Tunçyürek yaptığı açıklamada, sezaryen doğumun çoğu zaman anne ve bebek sağlığı için hayati önem taşıdığına dikkat çekerek, “Bu karar sadece tıbbi değil, aynı zamanda toplumsal bir gerilemenin göstergesidir” dedi.
Kadınların sağlık kararlarının baskıyla değil, hekim görüşü ve bireysel özgürlükle şekillenmesi gerektiğini vurgulayan Tunçyürek, yasaklama çabalarının kadın bedeni üzerindeki denetimi artırma amacı taşıdığını dile getirdi.
"KADINLAR YALNIZ DEĞİLDİR"
Tunçyürek, “Kadınlar yalnız değildir. Kimsenin yaşam tarzına, sağlığına, tercihlerine karışamayacağınızı size her alanda göstereceğiz” diyerek iktidara tepki gösterdi.
Açıklamasında sert eleştiriler yönelten Tunçyürek, “Gençlere karıştınız, yaşlılara karıştınız. Öğrenciye ne okuyacağını, emekliye neyle geçineceğini, küçüğe nasıl konuşacağını, büyüğe nasıl davranacağını siz belirlemeye kalktınız. Şimdi bir de kadınların doğumuna karışıyorsunuz! Yeter!” diye konuştu.
"İNSAN ONURUNA MÜDAHALE EDİLEMEZ"
Tunçyürek, doğum şeklinin hekimin tıbbi değerlendirmesiyle ve kadının özgür iradesiyle belirlenmesi gerektiğini vurgulayarak, sezaryenin bir tercih değil, çoğu zaman bir zorunluluk olduğunu söyledi. Dünya Sağlık Örgütü verilerini örnek gösteren Tunçyürek, “Bebek ölümlerinin yüzde 75’i normal doğum sırasında ya da hemen sonrasında yaşanıyor. Riskli gebeliklerde sezaryen modern tıbbın sunduğu bir can simididir” dedi.
Haber Merkezi
