Ülkemizde aradan uzun yıllar geçmesine karşın toplumsak sorunlar değişmemiş yerinde saymış.

Siyasilerin sorunları çözme konusundaki vaatleri bir süre sonra unutulup gitmiş.Basın mensupları bu konukları gündeme taşımış olsa da bu talepler dikkate alınmamış.Bu alanda 2008 yılı 18 Ekim günü yazdığım bir köşe yazım dikkatimi çekti.Aradan 12 yıl geçmiş  hala bu meseleleri konuşuyoruz.O gün yazdığım yazıyı burada bir kez daha gündeme getirmek istedim.

---------------------

İŞLER İYİ DEMEK

Sokakta ,köylerde halkımıza soruyorum.Hal hatır sormanın ardından.Aralarında şikayet edenler olsa da genellikle durumundan memnun.”Allaha çok şükür geçinip gidiyoruz, bundan iyisi can sağlığı” diyarlar.Özellikle köy kökenli olan halkımız daha kanaatkar halinden memnun.

Tarlasını ekmiş verimler de yerinde.Ürününü sattığında eline yüklüce bir para da geçiyor.Kar mı zarar mı ediyor onu pek hesap eden yok. Kazançlarına kendi emeğini koymak akıllarına gelmiyor.Girdi fiyatları kazancını ne oranda etkiliyor? Yasam koşulları günden güne iyiye mi gidiyor.

Kalemi eline alıp bunu hesaplama gereğini duymuyor.Sadece  malını sattığı anda eline geçen  parayı sadece kar olduğunu düşünüyor.

Bir yıl önce yerlerine ekebilmek, geçimini sağlamak için ne kadar borca girdiğini o anda unutuyor.Böyle, aslında cepten yiyip bunu kar sayan bankalara bağımlı duruma gelen anlayışla köylülerimizin kalkınması mümkün değil.

Bir gün sattığı ürünün girdi fiyatları düşüldüğünde ne kadar kar ettiğini hesaplama alışkanlığı kazansa köylülerimiz durumlarını daha iyi anlayacak.O kazançları içinde çoluk çocuk emeklerini hesap etmiyorlar.Üreticilerimizin bu vurdumduymazlıkları onların sırtından geçinenlerin işine geliyor.Onlar üretip kıt kanaat geçinme çabasında olurken aracılar terlemeden onlar ise kat kat fazla kar ediyor.

-------------------------

ÇİFTÇİLER KENDİ SORUNLARINI SAHİPLENMEL,İ

Çiftçilerimiz bu kenelerden kurtulmadığı sürece iki yakaları bir araya gelmez.Siz bakmayın meydanlarda köylü hakkını savunur görünen, onlara toz kondurmayan siyasilere.

Bir araştırılsa mecliste köylü sorunları ne kadar tartışılıp çözüm bulunduğu  bilinse, köylülerimiz siyasi kararlarını yeniden gözden geçirmek zorunda kalır.

Köylülerimiz kendilerinin söz sahibi olmadığı yerde başkalarının haklarını nasıl göz ardı ettiğini,savsakladığını, bazı köy yasalarının uzun süredir değiştirilmediğin görürler. Siyasilerin sık sık başvurduğu “cambaza bak” oyununa alet olmazlar.

Aradan on yılı aşkın zaman geçmiş .Bu anlayış bugün de geçerli değil mi? Köylülerimiz kendi sorunlarını başkalarına havale etmek  onlardan medet ummak yerine kendileri sahiplenmediği sürece bu sorunları artarak devam edecektir.

--------------------------

SİYASETTE AYAK OYUNLAR GÜNDEMDE

Ekonomik sorunların gündemde olduğu şu günlerde iktidar ile muhalefet partileri arasında alicengiz oyunları yeniden başladı.

Tıpkı boksörler gibi  herkes rakibinde zayıf gördüğü sonuç alıcı yerinden vurma peşinde oraya yöneliyor.

İktidar muhalefete muhalefet ise iktidara yükleniyor.Her ne kadar favüllü dövüş olsa da burada hakem kararları geçerli olmuyor.

İktidar muhalefet bloğunu dağıtma  ve mahalli seçimlerde oluşan birlikteliğe sona erdirme  çabasında.

Muhalefet partileri bunda direniyor.

İktidar görüşüne yakın partilerise  iki görüş arasında bocalıyor.

Önümüzdeki aylarda  siyasetteki bu ayak oyunları daha da yoğunlaşacak .Bundan kimin galip geleceğini o zaman anlayacağız.

Şu anda görüntü net değil özellikle

muhalefet partileri kendi iç sorunları ile uğraşıyor.

CHP ise daha önce milletvekillerinin dokunulmazlıkların kaldırılması için  verdiği olumlu kararın muhasebesini yapıyor.

Bu kararın ne boyuta ulaştığını kendilerine de zarar verecek düzeye geldiğini  görüyor.

--------------------------

ATATÜRK’ÜN BÜYÜKLÜĞÜ BURADA

Mustafa Kemal Atatürk kurtuluş Savaşını başlatmak amacıyla Samsuna gidişe sırasında geminin Karadeniz’de batırılacağı ihbarını Atatürk’e ulaştıran zamanın Osmanlı Bankası Müdürü Ermeni asıllı, Berş Keresteciyan, daha sonra Atatürk tarafından milletvekilliği ile ödüllendirildi. Ata Keresreciyan’ı 1934 yılında doğum yeri olan Afyonkarahisar’dan  milletvekili olmasını sağladı.

Böylece Ermeni asıllı vatandaşımız Türkiye Büyük Millet Meclisine ilk giren Müslüman olmayan milletvekili oldu.

-----------------------

AŞİLTANDON ADI NEREDEN GELİYOR?

Truva Savaşları kahramanı Aşil doğduğunda tanrılar tarafından ölümsüzleştirilmesi  isteniyor.

Bebekliğinde ayak topuklarından tutularak efsunlu (sihirli) suya sokuluyor.

Böylece elle tutulan kısmı dışında hiçbir yerine darbe işlemiyor.

Eğer topuğundan insanların tuttuğu Aşil Tandon denilen yerinden  vurulursa ölüyor. Aşil Truva Savaşında buradan vurularak öldürülüyor. O günden sonra ayakla topuğun birleştiği yerin arka kısmına “Aşil Tandon”  deniliyor.

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.