Şehrimizde hava kirliliğini önleyecek rüzgarlar genellikle kuzeyden, Buçuktepe istikametinden geliyor. Son yıllarda bu yörede yapılan çok katlı ve rüzgarı önleyecek şekilde doğu- batı istikametinde yapılan konutlar özellikle kış aylarında kentin alçak kesimlerinde hava kirliliğinin artmasına neden oluyor.
Havanın sisli, rutubetin yüksek olduğu zamanlarda sokağa çıktığınızda hava kirliliğini daha çok hissediyorsunuz. Kirli hava nedeniyle boğulacak gibi oluyorsunuz genziniz yanıyor.
Bir yanda yoğun araç trafiğinden kaynaklanan egzoz gazı diğer taraftan havayı temizleyecek rüzgar yönünün yüksek konutlarca kapalı olması kentin yeni yerleşim alanlarında havanın iyice kirlenmesine neden oluyor.
Rüzgar istikametinin açık olduğu, elektrik yüksek gerilim hattının geçtiği yerlerde bu kirliliğin daha az olduğuna tanık oluyorsunuz.
Eğer binalar hava kirliliğini önlemeyecek şekilde kuzey güneye dikey olarak inşa edilmiş olsa bu kirlilik daha az olacağını bu işin uzmanları söylüyor.
Nüfusun daha da artması, yüksek konut yapımına devam edildiği sürece Kentimiz<de hava kirliliği daha da artacak.
-------
DOĞU CEPHESİ DE KONUT ALANI OLDU
Kentimizde Hava kirliliğini önleyecek rüzgarlarının geldiği bir diğer yön olan doğu cephesi de konut alanına dönüşüyor.Verimli araziler konutlaşmaya feda ediliyor.
Bir süre sonra buranın da yüksek konutlarla kaplanması sonucu Edirne’de hava kirliliği daha da artmış olacak.
Bu konuda yetkili olanlar bunu görmüyorlar mı?
Yoksa maddi çıkarlar insan sağlığında daha mı önemli.
---------------
FIKRA
SEBEP SENSİN
Maria’nın kocası vefat etmişti.Cenazeyi mezara gömdükten sonra mezarlıktan dönerken kadıncağız papazın yanına sokuldu ve sordu:
-“Peterciğim şimdi acaba nerede dersiniz muhterem peder.?”
-“Olsa olsa cennetin kapısındadır”
-“Allah,Allah neden cennetin kapısında olsun.?”
İçeri giremiyor mu acaba.?’
-“İyi insan olduğu için içeri girmesine müsaade ediyorlar,ama boynuzları o kadar uzamış ki girebilmesi için cennetin kapısını genişletmeye çalışıyorlar”
