Günümüzde tüm dünyada ve ülkemizde insanlar yaşamlarında bu ölümcül mikrop nedeniyle büyük zorluklar yaşıyor.
Bir yanda yaşam savaşı diğer tarafta ,hastalık endişesiyaşamımızı çok zora sokuyor.
İnsanların üzerine karabasan gibi çöken. bu hastalık her an ölüm endişesi de insanlara korku dolu anlar yaşatıyor.
Kısıtla zamanda da olsa sokağa çıktığınızda konuştuğunuz insanlarda aynı karamsar tabloyu görüyorsunuz.Bu güçlüklere direnmek sabırla göğüs germek gerekir. Bunun üzerine bir de dayanılmaz boyuta vara hayat pahalılığı ile yaşam zorluğu dayanılmaz boyuta ulaşıyor
Bugüne kadar insanoğlu ne güçlüklerle karşılaştı. Bunları sabırla atlatabildi.İnsan asırlardan bu yana kendine yönelik bu tür belaları çok canı malı da olsa da aşmasını bildi.
Bir de insanların kendi kendine yarattığı tehlikeler var.Son örnek olarak 2. Dünya savaşında ülkelerin çıkar savaşında on milyonlarca can kaybı oldu.
Normal yaşam koşullarında genellikle yaşlılar ölmesine rağmen savaş zamanlarında bunun tamamen tersi oluyor babalar oğulları için gözyaşı döküyor.
Bugün ise dünyamızı saran bu mikrop her ne kadar yaşlılar arasında yaygın olsa da gençler arasında da yaygınlaşıyor.İnsanlığın üzerinde adeta bitip tükenmeyen bir savaş tahribatı yapılıyor.
Her gün yurdumuzun farklı yörelerinde yüzlerce insanlarımızın vefat haberlerini alıyoruz..Bu dutum endişe verici
Bu acı haberleri toplum kanıksar hale geldik.Bu umursamazlık,acıları önemsememe toplumun geleceği açısından da endişe verici bir gelişme .
Olağan bir olay gibi karşılanması,alınan önlemlerin yetersizliği ,halkın günlük yaşamındaki heyecanını ,gelecek beklentisini hayallerini yok ediyor.Hayallerin zedelenmesi geleceklerinin belirsiz hale gelmesi toplumsal barışı ve beklentilerini olumsuz etkileyebilir.
Toplum adeta kaderine razı hale gelebilir “ Ne çalışayım her gün insanlar bu mikrop zor yaşam koşulları nedeniyle ölüp gidiyor ne olacağımız belirsiz” diye endişelenmiş olsak da insan olmanın verdiği metanet ve sabırla bu çileli günleri olumlu yorumlamalıyız.
Bugüne kadar kendi yaşamımıza ve insanların çok zor günlerden geçtiğini düşünerek ”Bu günler de geçecek,sabrın sonu selamet” anlayışı ile hareket enteliyiz.Bu melanetin son bulmasını, mikrobun yayılmasını engellemek için gerekli önlemleri alınmalı yaşam koşulları iyileşmeli.Bunun için sabırlı olup endişeye kapılmamanın ötesinde yapılacak bir şey yok.
Vesvese, endişeye kapılmak insanlarda bazı hastalıkları tetiklediğini, bunun ölüme neden olabileceğini dikkatten uzak tutmamalıyız.
Bu tür badireler bazen delerek büyük kayıplarla son bulsa da bu günlerlin de son bulacağı umudumuzu yitirmemeliyiz.
İnsanlık bugüne kadar ne acı günlerden geçti.Karanlığın sonunda aydınlığın olacağı beklentimiz yaşamımız için en önemli moral kaynağımız olmalı.
Gerisi hikaye..
-----------------------
ESKİ SİGORTA VE DEVLET HASTANESİ ATIL DURUMDA
Edirne merkezde uzun yıllar halka hizmet veren ulaşımı kolay olan eski Devlet Hastanesi ve SSK Hastanesinden sağlık hizmetleri açısından şu anda yeterince yararlanılmıyor.
Hastaneler de bakımsız durumda.Bilinen hastalık nedeniyle bu sağlık kuruluşlarımızdan hastaneni bazı birimlerinin buraya aktarılması ile daha çok faydalanılamaz mı?
Bu konuda vatandaşların talebi var. “Ayağımızın altında olan ulaşımı kolay olan bu hastanelerimizde devlet hastanesinde devam eden hizmetlerin bazılarının buralara aktarılması ile hem 1.Sultan Murat Devlet Hastanesinin yükü azalmış olur hem de bu sıkıntılı dönemde daha iyi imkanlarla hizmet etmesi sağlanmış olur.Böylece kaderine terk edilen,bu sağlık kurumlarımızdan daha çok yararlanma imkanı buluruz.Bu aynı zamanda şehir içi trafiği de rahatlatmış olur.Ulaşım araçlarıyla devlet hastanesine gidecekler, yaya olarak bu hastanelere gelerek gerekli sağlık hizmeti alabilirler”.bana iletilen vatandaşların talebi bu.tabii takdir yetkililerin…
------------------
FIKRA
DÜŞÜNCE NERESİ VURDU
Bir adam yolda giderken,ayağı takılarak düşmüş.
Fena halde canı yandığı için kıvrandığı sırada bunu gören arkasındaki adam hemen onun yardımına koşmuş.
Yere düşen adam kendini toparladıktan sonra nazik bir şekilde kendine yardım eden kişiye teşekkür etmiş.
“Sağ olun efendim,sizin bu iyiliğinize bana yaptığınız yardıma nasıl karşılık verebilirim.”
Meğer yardıma koşan adam bir siyasi partinin milletvekili adayı olan bir siyasetçiymiş.
Propaganda fırsatını kaçırmayıp mutlu bir şekilde gülümseyerek:
“Seçimde oyunuzu bizim partiye verirseniz ödeşmiş oluruz ”demiş.
Düşen adam buna tepki göstermiş:”
“Beyefendi benim bu halime bakıp sakın yanılma,ben yere düşünce kıçımı yere vurdum,başımı değil.