Bayramı, Şarköy Marmara-2 Sitesinde karşıladık. Sitenin bir yanı koru Dağları’nın uzantıları, Bir yanı deniz yani Marmara. Sessiz sakin ve temiz yer arayanlar ve emekliler için önemli bir kıyı.
O günlerde iki de kitap okuyuverdim. İlk yapıt Tekirdağlı eski bir öğrencimin. Rastlantıya bakın ki yapıtı Tekirdağ Şarköy’de okudum.
“TADI BEN DE SAKLI” Namigâr Durak Başbuğoğlu Bir adı da: Anı/yorum. Toprak Ofset Basımı ve 160 sayfa.
Yapıtını bana Edirne Anadolu Öğretmen Lisesi’nin Törenlerinde arğan etmişti: “Edirne’de 39 yıl sonra görüştüğüm değerli öğretmenimiz Necdet Tezcan’a gönülden sevgi ve saygılarımla…21.5.2o16” diye imzalamıştı. Sağ olsun.
Bir öğretmen için bundan daha büyük mutluluk, olabilir mi?
Severek o0kuduğum yapıtın, ilginç bir yaşam öyküsünün, zorlukları aşa aşa yenmesini bilen bir bir bayan öğretmenin bir annenin savaşımı… örnek olacak boyutlarda.
“Bazısına güneş öğleden sonra doğar” deyişini örnek alan yazarımız ilerlemiş yaşına rağmen Üniversite bitirir.
Yılmadan, usanmadan başarıdan başarıya koşan Tekirdağlı bu meslektaşımı En içten dileklerle kutlar, gençlere örnek olmasını diliyorum.
Ve işte yapıttan bir alıntı:
“Bir annenin söylediği ’evet’ son evet, söylediği “hayır” son hayır olmalıdır. Annelere ve eğitimcilere sunulan tılsımlı bir anahtar gibi geldi bana.
Bizim kedi tırnağı, yergülü… adını verdiğimiz çiçeklerin o bölgedeki adına bakın: “Kızdankız”. Söylemi ilgi çeken başka bir yaklaşım.
Tekirdağ- yeni İnan gazetesinde yazdıklarını ilk kitabında toplamış, ne mutlu.
Ve şöyle sonlandırmış yapıtını:
“İNSANLARIN DEĞERİNİ YAŞARKEN ÇOK İYİ BİLELİM!”
Eline yüreğine sağlık demekten kendimi alamıyor, yeni yapıtlara diyorum. Çünkü söz gider, yazı kalır…
----------------------------------
Aynı günlerde ve aynı yerde bir kitap daha.
Bu kez Sennur GÜLEK “KİMSEYE MEKTUP” yapıtıylayım. O da yapıtını aynı olayda armağan etişti bana Yapıtın alt başlıkları da var: “Bu bir ‘kimseye mektup’tur” ve “Aşk’a âşık” Talaira basımı olan yapıt 160 sayfa. Arka kapakta kendi şiirlerinden birinme yer vermiş.
“İşte sevgili, bu bir Kimse’ye Mektup olur. Sen de gel, kendi kikâyende/
Kahramanlarını yaşa. (Selnur Gülek)
İmzalı olarak armağan ettiği yapıtında: “Çok değerli Necdet Hocam’a, saygılarımla” Diyor
Selnur Gülek
21.mayıs.2016 Edirne
1968 Yılında doğan yazarımız önce Bolu, Sonra Edirne Anadolu Lisesi’ni bitirir.Sonra Marmara Üniversitesi… Ve yaşam kavgası.
Yapıtta 32 yazı var. Kimi uzunca, kimi kısa. Ama hepsi kendi çapında ilginç, sürükleyici ve içtenlikli.
Anlatım akıcı ve sürükleyici. Hayallerini de içinde eriten bir özellikte.
Önsözde diyor ki:
“Keyifle okuyacağınızı umduğum bu mektup, bazen gülümsetecek, bazen ise hüzünlendirecektir. Ama eğer sevmeyi hüzünden öğrendiyseniz hüznün de keyfini çıkaracağınızı söyleyebilirim.”
Yapıtta ana konu, sevgi ve aşk; Ve İstanbul’un henüz nazara gelmemiş güzellikleri.
Sevgi ve insan, barış ve özgürlük kokusu üstünüze üstünüze…
Yaşamın acıları ve sevinçleri ve ikinciye aşk: Bakın:
“Boğaziçi aşkın doruklarına çıkarır ve sebepsiz şair yapar insanı…”
Yazar bu bölgenin insanı. Kayıtsız kalamaz bölgesine:
“yaz mevsiminde Saros’un sabah yeli çoğu zaman kıyıdan denize doğru eser. Deniz böyle zamanlarda soğuk ve dalgasız olur… Bahar mavisiydi denizin rengi...”
Eline, diline, yüreğine sağlık diyorum. Ve istiyorum ki; kullandığı kalem “tükenmez” 0lmasın…. Sevgiyle.
----------------------------
İki öğrencimin yıllar sonra eserleriyle karşıma çıkması sevindirdi ve duygulandırdı beni.
Kanatlarım olsaydı süzüle süzüle uçar, mutluluğuma tüm insanlarla paylaşmak isterdim…