DEĞERLENDİRİLMEMELİ

Halkımız arasında yaygın kanıya göre  bir sorun ya tam iyi ya da tam kötü şeklinde yorumlanıyor. Bir sorunun olumlu  yanında olumsuz yanlarının da olabileceği dikkate alınmaz. Bu sağlıklı bir anlayış değil.

Hal böyle olunca hiçbir konuda anlaşmak, uzlaşmak mümkün olmuyor.Hiç kimse benim görüşüm,önerilerim eksik olabilir demiyor.Bu görüş en çok siyasiler arasında yaygın.Bugün siyasi partiler arasında  devam eden anlaşmazlıkların en önemli medeni bu. Her zaman “benim söylediğim doğru” anlayışı  medeni,demokrat bir anlayış değil.Bunu terk etmediğimizi bizden farklı düşünenlerle ortak yol aramadığımız sürece  ülkenin siyasi yaşamında da huzur güven gelmez.Bugünkü kısır çekişmelerin de  kimsenin “benim yoğurdum ekşi” anlayışını kabul etmemesinden kaynaklanıyor.

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.