Ülkemizde demokrasimizin  gereği olarak kurulan  meslek örgütlerimiz ,sendikalar ve odalarımız var.

Demokratik kuralların geçerli olduğu ülkelerde  gerektiği zaman bu kurum temsilcileri görüşlerini ortaya koyar,topluma seslerini duyurur. Eğer yöneticiler yanlış yapıyorlarsa,haksızlığa uğradıkları zaman  yasaların kendilerine tanıdığı sınırlar içinde  uyarılarda bulunabilir.

  Ülkemiz yasaları da buna imkan vermektedir.

 Bakıyoruz, son yıllarda  tavırlarını koyacakları koşullar olsa da  kurum ve kuruluş temsilcilerimizin böyle bir talebi, beklentisi yok.

  Bu tür şartlar oluşsa  da  onlar kulaklarını üzerine yatıp “bana ne,beni ilgilendirmez,benim hak aramak için tavır koymakla işim yok ben  bana verilenle yetinirim” anlayışı ile hareket ediyorlar.Bu vurdumduymazlığa  halkın gözü kulağı olan, sorumları halka iletmede önemli bir görevi üstlenen basın kuruluş temsilcilerinin büyük bölümü  de dahil.

    Bu alanda sesini duyurma çabasında olan kurum temsilciler ve az sayıdaki basın kuruluşları için de cezai yaptırımlar uygulanarak sesleri kesilmek isteniyor.

      Ülkede  ekonomi ve siyaset iyice  raydan çıktığı zaman, bugün sesi soluğu çıkmayanlar da  bundan zarar görecektir.Böyle durumda yine en çok feryat edecek onlar olacaktır.

     Günümüzde olanlara duyarsız kalanların yarın ağlayıp sızlamaya hakkı yoktur. Geçmiş yıllarda bunun acı örneklerini yaşadık.Onlardan ders çıkarmak zorundayız.”Beni sokmayan yılan bin yaşasın” anlayışı ile bir yere varamayız.O yılan bir gün gelir seni de sokabilir. Hayat pahalılığı inanılmaz boyutta.Bu konuda yasalar kapsamında  seslerini duyurması gerekenlerde bakıyorum tıs yok.

  Emekliler geçim zorluğu çekiyor,  alışveriş için pazarların dağılım saatlerini veya marketlerin indirim günlerini bekliyor. Yetkililer bundan da bihaber.

  Sendikalar deseniz bir alem .

 Gerçekten bugün varlıkları ile yoklukları belli değil.Bu alanda sesini duyurmak isteyenlere de imkan verilmiyor.

   Üst yöneticileri  haklarının söz konusu olduğu günlerde göstermelik de olsa  seslerini duyurmak  amacıyla yağıp gürlüyorlar. Sonunda işverence,yönetimlerce layık görülen ücretle yetinmek zorunda kalıyorlar.Çünkü, onların  geçim sıkıntısı diye  bir sorunu yok.

  Zira, her biri dudak uçuklatacak maaş aldıkları biliniyor. Siz bakmayın onların timsah gözyaşı döktüklerine..Yaşam koşulları incelense Ankara’daki meslek kurum üst yönetimlerinin  yaşamlarının parlamenterlerden daha üst düzeyde olduğu görülecektir.

   Ülkede bir yenilik bir düzenleme yapılacaksa ilkin  melsek kurum yönetimlerinin saltanatlarına son vererek başlamak gerekir.

----------------

FIKRA

KAYSERİLİNİN   UYANIKLIĞI

Adamın biri Kayseri’yi merak ederek ziyaret etmeye gider.

Kayseri’ye vardığında yüksek bir binanın önünde durur, ve binayı seyretmeye başlar.

  Oradan geçmekte olan bir uyanık Kayserili,adamın yabancı olduğunu anlar ve yanına gelerek sorar.-“ Nereye bakıyorsun sen öyle.?”der

 Adam:

“ Şu binaya bakıyorum ne kadar yüksek”

 Kayserili:

“ O bina benim. Bakmak paralı,kaçıncı kata  bakıyorsan o kadar para vereceksin ”der.

Adam saf bir şekilde:

“Beşinci kata bakıyorum” der.

Kayserili:

“O zaman 500 lira vereceksin ”diye cevap verir.

Adam Kayseriliye 500 lira verir.

   Kayserili yanında uzaklaşınca da:

“Bir de Kayserililere uyanık derler.Ben 13. Kata baktım 5. Kat parası verdim enayiye” der.

------------------------

FIKRA

 ALTI YIL VADELİ ÇEK

Motosikletli bir genç Teksas’ta bir çiftliğin yanından geçerken bir buzağıya çarptı ve ölümüne neden oldu.

Hemen çiftliğe gidip kazayı çiftlik sahibine anlattı.Buzağının parasal değerini ödemeye hazır olduğunu söyledi.

Çiftlik sahibi ölen buzağı için  değişik bir değer bildirdi.

“Hayvanın bugünkü değeri ancak 200 dolardır ama 6 yıl sonunda 900 dolar değerinde bir inek olacaktı.

Motosikletli genç cebinden bir çek defteri çıkardı üzerine 900 dolar yazdı ve  çiftçiye verdi.

Çiftlik sahibinin gözleri önünde çekin tarih bölümüne 6 yıl sonraki tarihi  yazdı”

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.