"NAZIM HİKMET’İ SAYGIYLA ANIYORUZ"

TÖS Edirne İl Başkanı Gökay Bilgin, "Tüm Öğretmenler Sendikası (TÖS) Edirne İl Yönetim Kurulu olarak, “Gerçek şair kendi aşkı, kendi mutluluğu ve acılarıyla uğraşmaz. Onun şiirlerinde halkının nabzı atmalıdır... Şair başarılı olmak için, yapıtlarında maddi yaşamı aydınlatmak zorundadır. Gerçek yaşamdan kaçan ve onunla bağıntısız konuları işleyen kimse, saman gibi anlamsızca yanmaya yargılıdır” diyen, 3 Haziran 1963 tarihinde yitirdiğimiz Nazım Hikmet RAN’ı 59. ölüm yıldönümünde saygıyla anıyoruz." dedi.

"NAZIM HİKMET’İ SAYGIYLA ANIYORUZ"

TÖS Edirne İl Başkanı Gökay Bilgin, "Tüm Öğretmenler Sendikası (TÖS) Edirne İl Yönetim Kurulu olarak, “Gerçek şair kendi aşkı, kendi mutluluğu ve acılarıyla uğraşmaz. Onun şiirlerinde halkının nabzı atmalıdır... Şair başarılı olmak için, yapıtlarında maddi yaşamı aydınlatmak zorundadır. Gerçek yaşamdan kaçan ve onunla bağıntısız konuları işleyen kimse, saman gibi anlamsızca yanmaya yargılıdır” diyen, 3 Haziran 1963 tarihinde yitirdiğimiz Nazım Hikmet RAN’ı 59. ölüm yıldönümünde saygıyla anıyoruz." dedi.

Emre SEDEF
Emre SEDEF
03 Haziran 2022 Cuma 06:00
"NAZIM HİKMET’İ SAYGIYLA ANIYORUZ"

TÖS Edirne İl Yönetim Kurulu, 3 Haziran 1963 tarihinde Moskova'da hayatını kaybeden şair ve yazar Nazım Hikmet Ran'ı 59.ölüm yıldönümünde andı.

TÖS Edirne İl Yönetimi adına, TÖS Edirne İl Başkanı Gökay Bilgin şunları kaydetti:

"Nazım Hikmet Ran, 20 Kasım 1901 tarihinde Selanik'te doğdu; ancak ailesi 15 Ocak 1902 olarak kaydetmiş ve kendisi de bu durumu benimsemiştir. 3 Haziran 1963 tarihinde Moskova'da öldü.

Baba tarafından dedesi Nazım Paşa valiliklerde bulunmuş, özgürlükçü, şairliğe yatkın bir kişiydi. Anayasacı Mithat Paşanın yakın arkadaşıydı. Babası Hikmet Bey ise Mekteb-i Sultani (sonradan Galatasaray Lisesi) mezunu, önce ticaret yaşamını denemiş, başaramayınca Kalem-i Ecnebiye'ye (dışişleri) bağlanmış bir memurdu.

Nazım Hikmet, Galatasaray Lisesini bitirdikten sonra 1917'de girdiği Heybeliada Bahriye Mektebi'ni 1919'da bitirip Hamidiye kruvazörüne stajyer güverte subayı olarak atandı. O yılın kışında son sınıftayken geçirdiği zatülcenp hastalığı tekrarladı. Aile dostu olan Deniz Hastanesi Başhekimi Hakkı Şinasi Paşa'nın gözetiminde iki ay süren bir tedavi döneminden sonra, kendisine iki ay da evde dinlenme izni verildi. Bu süre sonunda da toparlanamadığı, deniz subayı olarak görev yapabilecek sağlığa kavuşamadığı görülünce, 17 Mayıs 1920'de sağlık sorunları nedeniyle subaylık serüveni sona erdi.

"ŞİİRLERİ NEDENİYLE BİRKAÇ KEZ KOVUŞTURMAYA UĞRADI"

Kurtuluş Savaşı'na katılmak amacıyla Anadolu'ya geçti. 1 Ocak 1921'de Mustafa Kemal'e silah ve cephane kaçıran gizli bir örgütün yardımıyla dört şair, Faruk Nafiz, Yusuf Ziya, Nazım Hikmet, Vâlâ Nureddin, Sirkeci'den kalkan Yeni Dünya vapuruna gizlice bindiler. İnebolu'ya varınca, Ankara'ya geçebilmek için beş altı gün, izin ve yol parası beklemeleri gerekti. Ama Ankara'dan yalnız Nazım Hikmet ile Vâlâ Nureddin'e izin çıktı.

Anadolu'da Kurtuluş Savaşı için verilen her görevi yerine getirdi. Oradan Rusya'ya gitti.  Doğu Emekçileri Komünist Üniversitesi'nde (KUTV) Yüksek öğrenimini tamamladı. 1924 yılında gizlice Türkiye'ye döndü. Gazetelerde, dergilerde, film stüdyolarında çalıştı. Şiirleri nedeniyle birkaç kez kovuşturmaya uğradı.

"25 TEMMUZ 1951 TARİHİNDE BAKANLAR KURULU TARAFINDAN TÜRK VATANDAŞLIĞINDAN ÇIKARILMASINA KARAR VERİLDİ"

Nazım, 1930'da tanışıp 1931'de evlenmeye karar verdiği halde kovuşturmalar, tutuklamalar yüzünden buna olanak bulamadığı Piraye Altınoğlu ile 31 Ocak 1935'te evlendi. Nazım daha önce de Sovyetler Birliği'nde iki kez evlenmişti. Birincisi orada görevli bir Türk ailesinin kızı olan Nüzhet Hanım ile kısa bir evlilikti, ikincisi ise bir Rus kızı olan Dr. Lena ile memleket hasreti yüzünden sona eren bir evlilik...

1938 yılında orduyu ayaklanmaya kışkırtmaya çalıştığı gerekçesiyle kanıtsız, yasaya ve hukuka aykırı olarak 28 yıl 4 ay hapis cezasına çarptırıldı. İstanbul, Ankara, Çankırı ve Bursa Cezaevlerinde 12 yılı aşkın süre kaldı. 1950 yılında bir af yasasıyla salıverildi. Ancak sürekli izlendiği ve çürüğe ayrıldığı halde 48 yaşında yeniden askerlik yapmaya çağrılması ile öldürüleceği yolundaki duyumlar üzerine yurtdışına kaçtı. 25 Temmuz 1951 tarihinde Bakanlar Kurulu tarafından Türk vatandaşlığından çıkarılmasına karar verildi. Yurtdışında sürekli olarak Bulgaristan, Rusya, Polonya'da yaşadı; birçok uluslararası kongreye katılarak çeşitli ülkelere yolculuklar yaptı.

"NOVODEVİÇİY MEZARLIĞI'NA GÖMÜLDÜ"

Şubat 1963'de Nâzım Hikmet Asya ve Afrika yazarlarının Tanganika'daki toplantısına katıldı. Martta ve nisanda Berlin'deydi. Nisan sonunda Moskova'ya dönünce "Cenaze Merasimim" adlı şiirini yazdı. Mayısta, oturdukları apartman dairesi temizlenip boyanırken, Staraya Ruza'daki bir daçada (yazlık ev) kaldılar. Staraya Ruza'dan döndükten kısa bir süre sonra ise, 3 Haziran 1963 sabahı, Nâzım Hikmet bir kalp krizi sonucu Moskova'daki evinde öldü. Yazarlar Birliği'nin düzenlediği bir törenle Novodeviçiy Mezarlığı'na gömüldü.

"59. ÖLÜM YILDÖNÜMÜNDE SAYGIYLA ANIYORUZ"

Tüm Öğretmenler Sendikası (TÖS) Edirne İl Yönetim Kurulu olarak, “Gerçek şair kendi aşkı, kendi mutluluğu ve acılarıyla uğraşmaz. Onun şiirlerinde halkının nabzı atmalıdır... Şair başarılı olmak için, yapıtlarında maddi yaşamı aydınlatmak zorundadır. Gerçek yaşamdan kaçan ve onunla bağıntısız konuları işleyen kimse, saman gibi anlamsızca yanmaya yargılıdır” diyen, 3 Haziran 1963 tarihinde yitirdiğimiz Nazım Hikmet Ran’ı 59. ölüm yıldönümünde saygıyla anıyoruz."

Gözde Kabasakal

Yorumlar
Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.