Bugün, Ata'mızın ülkenin en güven duyduğu geleceğini emanet ettiği gençliğimizin bayramı.
19 Mayıs Atatürk’ü Anma Gençlik ve Spor Bayramı'nı coşku ile kutluyoruz.
19 Mayıs'ın 1919 tarihinin Türk tarihinde önemi çok farklıdır,
Cumhuriyetimizin kurulması için ilk adımın atıldığı gündür,19 Mayıs 1919 günü.
Her ne kadar bu önemli gün saptırılmaya ve amacından farklı yorumlanmak istense tutlama afişlerinde Atatürk ismi ve resmi kaldırılsa da geleceğimizi emanet edeceğimiz gençliğimiz bu günü unutamaz ve unutmamalıdır.
Şöyle o günkü karanlık günleri bir düşünelim:
15 Mayıs günü Yunanlılar İzmir’i işgal etmiş.
Ülkemizin diğer bölgeleri Sevr Antlaşması kararı ile emperyalist ülkelerce paylaşılmış.
Doğu ve Güneydoğu, Akdeniz sahilleri , Trakya düşman işgaline uğramış, ordusu dağılmış insanlar yokluk içinde. Bizlere kala kala Orta Anadolu’da birkaç vilayet kalmış.
Ülke içinde düşman ajanları ve yerli işbirlikçileri kol geziyor..
Her şeyden acısı altı asırlık bir imparatorluğun başkenti İstanbul işgale uğramış.
Böyle acı günlerin yaşandığı bir zamanda Atatürk ve onunla birlikte ülkenin düşman boyunduruğundan kurtulmayı, ilke edinmiş dava arkadaşları Kurtuluş meşalesini ateşlemek için İstanbul’dan hurda bir gemiyle Samsun’a çıkarlar.
İşte Ata’mızın Kurtuluş Savaşı'nı başlatmak için Samsun’a çıktığı gün daha sonra ulusal bayram olarak kutlanmaya başlar.
Bu bayramın adına da Atatürk’ü Anma Gençlik ve Spor Bayrımı denilir.
Bu bayram daha önceki yıllarda çok daha coşkulu olarak kutlanırdı.
Okullar bayram kutlamasında izleyicileri hayran bırakan gösteriler sunar aileleri de bu gösterileri ilgi ile izlerdi.
Bu bayramda Ata'nın Gençliğe Hitabesi ve ona karşılık gençlerin cevabı okunurdu.
Gençler bu gösterileriyle Ata’nın emanetine sahip çıktığını göstermiş, bağlılığını sergilemiş emanetine sahip çıkmış olurlardı.
Ne yazık ki, ulusal bayramlar bir süredir dar alanlarda kutlanmaya başlandı, Ulusal bayramların eski coşkusu, heyecanı kalmadı. Bakıyoruz ülkemizin bazı bölgelerinde bayramın tanıtım afişlerinde Kurtuluş Savaşı Önderi’nin ismini ve resmini göremiyoruz. Bu ülkeyi bizlyere emanet eden, halkın kalbinde sonsuza dek yaşayacak olan bu değerli insana bu kin ve nefret neden. Anlamak mümkün değil.
Her türlü engellemelere rağmen bu yıl 19 Mayıs Atatürk’ü Anma Gençlik ve Spor Bayramı coşku ile kutlanacak.
Ülkemizin gençlere ne kadar ihtiyacı olduğu, geleceğin onların omuzlarına yüklendiği, gençlerin bu görevi göğüslemede kararlı olduğu kanıtlanacak.
Bu duygularla Gençliğin bu mutlu gününü en içten duygularla kutluyorum.
---------------------
ATATÜRK SEVGİSİNİ KİMSE UNUTTURAMAZ !
Ulu Önder Mustafa Kemal, Rumeli topraklarında doğup büyüdüğü için olacak ki, Edirne’nin de içinde bulunduğu bu topraklara ve insanlara özel bir ilgisi vardı.
Ata’nın duruşu, konuşması gelenek ve göreneklere yaklaşımı, bölge insanının yansıtan mavi gözleriyle bu bölge insanı örneğiydi.
Atatürk Cumhurbaşkanı olmadan önce de üç kez Edirne’ye geldi. Bölge sorunları ile her zaman ilgilendi. Edirne halka Ata’sına her ortamda sahip çıktı, bağrına bastı, her zamana Önderin yanında olduğunu kanıtladı.
Atamızın Edirne’ye son gelişi, çıktığı Trakya turunun son durağında 21 Aralık 1930 ‘da gerçekleşti.
Atatürk Kırklareli yoluyla Edirne’ye geldiğinde çok mutluydu. Burada kaldığı sürece halktan büyük ilgi gördü, halkla sohbet etti, onlarla askerlik anılarını paylaştı, Bu arada ülkenin içinde bulunduğu kritik durum, ülkede meydana gelen rejim aleyhindeki girişimleri kendi hemşerileri arasında unutmuş görünüyordu.
Edirne’den Menemen’de meydana gelen gerici ayaklanması olayı nedeniyle ayrılmak zorunda kaldı.
Atatürk Edirne’de kaldığı sürece, belediye’de kendisine ayrılan odada kaldı. Bu arada dostları ile sohbet etti. Belediye Meclis Salonunda dostlarıyla buluştu onların dertlerini dinledi Edirneliler Ata’sının yanında gece gündüz ayrılmak istemedi. Şehir içinde yaptığı gezilerde çevresinde yüzlerce koruması yoktu. Halkın arasına girdi, herkesle kucaklaştı.
Atatürk bu seyahati sırasında camileri de ziyaret etti. Bu ziyaret sırasında din görevlilerine camilerdeki yazılar hakkında sorular sordu.
26 Temmuz 1930’da meydana gelen kasırga Selimiye Camisine büyük zarar vermişti. Bunu haber alan Atatürk, Bayındırlık ve Vakıflar Müdürünü yanına çağırarak, üç gün zarfında Edirne camilerindeki hasar tespitinin yapılmasını ve sonucun kendisine bildirilmesini istedi.
Kısa sürede hasar tespiti yapılıp camiler onarıldı. Atatürk ayrım yapmaksızın tarihi eserlere sahip çıkıyordu. Edirne’de müze yapılmasına da önderlik etti.
Bugün Edirne Belediyesinin dış duvarlarında Atatürk’ün Edirne’ye gelişinde çekilen resimlere baktığımızda Edirnelilerin Atasına nasıl sahip çıktıklarını görürüz. Onun için Edirne halkının Atatürk sevgisi o günlerden bu yana artarak devam eder.
Bugün Edirne’de Atatürk dendiğinde hangi siyasi görüşte olursa olsun her insanımızın gözleri parlar, yüzü güler Atatürk’ün aleyhinde konuşulmasına izin verilmez.
Menemen’de meydana gelen Kubilay olayı olmasaydı Atatürk belki bir süre daha Edirne’de kalacaktı. O günlerde Menemen’de Kubilay’ın gericiler tarafından şehit edilmesiyle sonuçlanan olay Atatürk’ü ziyadesiyle üzdü.
Atatürk bu ayaklanmayı yapanların kısa sürede yakalanıp hak ettikleri cezanın verilmesini istedi. Bu Acı olay sonucu, Edirne’de mutlu olan Ulu Önder üzüntü ile Edirne’den ayrılmak zorunda kaldı.
Atatürk’e ömrü süresince bir daha Edirne’ye gelmek nasip olmadı. Bu yıllarda ülke içindeki sorunlar, devrimlere karşı gerici ayaklanmaları Atatürk’ü çok üzdü. Daha uzun yıllar ülkeye hizmet edebileceği bir dönemde aramızdan ayrıldı.
**************************************************************************************
ÖZLÜ SÖZLER
Bu millete çok şey öğretebildim, yalnız onlara uşak olmayı öğretemedim.
Mustafa Kemal ATATÜRK
---------------------------------------------------------------------------------------------------
Gençliği yetiştiriniz. O6nları ilim ve irfanla müspet fikirlerini veriniz.
Geleceğin aydınlığı anlarca kavuşulacak.
Mustafa Kemal ATATÜRK
