ADD Edirne Şubesi Yönetim Kurulu, mesajının devamında şunları kaydetti:
"Türkiye'de 17 Şubat 1926'da TBMM'de kabul edilen ve 4 Ekim 1926 tarihinde yürürlüğe konulan 743 sayılı Türk Kanunu Medenisi (Türk Medeni Kanunu) ile;Ailede kadın-erkek eşitliği sağlandı.Evlilikte resmi nikâh zorunluluğu getirildi venikah yapma yetkisini belediyelere verildi. Tek eşle evlilik esası getirildi.Kadınlara, istedikleri mesleğe girebilme hakkı tanındı.Mahkemelerde tanıklık yapma, miras ve boşanma konularında kadın-erkek eşit hale getirildi.Patrikhanelerin, din işleri dışındaki yetkileri kaldırıldı.
"OSMANLI DEVLETİNDE TOPLUMUN İHTİYAÇLARINI "MECELLE" KARŞILIYORDU"
Medeni hukuk konusunda Mecelle'nin yetersizliği, Birinci Dünya Savaşı sırasında anlaşılmış ve değişiklik yapılmasına karar verilmiştir. Ancak, savaştan yenilgiyle çıkınca, bu konudaki çalışmalar kesilmişti.1922 yılında TBMM bu konu üzerinde yeniden çalışmalara başladı. Bu konuda, Batılı devletlerin Medeni kanunlar incelendi. Türkiye'de Medeni Kanunun oluşumunda, İsviçre Medeni Kanunu ile Kazuistik (Olaylardan hareketle genel kurallara gidilen) metoda sahip Prusya Kanunu ve devrimci bir felsefeye sahip Fransız Kanunundan esinlenerek Ülkemizin ihtiyacına uygun ortalama bir yol izlenmiştir. Kanuna öncelik tanımakla birlikte “Hakim’e takdir hakkı” da tanımaktadır.
Medeni hukuk, şahıslar arasındaki ilişkileri düzenleyen, şahısların doğumdan ölümüne (tüzel kişilerde kuruluşundan sona ermesine) kadar ilişkilerini düzenleyen özel hukuk dalıdır. Kişiler hukuku, aile hukuku, eşya hukuku ve miras hukuku medeni hukuk kapsamında yer alır ve medeni kanunla düzenlenirler. Medeni hukuk, hukukun özüdür.
Yurttaşlık bilincini ve kadın erkek eşitliğini sağlayan bu kanun ile evlenmelerde, her iki tarafında fikri esas alındı. Resmi nikah usulü ve tek eşlilik gibi yenilikler getirildi. Boşanma hakkı kadına da tanındı. Mirasta, kadın erkek eşitliği sağlandı. Böylece, Türk ailesinin kuruluş ve işleyişi çağdaş, demokratik kurallara dayandırıldı.
"MEDENİ KANUN HER ŞEYDEN ÖNCE MEDENİ HUKUK ALANINI LAİKLEŞTİRMİŞ, YANİ AKLİ TEMELLER ÜZERİNE OTURTMUŞTUR"
Din ayrımı gözetilmeksizin bütün vatandaşlara uygulanmayı getirmiştir. Medeni kanun daha çok kadınlarla ilgili getirdiği hükümlerle dikkat çekmektedir. Mahkemelerde ceza hukuku ile ilgili hususlarda iki kadının şahitliği bir erkeğe denk kabul ediliyordu. Medeni kanun bu hususta da kadın ile erkeği aynı duruma getirmiştir. Evlenme ve boşanmada belirli şartlar getirmiş, özellikle erkeğin tek taraflı boşamasını kaldırarak boşanmayı hakimin takdirine bırakmıştır. Eski hukukun erkeğe tanıdığı dörde kadar evlenme hakkını ortadan kaldırarak sadece bir kadınla evlenmeye izin vermiştir. İmam nikahı olarak bilinen dini nikahı kabul etmemiş, nikah akti yapma yetkisini belediyelere vermiştir.
Cumhuriyetin ilanında sonra Türk kadını, Medeni kanunun kabulüyle ekonomik sosyal ve hukuksal alanlarda erkeklerle eşit haklara sahip olmuştur.
"TÜRK MEDENİ KANUNUN 97. YILININ ULUSUMUZA KUTLU OLMASINI DİLİYORUZ"
Atatürkçü Düşünce Derneği Edirne Şubesi Yönetim Kurulu olarak,Tebaa anlayışından Yurttaşlık bilincine geçişi sağlayan, Hukuk alanının laikleşmesine öncülük eden ve kadın-erkek eşitliğini sağlayan Türk Medeni Kanunun (Yurttaşlık Yasası)97. yılının Ulusumuza kutlu olmasını diliyoruz. Ulusumuzun kurtarıcısı ve Türkiye Cumhuriyeti Devletimizin kurucusu Büyük önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ü saygıyla anıyoruz."
Gözde Kabasakal