CHP meclis oluşumundan rahatsız olan, CHP yönetiminde daha önceleri görev yapan partililer mahalli yöneticileri, meclis üyelerini benimsememiş olsalar dahi partiye sahip çıkacaklarını, bu seçimlerin Türkiye demokrasisi açısından çok önem taşıdığını söylediler.
Her zaman mahalli seçimlerde özellikle CHP’de bu tür küskünlerin tepkilerin olabileceğini belirten eski parti yöneticileri” Gönül isterdi ki bunlar olmasın. Bu aksaklıklar siyasi partiler yasasının yapısından kaynaklanıyor. Yasalardaki aksaklıklar nedeniyle ülkemizde hiçbir zaman halkın iradesi sandığı ve aday belirlemeye yansımıyor.
Nitekim Edirne’de özellikle meclis seçimlerinde buna tanık olduk.
Daha önceleri defalarca belediye başkanlarının güçlü ve her meslekten bir meclisle çalışmasının kendi başarılarına katkı yapılacağı uyarısı olmasına karşın belediye ve il genel meclisinde bu uyarıların dikkate alınmadığına tanık olduk.
Bu kadrolarla daha önce olduğu gibi belediye başkanı yönetimde güçlüklerle karşılaşacaktır.
Her belediye Başkanının kendi yönetimine uyum sağlayacak meclis üyelerinden oluşması anlayışı bu seçimde de geçerli olmuştur.
Bu tercihin Belediye başkanını ne kadar yarar sağlayacağını seçimden sonraki çalışmalarda göreceğiz.
Meclis üyeleri gerektiğinde uyarıcı ve vizyon sahibi olmalı, başkanın yönetimine parmak kaldırarak onaylayarak değil geliştirdikleri projeleriyle ve bazen de uyarılarıyla destek sağlamalı.
Meclis içinde bu tür donanımlı kişilerin olmadığını söyleyemeyiz.
Bunun yeterli olup olmadığı konusunda endişelerimiz var.
Tüm bu olumsuzluklara karşın seçimde partili olmanın CHP’ye gönül vermenin sorumluluğu içinde hareket edeceğiz. Bu arada yapılan siyasi hataların giderilmesi için yapılacak mücadeleyi seçim sonrasına erteliyoruz. Özellikle Genel Merkez yönetimi konusunda partililer arasında endişeler var .CHP’nin başarısı için oraya da neşter vurulması gerektiği kanısındayız” görüşünü dile getirdiler
CHP ile bağlarını koparmamış ve bu konuda beklentisi olmayan partililerin görüşü bu .Seçimler kimi doğrulayacak onu da 31 mart akşamı göreceğiz.
OLACAK İŞ Mİ?
Çorlu’da 25 vatandaşımızın canına mal olan ve yüzlerce kişinin yaralanmasına neden olan tren kazısında açıklana rapora göre hiç kimse suçlu değilmiş.
Bu arada kazadan zarar görenlerin tazminat talepleri de dikkate alınmamış.
Sanki buradaki insanlar kendi sonlarını hazırladı.
Rayların altını kazarak ölümlerini istediler.
İnsan yaşamı bu kadar ucuz olmamalı.
En güvenli yolculuk olarak kabul edilen tren yolculuğunda daha önceleri sigorta kapsamında olan yolcular daha sonra sigortalı olmaktan çıkarılmışlar.
Yani yolculuk anında başlarına bir kaza geldiğinde hiçbir kurum sorumlu olmayacak.
Kazada canlarını kaybedenlerin yakınları, yaralananlar hiçbir hak iddia edemeyecekler.
Bu uygulamaya utanç verici insan hayatını hiçe sayan bir sistem demekten başka bir sözümüz olamaz.
Acı olan da bu kadar can gitmiş .İnsanlar daha o kazanın şokunu üzerinden atamamış. Bakıyoruz devlet kurumu yetkililerinin umursamazlıkları, suçu birbirine atıp kazayı unutturmaya çalışmaları ile bir kez daha şoka giriyor, kahroluyor.
Acaba hangi ülkede vatandaşlarına karşı bu tür duyarsızlık uygulaması var.
Bu arada, bölge parlamenterleri bu haksız uygulamanın unutturulmasına göz yummamalı, her zaman gündeme taşımalı.Kazazedelerin haklarını kazanmalarına destek vermeli.
Aksi takdirde, milletvekilleri tren kazasından zarar görenlerin mahallelerine gittiklerinde acılı insanların yoğun tepkisi ile karşılaşacaklardır. Haberleri olsun.
SAKIN YUKARIDAKİLERİN YOLUNU İZLEMEYİN
Edirne’de mahalli seçim çalışmaları bazı sataşmalar, belden aşağı vurmalar olsa da tepedekiler gibi birbirini ağır sözlerle suçlayacak tarzda gitmiyor.
Parti üst yöneticilerinin birbirini suçlayan ağır ithamlar içeren suçlamalarına Trakya insanının itibar etmemesi bölgemizdeki medeni ölçüyü yansıtıyor.
Parti liderlerinin Edirne’den alacağı dersler olmalı.
31 Martta sadece mahalli seçimler yapılıyor, Bu genel seçim değil.
İnsanlar sadece belediye başkanlarını, meclis üyelerini ve muhtarları seçecekler.
Bu o bölgede aday olanların görevi olmasına karşın bakıyoruz, bazı partilerin en üst yöneticileri sanki onlar belediye başkanı olacak gibi şehir şehir dolaşıp rakip partileri karalayarak kendi adayının kazanmasına zemin hazırlıyor.
Aslında parti üst yöneticileri aradan çekilip o mahalli yönetim seçimine katılanların kendi iradeleriyle yöneticilerini seçmelerine izin vermeli, Halkın iradesine saygı göstermeli.
--------------------------------------------------------------------------------------------
ÖZÜR DİLERİZ
Bir gün önceki köşe yazımda, rahmete kavuşan meslektaşımız Şerif Baysalan’ın yerine Sehven,Yancıkçı Şahin Mahalle muhtarımız Orhan Nazır’ın resmi konulmuştur düzeltir özür dileriz.
Köşe yazımda metin şöyle:
-----------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------
ARKADAŞIM ŞERİF BAYSALAN
Şerif Baysalan, basın camiasında farklı özelliği olan bir arkadaşımızda. Basının her dalı ile ilgilenirdi.
Tok gür sesi kendisiyle bütünleşen sakalı, hoş sohbeti ile Tekirdağ ve ilçelerinde sevilen sayılan basında sözü geçen ağırlığı olan bir basın mensubuydu.
Kendisiyle 1980’li yıllarda Tekirdağ’da çıkan bölge gazetesi Trakya Doğuş gazetesinde bir süre yazı yazdık.
Bugün köşe yazımda yer alan” “Sözüm Ona” adı o yıllardan kalmadır.
Rahmetli Baysalan ile yaptığımız toplantıda bana aretlik köşe yazısının adı şu olsun dedi onda karar vermiştim. Baysalan, katıldığı toplantıları şenlendiren dobra dobra konuşan doğruları çekinmeden söyleyen bir arkadaşımızdı. Mesleğin piri idi.
Özellikle Hayrabolu ilçesinde yok olmaya yüz tutan tarihi eserlerin ortaya çıkması için yoğun çaba harcadı.
Bunda da başarılı oldu.
İnandığı dava için mücadele ederdi. Karşısında kim olursa olsun doğruları çekinmeden söylerdi.
50 yıllık basın yaşamının bir günü boş geçmemiştir.
Basının her dalında aktif olan, tiyatro senaryoları yazan gerektiğinde rol alıp oynayan bu can dostu insan yakalandığı amansız hastalık sonucu yaşamını yitirdi.
Mesleğin duayenlerinden biri olan Şerif arkadaşımızı hiç unutmayacağız.
O her zaman kalbimizde yaşayacak.
Baysalan’a Allah’tan rahmet geride kalan ailesine ve basın camiasına taziyelerimi sunarım.