Aslında gazetecilikte ki başlangıcımız yani temelimiz spor muhabirliği ve spor programcılığına dayanır.
Daha seksenli yıllarda değerli öğretmen arkadaşım Bekir Kaynaklar ile birlikte hem saha komiserliği hem de yerel, hatta bir dönem ulusal gazetelere spor muhabirliği yapıyorduk.
Öğretmenlik mesleğimizin ve yöneticiliğimizin dışında bir uğraş ve hobiydi spor ile ilgilenmek.
Zaten1992 yılında emekli olduktan sonra da derneğe Vatandaş gazetesinin spor muhabiri olarak kayıt olup halen zevk ile sürdüğüm gazetecilik mesleğine resmen de başlamıştım.
Zaman içinde bu meslekte sadece spor ile ilgilenmenin ötesinde birçok görevlerde üslenmek zorunda kaldığım için, başlangıcım olan spora yeterince zaman ayıramama gibi mazerette oluştu bende.
Birde buna dört yıldan bu yana süren sağlık problemleri ile mücadeleyi eklediğimde haklılık payım % 100 oluyor bana göre.
Aslında içimde var olan spor sevgisi ve tutkusu hiçbir zaman eksik olmadı elbette.
Hava şartlarının olumlu olması halinde yine statlarda amatör müsabakaları bile izliyor ve takip ediyorum.
Rahatsızlığım ve nekahet döneminde Edirne’mizde maalesef bu özlem duyacağımız Basketbol müsabakalarını izlemek üzere Mimar Sinan Spor Salonunun tercih ediyordum.
İşte bu gün köşemde spordan ve Edirne spor’dan bahsetmek istiyorum.
Şu anda Edirne ilinin en büyük futbol organizasyonu veya ligi Bölgesel Amatör Ligde İlimizi temsil eden Edirne spor ve Uzunköprü spordan söz etmek istiyorum.
Bırakın o eski günleri de önümüze bakalım ve bu yıl Profesyonellik hasretimizi bitirelim.
“Nerde o 2.lig ve 3.ligde mücadele ettiğimiz yıllar.” Demek elbette içimizden geliyor
Ama onlar birer anı artık bizler için.
BAL liginde mücadele eden iki takımımızdan Edirne sporu bir hazırlık maçında izledim.
Kaliteli oyuncular mevcut takımda.
Yani bireysel beceri ve kalite sahibi topçular çok.
O gün seyrettiğimde takım oyunu ve kolektif futbol adına fazla bir şey görememiştim.
Bölgeler arası geçişlerde sürekli olarak çalım ve adam geçme yolu seçiliyor.
Oysa öyle pozisyonlar doğuyor ki; bir uzun topla 3.Bölgedeki golcü ile buluşmak mümkün ama yapılmadı o gün.
Kanat kombinasyonlarında orta çizgiyi geçtikten sonra ceza sahasına yani kalabalık bölgeye çalımlar ile girmek yerine sağlı sollu ortalar ile topu ceza sahasına doldurmak daha verimli sonuçlar elde edilmesine neden olabilir.
Hazırlık döneminin sonlarında artık takımın iskeleti belirlendikten sonra ilk on bir adayı topçuların yerlerinde hala birilerini denemek doğru değildir bana göre.
Bunlar bizim işimiz değil tabiî ki.
Başarılı bir teknik heyete hocalık öğretmek anlamı taşımasın söylediklerim sakın.
Bizim derdimiz Edirne spor ve bu şehre yakışan bir ligde mücadele etmek.
Bize düşen ne görev olursa yapmaya hazırız her zaman olduğu gibi.
Yıllarca 2.ve 3.Profesyonel Liglerdeki yöneticiliklerimiz, gerek gazeteci olarak yazılı basında ve Televizyon Programlarında bu sorumluluğumuzu en yararlı bir şekilde yerine getirmeye çalıştık ve çalışıyoruz.
1994 yılında başlayan Televizyonculuk görevimde uzun yıllar Spor Programları yaparak Edirne sporun başarılı olması için yetkili ve bilgili konuklar ile yol göstericilik yapmaya çalıştım.
Şu anda da ETV nin Spor Sorumlusu görevini sürdürdüğüm için yapılabilecek her türlü desteği yerine getirmek için hazırım.
Yeter ki yararımız dokunsun.
Bu sezon Edirne spor yönetiminde yapılan değişiklik ve Belediye Başkanımızın bu sezonda Kulübün yanında olacağını açıklaması takım için bir motivasyon bana göre.
Savaş Üner Başkanlığındaki Yönetimin, geçen yılın Başarılı hocası Adnan Toros ve teknik heyeti ile birlikte beklenen başarıyı ve hasreti sonlandıracağı kanaatini taşıyorum.
Bu hafta ligler başlıyor ve Edirne spor 25 Kasım Stadında Ortaköy Spor ile karşılaşacak.
Dileğimiz ligin ilk maçını galibiyet ile tamamlayıp üç puan ile başlaması.
Taraftara büyük görev düşüyor bu arada.
Bu görevi de yıllardır Tribünlerin liderliğini yapmakta olan Refik Karışan kardeşimiz yine üslenmiş ve başarılı bir 12.adam grubu oluşturacaktır.
Yolunuz açık olsun Edirne spor..
