Meslek kuruluşlarımızın, işçilerimizin Ankara’da üst yönetimleri var.Onlar çok yüksek maaşla o görevlerini sürdürürler.
Görevleri yeri geldiğinde tabanın haklarını savunmak amacıyla.il ve ilçelerde o meslek mensupları üst yönetimleri seçerler.
Ülkemizdeki meslek kurum temsilcilerinin üst yöneticilerine baktığınızda uzun yıllar kotlukların korumuş, defalarca seçim kazanan gedikli yöneticiler olduğunu görürsünüz .
Demokrasimizin sağlıklı gelişmesi için bu konu gündeme gelmeli.Yönetimlere sınırlama getirip daha sonra görev alacakların önü açılmalı.ABD gibi, bir ülkede Cumhurbaşkanları en çok iki dönem seçilebiliyor.Bizde ise tabandan ses gelmediği sürece ömür boyu hizmetlerini sürdürenler var.
Valiler ,yöneticiler değişiyor Fakat milletvekilleri ve meslek kurum yönetimleri için böyle bir kısıtlama yok.Bu makamlarda olanlar genel kurullarının yapılacağı zamanlar delegeleri, kendilerini o göreve getirenleri sık sık ziyaret ederler.
Turistlik bölgelerde ağırlayıp yeniden seçilmeyi sağlarlar.
Bu kurumların tüzükleri uzun süre görevde kalmaları için çok uygundur,Uygun olmasa da kitabına uydururlar.Yaşları ilerleyip o işte yararlı olamayacağı bilinmesine karşın kıyak maaşı ver koltuklarını terk etmezler.
Görevi sırasında vefat edenler vardır.Onlara görkemli törenler yapılarak uğurlanır. Yönetimlerin demirbaş üyesi olan bu kişiler koltuklarını korumak için her renge girerler bukalemun,rüzgar gülü gibidirler.
Taban örgütleri tarafından yeterli şekilde denetlenmediği, alt örgüt yönetimleri de kendi istekleri doğrultusunda oluştuğu için uzun yıllar sefalarını sürerler.
Bazen de meslek mensuplarını koruyor gibi yaparak toplantı yapıp demeçler vererek onların haklarını savunur görünüp nutuk atarlar.
Emekten görünme yanları göstermeliktir.İktidarın koltuğunda yaşamak onlar için en büyük güvencedir.
Yüksekten bir sinyal geldiğinde tabanının istekleri doğrultusunda almasa da kendi ikballeri için koşa koşa giderler.
Dar gelirliler için gerekli düzenlemenin yapılmasının gündemde olduğu bir dönemde onların sesi soluğu çıkmıyor.Bu durum onları o göreve getirenler için uyarıcı olmalı.Seçeceklerin yöneticileri daha dikkatli seçmeleri gerektiğini hatırlatmalı.
---------------
İKİ DÖNEMDEN FAZLA SEÇİLMEMELİ
Bugünkü sisteme göre Cumhurbaşkanı dahi ancak iki dönem seçilebiliyor.
Demokrasisi gelişen ülkelerde meslek kurum yönetimleri uzun süre görevlerinde kalamıyor. Değişip yerine yenileri geliyor.
Bizde öyle mi?
Emekliliğini o görevlerde tamamlayanlar var.
Koltuklarını ele geçirenler bir daha kalkmak istemiyor.Siyasi partilerde de durum farklı değil.
Onun için ülkemizde demokrasinin yaygınlaşması için böyle uzun süre görevde olan meslek kurum yönetimlerine zaman sınırlaması getirmeli.
Bu sağlandığı zaman hizmete kalite gelebilir.
Yoksa bu gedikli yönetimlerle daha uzun yıllar demokrasi masalı dinleriz.
-----------
FIKRA
YER YOK
Adamın biri ölmüş cennetin kapısına gelmiş.Kapıda nöbetçi olan ak sakallı ihtiyar ona :
“Söyle bakalım hayatını” diye soru yöneltmiş.
-“Bir karım bir de kaynanam vardı.”
-“Öyleyse buyur cennete girebilirsin.”
Birinci cennet yolcusunun arkasından ikinci bir ruh gelir.Ak sakallı ona da aynı soruyu sordu:
“ Ya sen hayatında ne yaptın?”
-“Benim dünyada üç karım ve üç kaynanam vardı.”
Ak sakallı ruhun cennete girmesine engel olmak için kapının önün geçip durdu.
“Öyleyse sen cehenneme git.Zira cennetimizde cefakarlara yer var sersemlere değil”
---------
BUNLARI BİLİYOR MUSUNUZ?
İLK BEYLERBEYİ SÜLEYMAN PAŞA
Osmanlı İmparatorluğunda ilk beylerbeyliğinin kuruluşu İstanbul’un alınmasından hemen sonradır. Rumeli Beylerbeyliği kurulan ilk beylerbeylikti.
Alınan yerlerin yönetimi ile görevlendirilmişti. Bildiğimiz ilk beylerbeyi,Orhan Bey’in oğlu Süleyman Paşa’ydı. Anadolu beylerbeyinin kurucusuysa Yıldırım Beyazıt’tı.
Rumeli beylerbeyliğinin merkezi önce Ankara daha sonra Kütahya sonunda yine Ankara oldu.
Beylerbeyi örgütü on altıncı yüzyıl ortalarında iyice genişledi.Tanzimat’ın ardından kaldırıldı.