Yaklaşık 80 milyon ölümle sonuçlanan İkinci Dünya savaşı, insanlık tarihinin en ölümcül savaşıydı ve savaş boyunca askeri personelden çok sivil kayıp verildi.
Savaş sonrası Birleşmiş Milletler örgütü 10 Aralık 1948 ‘de kabul ettiği 30 maddelik İnsan Hakları Evrensel Bildirisinde Yaşama, Özgürlük ve Kişi Güvenliği ilk sıraya konuyordu.
Bildirinin kabulünden 75 yıl geçmesine karşın İnsanlığın Yaşama, Özgürlük ve Kişi Güvenliği hakları sorunları devam ediyor.
Günümüzde; Bölgesel Savaşlar,
Vekâlet savaşı yürüten terör örgütleri,
İç çatışmalar,
Küresel göç hareketleri,
Küresel iklim değişikliği ve doğa olayları yaşamı tehdit ediyor.
Canlıların en gelişmişi insan hemcinslerinin yaşamına son vermekten çekinmiyor. Oysa her insanın yaşamının doğal yolla sonlanması hakkı var.
Çözüm; Bölgesel Savaş, Vekâlet savaşları ve terör hareketlerine karşı Birleşmiş Milletlerin aktifliğinin artırılması.
Dünyamızın geri bölgelerindeki kaynakların sömürülerek orada yaşayanların daha da yoksullaşmasına neden olunmaması.
Küresel göçe neden olan güvenlik kaygısı, İklim değişikliği ve yoksullaşma sorunlarının çözülmesi.
Deprem ,sel gibi nedenlerle oluşan zararlara karşı yerleşim yerlerinin seçiminde bilimsel veriler kullanılması.
Doğal afetlere dayanıklı yerleşim yerleri oluşturulması.
Ütopik bir dilek olsa da silah üretimine son verilmesi diyorum.
Yaşam Hakkının hiçbir şartta vazgeçilmez bir hak olduğunu ,İnsanın canlıların en değerlisi olduğunu anımsatarak 10 Aralık İnsan Hakları gününü kutluyorum.
