Edirne Roman Eğitim Gönüllüler Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Turan Şallı sözlerine şu şekilde devam etti. "Bunu tartışmaya ihtiyaç duyulduğundan öz eleştiriler bağlamında; 2019 yılı ilk Roman çalıştayı ve 2010 yılındaki Roman Açılımı sonrasında hızla artan Roman derneklerinin sayısı gerçek anlamda örgütlenmeyi yaratamadığı gibi, kurucuların meseleye gerektiği gibi vakıf olamadıkları, eğitim yetersizliği, ekonomik yoksunlukları sebebiyle ciddi bir duruş sergileyemediği,en önemlisi meselede samimi olmayanların çoğunlukta olmasıydı.Bugün Sayıları 500’ ü bulan Roman derneklerinin işlevselliği yeterli seviyede olmadığı gibi hak temelli yaklaşımlardan uzaktır. Siyasetle özleşen durumları tiyatroya dönmüştür. Roman toplumunda yer bulamayan dernekler, kamuda da güven yaratamamıştır. Toplumsal birliktelik yaratamama, dernek başkanlarının kişiselleşmesi diğer bir deyişle kurumsallaşamaması en büyük eksikliktir.Romanlara yönelik temel hak mücadelesi sınırlı sayıda Roman dernek başkanının kişisel çabaları ile sürdürülmeye çalışılmaktadır. Üzücü olan tarafı da Roman toplumunun kendileri için yapılan çalışmalarailgisizliği de ayrı bir sorundur.
Roman açılımında siyasilerin toplantıya katılan Roman dernek başkanlarına yönelik “sizlerden de milletvekili çıkabilir” söylemlerinden etkilenen çok sayıdaki dernek başkanını heyecanlandırmış, siyasetin dokunuşu bazılarını vekil olma çabalarına yönlendirdi. Bugün siyasi karşılığı AKP’’ ten bir, CHP’ den bir vekil olarak parlamentoda yerini aldı. Özellikle son yerel seçimde sayısı azımsanmayacak kadar Roman dernek başkanı siyasi taraf oldu.Siyasette harcadıkları enerjiyi Romanların hak temelli mücadelesinde kullanmış olsaydılar daha büyük bir anlam kazanırdı. AKP’den umduğunu bulamayanlar, CHP içinde vekil olma gayretleri sonuçsuz kalanlar, seçilmeyecek sıraya konulanlar ve hatta sıralamaya giremeyenlerden bazıları küskünlük içine girmiş, sitemini sosyal medya hesapları üzerinden canlı yayınlar yaparak dile getirmişlerdir. Bazıları“acaba bende aradan sıyrılıp milletvekili olabilirmiyim” hesapları da tutmamıştır. Açık ve net ifade ediyorum. Roman hak savunucusu olarak görülenlerin asıl amacı milletvekili seçilebilmektir. Dertleri asla Roman değildir.
Roman toplumu yaşam derdinde, Roman dernek başkanlarının geneli siyasi ikbal peşinde…
Eskiden Roman aktivistler veya Roman dernek başkanları arasındaki iç çekişmeler bugün son bulmuş görünse de, kendi aralarında hızla federasyonlaşma, konfederasyon olma gayretleri lider olma isteklerinden kaynaklanmaktadır. Bu oluşumların hiçbir toplumsal karşılığı da yoktur. Kendileri çalıyor, kendileri oynuyor.Meselenin sağlıklı yürümesini engelledikleri bir yana, bu işte samimi ve katkı sunacak insanların önünü kapamışlardır.
Roman dernek başkanları, konfederasyon başkanları unutmasınlar ki, dost acı söyler. Milletvekili, yerel yönetimlerde var olma hakkınız elbette var. Gücünüz yetiyorsa bunu Roman kimliği ile değil,kendi kişisel başarılarınız ile başarmanız gerekir.
Hadi var sayalım Roman vekil sayısı arttı.Türkiye’nin bugün geldiği yeni başkanlık sistemi içinde parlamentoda konuşmak neyi değiştirecek. Maaşını alır, geleceğini güvence altına alırsın. Siyasette sana kesilen kumaş kadar gömlek dikersin.Romanların eskisi gibi milletvekili seçilmesi için yoksulluk edebiyatının para etmediğini de herkes bilsin.Türkiye’nin bugün geldiği siyasal şartlar ve özellikle ağır ekonomik koşullar tüm kesimleri ağır bir şekilde etkilemeye başladı. Eskiden Roman vatandaşlarımızın yoksulluğunu, ayrımcılığını konuşur iken, bugün geldiğimiz noktada; toplumun geneli ayrımcılığa uğramakta, ekonomik yoksunluğu hissetmektedir. Ülkemizde bulunan Roman nüfusu kadar, bir o kadar da Suriyeli var sorun iki kat arttı.Roman toplumunda “Suriyeliler kadar değerimiz yok” sitemlerini de kimse göz ardı etmesin. Anlaşılan Roman sorunları başka bir bahara kaldı. Eskiden Sosyal adaletsizlik, ekonomik yoksunluk Romanları etkiliyor diyorduk. Memlekette birilerinin eli yağda, biri bal da iken, toplumun genel kesimi ağır bir borç sarmalında boğuşmakta, temel ihtiyaçlarıkarşılamakta zorlanmakta, ahlaki çöküş sinyal vermektedir.Roman vatandaşlarımız kendilerine yaşam zorluğunu, ayrımcılığı dert edinmesinler ekonomik koşulların ağırlaşması büyük bir hızla devam ederse yakında toplumun büyük bir çoğunluğu Roman olacak.Ekonomik koşullar Roman sivil toplum örgütlerinin üstüne ölü toprağı sermiş durumda. Eskisi gibi sosyal medya da esen gürleyen, canlı yayın yapan, parti savunuculuğu yapan da kalmadı. Umutlar yeni seçime kaldı. Demokrasinin bir parçası olan Sivil toplum örgütlenmesinde Roman derneklerinden demokrasi temel haklar ve özgürlük kavramlarını hiç duyamadık.Siyasi partiler her zaman kendi istediği insan tipini yaratmaya çalışırlarbu insan tipine Roman dernekleri de dâhil olmuştur.Demokrasilerde bilinçli toplumu yönetmek daha zordur. Türkiye’de nasıl ki, toplumun geneli demokrasi kavramını içselleştirememişse, Roman dernekleri de Roman sorunlarını içselleştirememiştir. İçselleştirebilseydik Roman meselesi bugün büyük bir ilme kazanırdı. Sivil toplum örgütleri demokrasinin gereğidir. Parti yandaşlığı değildir. Demokraside hak arama mücadelesi yok ise, kula kulluk etmekten kimse kurtulamaz. Sorunları sadece AB projeleri içinde değil, oradan buradan dolanmadan ifade etmek gerekir. Romanların gerçek sesi olmak zor olsa da Hakiki Çingene İsen, Üç Maymunu Oynamayacaksın!"
Haber Merkezi