Özel Trakya Hastanesi Psikolog Meral Uçak, bu Pazar günü yapılacak olan Liseye Geçiş Sınavı’na girecek öğrencilere son gün için öneride bulundu.
Psikolog Uçak, yarın öğrencilerin liseye geçiş sınavlarının olduğunu hatırlatarak, ailelerin ve öğrencilerin oldukça heyecanlı ve kaygılı olduğunu vurguladı.
Uçar, öğrencilerin sınav öncesi son gün olan bugünü kendilerine ayırarak dinlenmesi yönünde öneride bulunarak, şunları söyledi:
“Özellikle öğrencilerimiz, son güne kadar kendilerini ders çalışmak üzere konumlamış durumdalar ve bu onları daha çok strese sokabilir. Çocuklarımız cumartesiden itibaren ‘ben elimden geleni yaptım’ deyip o ders alanında çıkmaları ve aileleri ile arkadaşları ile keyifli vakit geçirip dinlenmeliler.
UYUMADAN ÖNCE TELEFONDAN UZAKLAŞIN
Çocuklar uykudan bir saate önce telefonla geçirdikleri zamanı kısmaları gerekli. Buradan aldığımız beyaz ışınlar uyku kalitemizi ve melotonik seviyemizi çok etkileyecek ve uyku kalitemiz çok bozulacaktır.
Sabah kahvaltımıza özen göstermeliyiz ama şunu da önermeliyim çocukların yemediği şeyleri kahvaltıda yemelerini engelleyelim. Çünkü stresten midelerinde yaşanacak sıkıntının da önüne geçmiş oluruz.
SINAVDAN YARIM SAAT ÖNCE SINAV YERİNE GİDİLMESİ İYİ OLACAKTIR
Sınav sabahı, sınav saatinden yarım saat önce orada bulunmak çocuklarımız için daha iyi olacak. Son dakika gitmek koşa koşa panik halini daha da artırabilir. Çocuklarımız bu dönmede sınavla ilgili kaygılara kapılmış olabilirler. Yeterli olmadıklarını düşünebilirler yada hayatlarında ilk kez bir geçiş sınavı. Büyük bir sınava giriyorlar. Her değişim bir stres yaratır.
Çocuklarda sınav anında panik yapma lüksüm yok diyorlar. Hayır, ama var. Neden var mı ? Bu ilk kez girecekleri sınav tabi ki heyecanlanacaklar. O yüzden orada stresin oluşması bizim beklediğimiz ve istediğimizde bir şeydir. Çünkü biraz daha dikkatte odaklamak ve uyanıklığı artırmak üzere zihnimiz bize bu kaygı hormonlarını salgılatır. İlk 10-15 dakika heyecan tabi ki olacaktır. Burada önemli olan stres tepkilerini yönetmek. Mesela şöyle başlarsak; ayağımızı çok salıyorsak, elimizi bir yere vurduğumuzu fark edersek bunlar kendimizi rahatlatmak için yaptığımız şeylerdir. Bunların farkında olup onları durdurmamız. Zihnimize şu mesajı verir ‘sen şuanda streslisin’ evet ama bedensel olarak da onu onaylıyoruz. Böylece kaygı hormonumuz daha kısa sürede bitecekken daha uzun sürede düşmeye devam edecek. Öncelikle bunları durdurmak kalbi düzene sokmak gerekir. Nefes egzersizi ile kalp atışımızı yavaşlatmaya meğilenmeliyiz ki zihinlerimize şöyle bir mesaj gitsin; ‘ senin kalbin şuan normal atıyor, demek ki bir tehlike yok mesajını verelim.
Sınav anında,her şeyi unutacağım gibi bir düşüncem olabilir. Merak etmeyin o anda kaygılarınız size doğruyu söylemiyor olabilir, zihninizi sadece sorulara vermenizi öneriyoruz.
Çocuklarımıza çok iyi niyetli şunları söylüyoruz; ’başarabilirsin biz sana inanıyoruz’ bunu motive edelim diye söylüyoruz. Ancak şöyle strese soktuğunun görüyoruz danışanlarımızdan. Ailem bana çok inanıyor ben bu sınavda başarılı olmazsam onların beklentilerini emeklerini karşılayamam gibi strese sokuyorlar kendilerini. Aslında şöyle bir söylemle onları rahatlatabiliriz; başarabilirsin inanıyorum ama başaramazsan bile biz senin yanında olacağız. Bütün hayatın bütün geleceğin beklentilerin bu sınava bağlı değil. Öğrencilerimizde bunu kendine hatırlatabilir ve ailelerimizde çoklarına hatırlatabilir. Hepsine başarılar diliyorum.”
Yavuz Göktaş
