Ben, bugüne kadar yazdığım köşe yazılarımda çok sık olarak hiçbir zaman ümitsiz olmayın sözcüklerini kullanırım. Toplumsal sorunlara ve hayata bakışım herkesle barışık olma anlayışımı devam ettiririm .

30 yıldan bu yana köşe yazısı yazarım yazılarımda hiçbir zaman kişileri hedefe koymam.Ben sadece konular ve toplumsal sorunlarla ilgilenirim.

Umutsuzluk, karamsarlık sorunlara olumsuz yaklaşmak insana yaşamı zehir eden ömrünü azaltan bir duygudur.

Günlük yaşamımızda koşullar ne kadar zor ve çetin olursa olsun her zaman o zorlukları yenme çabasında azminde olmalıyız.

Sağlıklı yaşamımız için geleceğe ,sorunlara olumlu umutla yaklaşmak huzurumuz için de en büyük gıdadır. Her zaman sıkıntılı anlarımızda geleceğimizden umudu eksik etmemeliyiz . Karamsarlığı, gelecek korkusunu kafamızdan silip atmalıyız.

Bilindiği gibi, karanlığın en yoğun olduğu zaman aydınlığın yaklaştığının belirtisidir.

Bunu hiç bir zaman göz ardı edemeyiz.Tarihte çok örnekleri vardır. O zamanlarda da sabrederek çoğu zaman böyle karamsarlığın yoğun olduğu günlerin sonunda insanlar mutluluğa erişmiştir.

Aslında, böyle zor geçen günleri görerek sağlığın, ülkede huzurun daha çok kıymetini öğrenmiş oluyoruz. Niye demişler “bir serencam bin nasihatten iyidir” diye.

Onun için insan yaşamının her anında umutlu olma sorunlara olumlu yaklaşım kafamızda eksik olmamalı. Umudumuzu yitirdiğimizde ömrümüzü de kısaltma noktasına geliriz.

Zor da olsa bu sıkıntılı ,ekonomik zorlukların yoğunlaştığı bir de kasvetli havanın olduğu günler de geçecek.

Biraz tahribat yapıp karamsarlıklar çevremizde dolaşsa da o hava da bir gün son bulacaktır.

Geçim zorlukları yaşanılan bu günlerde her zamankinden çok morale gelecekten umutlu olmaya ihtiyacımız var. Onu da kaybettiğimizde yaşamımızdan çok şey kaybetmiş oluruz.Hani bir söz vardır, her şeyini kaybetsen de neşeni umudunu kaybetme denir.

Bu sözde haklılık payının olduğunu unutmayalım.

-------------------------

FIKRA

AÇ FARE

Aç bir fare kıt kanaat yaşarken talih önüne mısır dulu bir sepet çıkarır.

Sepetteki küçük delikten içeri giren fare sevincinden çıldıracak hale gelmiş.

Gözü o kadar açmış ki çevresindeki mısır taneleri içinde, doğduğundan bu yana hiçbir şey yememiş gibi, boğazına kadar gömüldüğü mısırlarla karnını iyice şişirmiş.

Sonunda karnı ile birlikte gözü de doyan fare evine dönmek istediği vakit sepete girdiği küçük delikten çıkamayacağını anlamış.

Mısır sepeti içinde bu kötü halini küsüp ağlarken. farenin sesini duyan bir sansar,sepetin yanına gelmiş.

Durumu öğrenince fareye şu öğütte bulunmuş:

Fare arkadaş; şimdi yapacağın şey çok basit.

Delikten girdiğin hale dönünceye kadar hiçbir şey yememek ”demiş.

--------------------

BUNLARI BİLİYOR MUSUNUZ.?

İLK BEDEN EĞİTİMİ GÖSTERİLERİ FENERBAHÇE’DE YAPILDI

Ülkemizde ilk beden eğitimi gösterileri İstanbul’da 16 Mayıs 1919 günü şimdiki Fenerbahçe Futbol Sahasının bulunduğu yerde yapıldı. Gösteriyi düzenleyen Erkek Öğretmen Okulu öğrenicileriydi.

Bu gösteriler her yıl mayıs ayında yapılmaya başlandı.Böylelikle yurdun her yerine yayıldı.

19 Mayıs Gençlik ve Spor Bayramı adıyla 1938 yılında çıkarılan bir yasayla kesinleşince. beden eğitimi gösterileri bu bayram gününe alındı. “Dağ başını Duman Almış” marşı da ilk gençlik marşı olarak kabul edildi.

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.