Edirne Kız Öğretmende öğretmenken hangi yıldı anımsamıyorum. Bir koalisyon hükümeti İdi. Öğretmen Okulları Genel Müdürlüğüne birtarafgir atanmıştı. Ülkü Ocaklarından biriydi. Bizim E dirnede de iki yıllık eğitim Enstitüsü açılmıştı. Bizim binadaydı. Oraya sözünü ettiğim derneğe kayıtlı öğrenciler kayıt olmuştu.
Okulumuzu kendi adamlarıtla birer ikişer bu okullara atamaya başlamıştı.Daha önce okula atanmış öğr etmenler önce beş, soranra yanlış hatırlamıyorsam 15 öğretmen s ürgün edilmişti.Bunların içinde ben de vardım.Zaten daha önceleri yerel gazetelere yazdığım yazıların bir kısmı için beni milli Eğitime şikayet etmişler, gazetenin sahabi öyle bir şey yok diye ifade verince vaz geçmişlerdi. Çünkü ben de adımıdeğiştirmiş, mahlas kullanmaya başlamıştım. Ancak zamanın valisi bu kararnameleri yetkis i olan üç ay bekletmiş, üç ay bitince gerekeni yapmıştı.
Beni İstanbul Milli Eğitim Rehber Öğretmenliğine atamışlardı. Cağaloğlu’nda eski bir binagörev yerimizdi.Orada sekiz dokuz kişi daha vardı.Bizim at ama gecikimce öğrencilere bozkurt rozeti taktırmaya başlamışlardı. Kendileri de yanlış anımsamıyorsam aynı rozeti takıyorlardı.
Bizler de bunun üzerine Atatürk rozetleri takmaya başlamıştık. Yeni görev yerime gittim, geldim. Rapor ve izin alarak bir öğretim yılını geçirdim.
Kararın bozulması için TÖB-DER aracılığı ile dava açmıştık. Karar bozulmuştu. Zar-zor duyduk. Ve onlarla beraber çalışmaya başladım, yeniden. Müdür atanmış yerine Lemanser Sükan gelmişti. Ben o ara Atatürk Orta Okulunda görevliydim. Çünkü meslek dersleri kaldırılmış, bizi yardımcı branşlarımıza atamışlardı. Durumu öğrenen yeni müdürümüz kısa zamanda beni kız öğretmene almıştı.
Sürülmüşken bakanlığa da uğramıştık. Orada Çanakkale Öğretmen okulundan iki arkadaşım görevliydi. Onlar hemen kararnamei hazırladılar. Ama sürülmüş olduğum için genel müdüre imzalatamadılar. Bu daha önceleri olmuştu.
Yani bizi sürenler bu kez sürüldü. Okul zaten lise olmuştu. Hala yatılı sosyal konumunda işlevini sürdürüyor.
1993’te 31,5 yıl çaliştıktan sonra emekli oldum..
GÖKKUŞAĞI
Gözyaşlarımdan kırılan ışıkta
Yedi renk hüzün var.
Her damlada solmuş bir gül
Bir de sarı yapraklar var.
Mevsimlerin yok oldu
Şimdi yalnız yüzün var
Dalgalı saçlarındaki renklerde
Grup var, mehtap var
Gözlerin gülse bile
Ağlamaklı yüzün var
N. TEZCAN
