17 Temmuz günü Şanlıurfa’da Harran Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Çocuk Acil Servisi’nde görevli olan Dr. Bahattin Ahmet Yalçın’ın bir hasta yakını tarafından darp edilmesi ve halen hayati tehlikesi bulunması üzerine Türk Tabipler Birliği Edirne Tabip Odası sağlık sektöründe yaşanılan şiddeti protesto etti.
81 ilde eş zamanlı olarak yapılan protestolarda Türk Tabipler Birliği Edirne Tabip Odası adına konuşan Oda Başkanı Dr. Ertuğrul Tanrıkulu “Yine bir şiddet olayı, yine bir devlet hastanesi önündeyiz. Sağlıkta şiddetin bize nasıl zarar verdiğini anlatmaya çalışan bir avuç ekip arkadaşımızla birlikteyiz. 17 Temmuz’da bir doktor arkadaşımızın kafasına bir yer tuğlasıyla vuruldu ve bu ilk değildi. Burada fotoğraflarını gördüğünüz Kamil bey, Aynur hanım, Ersin bey, Abdullah Birol ve 2007 yılında intihar eden üç tane doktor arkadaşımızın da sağlıkta şiddet sendromu yüzünden hayatlarını kaybettiklerini biliyoruz. Bu gün Türk Tabipleri Birliği 81 ilde aynı anda 12:30’da bu basın açıklaması ortak metni okuyarak yapıyoruz. Bu basın açıklamalarını artık yapmak istemiyoruz. Çünkü bizde yıldık, bizde yorulduk. Aynı konularda sürekli basın açıklaması yapıyoruz ama bizi yönetenler basitçe iki tane maddeyi sağlıkta şiddet yasasına eklemiyor. Bütün bu olaylara rağmen siyasi iktidarın sağlıkta hiçbir adım atmadığını üzülerek görüyoruz. Gelinen aşamada sağlıkta hizmet sorununda hemen tüm aşamalarında sağlıkta şiddete maruz kalıyoruz. Yılda 80 milyondan fazla insanın acillere başvurduğunu görüyoruz. Böylelikle herkesin kışkırtılmış bir şekilde acillere başvurduğunu biliyoruz. Acilden yeterince sağlık hizmeti alamayınca da bu sefer bu sorunu sisteme yöneltmek yerine orada çalışan sağlık hizmetlilerine yöneltiyorlar.” Dedi.
“ARTIK DİLİMİZDE TÜY BİTTİ”
Sağlıkta şiddetin önüne geçmek için sadece iki tane cümle istediklerini belirten Tanrıkulu, “Artık dilimizde tüy bitti. İki tane cümle istiyoruz. Birincisi sağlık kuruluşlarında çalışan sağlık personeline karşı sağlık hizmeti sunumu esnasında veya verilen sağlık hizmetinden kaynaklı nedenlerle tehdit, şiddet kullanan kişiyi iki yıldan dört yıla kadar hapis cezasıyla cezalandır. İkinci madde bu fiiller sonucu sağlık hizmeti kesintiye uğramış ise belirlenen ceza yarı oranında arttırılır. Bu kadar basit. Bizi yönetenler sağlıkta şiddetin önüne geçmek istiyorlarsa sadece bu iki cümleyi ceza kanununa ekleyecekler ve yapan bedelini ödeyecek. O tuğlayı orada doktor arkadaşımızın başına vuran insan salıverilecek. O gün orada o doktor arkadaşımız nöbetçi falan da değil, sadece yardıma gelmiş.” Diye konuştu.
“SAĞLIKLARI İÇİN MÜCADELE ETTİĞİMİZ İNSANLAR TARAFINDAN ÖLDÜRÜLÜYORUZ “
Sağlıkları için mücadele ettikleri insanlar tarafından öldürüldüklerini vurgulayan Tanrıkulu, “Halkımızın sağlığına bir katkıda bulunabilmek için en az 25 yıl okuyoruz. Herkes tatillere giderken bizler sınavlara hazırlanıyoruz ve ilk 14 binin içine giriyoruz. Herkes eşiyle, çocuğuyla tatil yaparken biz TUS sınavlarına hazırlanıyoruz. Herkes aslında mutlu iken biz saatlerce, günlerce hiç tanımadığımız insanlar için üzülüyoruz. O hiç tanımadığımız insanlar sağlıkları için mücadele ettiğimiz insanlar tarafından öldürülüyoruz. Artık öldürülmek istemiyoruz. Böyle giderse ciddi eğitimden geçmiş kaliteli Türk doktorları çalışamaz hale gelecek. Halkımız şunu çok iyi bilsin biz Türk hekimleri gerçekten çok özveriyle çalışıyoruz. Hepimiz başkalarının sağlıklarını düşündüğü için 40 yaşında sağlıklarımızdan oluyoruz. Ayda en az 15 nöbet tuttukları için kendi çocuklarının büyüdüğünü göremiyorlar. Buradan yetkililere sesleniyorum. Türk Tabipler Birliği’nin önerdiği iki cümle eğer maddeye konursa, sağlık hizmeti sırasında bu şiddet durur, azalır ve yok olur.” Dedi.
