Yağmur en önemli gereksinimlerden. Tarlalar, bağ bahçe yağmur ister, bekler. Onların işi yağmursuz olmaz. Ancak dolu istemezler, sel onlar için değildir.Ilımlı yağan yağmurlar oldum olası beklentileri arasındadır. Yağmursuz kalmak onlar için yaşama şansını azaltır, kurumalara yol açar.
Nisan yağmurları oldukça önemlidir. Özellikle yeni ekilen ürünlerin çıkmasında, büyümelerinde anne sütü gibidir.Ekolojik sistemin temel taşlarından biridir. Kültür ve edebiyetın merkezinde yer alan yağmurlar vardır.
“Yağmur üstüme üstüme/varsın yağsın küçük hanım/Ben yağmurdan değil / aşkından sırılsıklamım…”
“Ne zaman yağmur yasa utanıyorum…”
Aransa, taransa kimbilir neler çıkar karşımıza…
Yağmur deyince ilk akla gelen en büyük olay Nuh Tufanı’dır.
Bir iki önce sert bir yağmur geldi. Sanki kızgındı. Kısa zamanda caddeler sellenmeye sular sel gibi akmaya, çukur yerlerde birikiverdi.Üstelik gök gürültülü, şimşekli, yıldırımlı öfkesiyle sanki bizi uyarıyor, korkutuyordu. Önceki yıllarda, paratonerler icat olmadan önce yıldırımdan çarpılanlar oldukça çoktu. Özellikle dağda, kırda, bayırda yakalananlar…
Yağmur, bir yönüyle de berekettir. Doğanın belki de can dostudur. Canlılığın simgesi, sanatın görkemli yanı oluyor, her zaman. Yeter ki kızgın ve öfkeli olmasın. Yıldırımlarına sahip çıksın.
Edirne’miz yıllarca sellerle boğuşuyordu. Özellikle Karaağaç ve Bosna Köyü ve o bölge büyük zararlara uğruyordu. Ancak son yıllarda alınan önlemler olumlu sonuçlara neden olacak sanırım.
Tunca, Meriç, Arda’nın debileri yükseldikçe tehlike artmakta, sular sellere dönüşmekte, seller de önüne geleni yıkıp götürmekte ve ortalık enkaza dönmekte.
Hele dolu, hele dolu…
Ne denli bağ bahçe, tarla varsa tüm ürünleri vurmakta, kırıp dökmekte. Emek ve alın teri yok olup silinmekte. Sözünü ettiğim o günlerde önce yağmur başladı. Sonra çatur, çutur sesler gelmeye başladı. Bir de baktık damlaların içinde dolu taneleri. Giderek büyüdü ve çoğaldı çatırtı. Kırsal kesimde neler oldu, hangi zarar ziyana neden oldu , kim bilir?
Yani doğa da boş durmuyor. Ne denli yararları varsa, o denli zararları da zaman zaman da olsa eksik değil. Doğal afetler hiç eksik olmuyor zaten.
Şu son günlerde de bir virüs yüzünden çektiklerimiz. Dünya allak bullak oldu. Ülkemiz büyük bir sarsıntı geçirdi. Şu aralar normale dönme aşamasındayız. Umarım, tekrar hortlamaz.
Şimdi size bir şiirle veda edeceğim.
BİR BAŞKADIR BENİM ÇOCUKLUĞUM
Bir başkadır benim çocukluğum
Özlemim
İçimde buram buram
İstanbul kokar
Her yeri ayrı bir güzel
Eyüp Sultan çocukluğum
Karış karış sokakları
Hep bana özel
Ah o Rıza’nın sabahları
Mis kokar pancurları
Öğlende yapılan yağlı
Halkaları nasıldı
Sevinirdik caminin bahçesinde
Oynarken oyunları
Sibel SOLAKOĞLU