Tam bir asra yakın yaşam süresinde, 92 yaşında babam Fahri Yalın Allah’ın rahmetine kavuştu.
Doğduğu yer olan, yaşamının büyük bölümünü hayat mücadelesi ile geçirdiği Uzunköprü ilçesi Çavuşlu köyünde köylülerim ve aile yakınlarımız akrabam olan Uzunköprü eski belediye Başkanı Enis İşbilen’in de katılımı ile babamı köy mezarlığında rahmetli annemin yanında toprağa verdik.
Annemi de böyle bir haziran ayının Cuma günü kaybetmiştik.
Babam da böyle kutsal günde yaşama veda etti.
Güç koşullarda da olsa dört çocuğunu yetiştiren rahmetli anne, babamı şükranla yad ediyorum.Mekanları cennet olsun.
Nur içinde yatsınlar.
Bu bizim için bayram gününde üzüntü oluştursa da, ölüm hepimiz için kaçınılmaz bir son, onun önüne geçmek mümkün değil. Tüm insanlar fani, hepimiz yaşamın sonunda bir gün bu dünyadan göç edip gideceğiz.
Bu dünyada baki kalan hoş bir seda imiş…
--------------------------------------------------------------------------------------------
HATIRLAYANLAR TEŞEKKÜRLER
Babamın vefatını haber alıp telefon eden üzüntülerimizi paylaşan dostlarımı ve cenazeye katılan aile yakınlarımız ve köylülerimize bu acı günümüzde bizi yalnız bırakmayan akrabam Uzunköprü eski belediye başkanı Enis İşbilen ve ailesine, Babamın cenazesine çelenk gönderen Edirne Belediye Başkanı Recep Gürkan ve Belediye Başkan Yardımcısı Dr Ertuğrul Tanrıkulu’na Yalın ailesi olarak şükranlarımızı sunarız.
Gerçek dostlar böyle acı günlerde belli oluyor. Bu arada acı günümüzden haberi olmayan dostlarımı da tenzih ederim.
---------------------------------------------------------------------------------------------------------
FİYAT ETİKETLERİNE DİKKAT.!
Bu aylar, Edirne için turizm açısından çok önemli aylar.
Gerek tarihi eserimizi ziyaret amacıyla yurt içinden Edirne’ye gelen , gerekse komşu ülkelerden alışveriş amacıyla kentimize gelenler Edirne ekonomisine büyük katkı sağlıyor.
Ramazan Bayramında bunun örneğini gördük. Bir aylık Ramazan Bayramı süresinde belediyelerin tasarrufa gidip tur düzenlememesi nedeniyle turizmde sıkıntı yaşayan Edirne esnafının bayram tatilinde yüzleri güldü. Özellikle yiyecek satan esnaflarımızın önünde uzun kuyruklar oluştu.
Böylece iki bayramı birden yaşadılar. Başka illerde görülen ekonomik sıkıntı özellikle yiyecek satan esnaflarımız açısından Edirne’de görülmedi bu sevindirici bir durum.
Bu arada, Edirne’yi ziyaret amacıyla yurdun dört bir yöresinden gelen vatandaşlarımızla görüşme imkanım oldu.
Gelen misafirler Edirne’nin tarihi zenginliğine ve insanlarına hayran kaldıklarını söylediler.
Bu arada bir yakınmalarını dediler getirdiler. Özellikle yiyecek satılan işyerlerinde fiyat etiketlerinin asılı olmaması konusunu dikkat çektiler.
Bunda yerden göğe kadar haklılar.
Bu yoğun ilgiyi fırsat bilenler kesesini doldurmak için fahiş fiyat uygulayabilir.
Bu yapılan bireysel ve az sayıda hatalar dürüst esnalarımızı da zan altında bırakır. Biz bu durumu daha önceki yıllarda yaşadık.
Bunu engellemek için özellikle yiyecek satan lokantalarımızda fiyat tarifelerinin asılı olması gerekir. Buraya gelen insanlar ne yiyeceklerini imkanlarına göre tasarlar.
-------------------------------------------------------------------------------------------
4 PORSİYON CİĞER BİR SALATA 250 LİRA OLMAZ
Bayramın üçüncü günü ailesi ile birlikte Ankara’dan Edirne’ye gelen bir vatandaşımız, kentin merkezinde bir ciğercide kendi ifadesine göre 4 adet birer porsiyonluk ciğer ile ortaya bir salata siparişi verdiklerini buna karşılık 250 lira edeme yaptıklarını söyledi.
Bu fiyatın yüksek olduğundan yakındı. Bu yediklerini bir başka işyerine sorduklarında ancak 125 lira ödenmesi gerektiğini, öğrenince çok üzüldüğünü, müşteriye güven sağlamak için her işyerinin görünen bir yerinde fiyat etiketinin olması gerektiği uyarısını yaptı.
Bu durumlar dikkate alınarak ayrıca listenin bir kenarına müşteri haksızlığa uğradığında şikayet edilmesi gereken telefonlar da fiyat etiketlerinin içinde yer almalı. Müşteriler böyle fırsatçıları ilgili yerlere şikayet etmeli.
Bir kötü uygulama tem esnaflarımızı zan altında bırakabilir.
Bunu yaratmaya, Edirne’nin adını kötü çıkarmaya kimsenin hakkı yoktur. Kimse gelen misafirlerin yolunacak kaz gibi görmemeli.
-----------------------------
BU OLUR MU DEMEYİN
Bu vaka, Kayseri’de polis kayıtlarında yer alıyor.
Olay şöyle:
İlde hırsızın biri evin damına çıkıp televizyon anten kablosunu keser.
Evin erkeği Bu saatlerde televizyon seyrederken TV kablosu kesilince orasını burasını kurcalar, televizyonda görüntü gelmeyince de” herhalde bozuldu diye televizyon başından ayrılır.
Bir sonraki gün adam işe gittikten sonra hırsız televizyon antenini kestikleri evin kapısını çalıp adamın karısına “ Beni eşiniz gönderdi evde televizyon bozulmuş onu alıp bakınız” dedi. Der.
Kadıncağız nereden bilsin televizyonu gelen kişilere teslim eder.
Adam işinden eve dönüp televizyonu yerinde görmeyince merakla eşine sorar, kadın durumu anlatınca şok olur.
Şaşkınlık yaşayan çift nasıl böyle bir oyuna geldiklerine inanamazlar.
Aradan bir süre geçer. Ayni çift balkonda çay keyfi yaparken. Bu yoldan geçerken sırıtarak evin balkonuna bakan kişiyi gören kadın,” İşte televizyonu çalan hırsız bu” diye feryat eder.
Adam bunun üzerine telaşla yerinden fırlayıp hırsızın peşine düşer. Pijamalarıyla yalın ayak hırsızı kovalar.
Kısa süre sonra evin kapısı çalınır. Kadın kapıyı açtığında düzgün kıyafetli biri önce kendisinin polis memuru olduğunu söyler. Kadına “ Eşiniz biraz önce yakaladığı bir hırsızı emniyete teslim etti.
Eşiniz telaşla pantolon ve cüzdanının evde unutmuş. Onları almaya geldim “ der
Bunun üzerine kadın çok sevinir ve gelen kişiye eşinin pantolonunun ve cüzdanının teslim eder.
Aradan 15 dakika geçer, adam soluk soluğa eve döner.
Kadının keyfi yerimdedir, adam eve girer girmez, boynunu sarılır” Helal olsun sana bey bu yaşlı halinle o genç hırsızı nasıl da yakaladın” diye tebrik eder.
Adam öfke ile kadına “ benimle dalga mı geçiyorsun hanım adam tazı gibi koşuyor onu yakalamam mümkün mü, don gömlek herkese rezil oldum” demesi üzerine kadının neşesi kaçar.
Eşine” Peki öyleyse eve senin pantolonunu ve cüzdanını almaya gelen polis neden senin hırsızı yakaladığını söyledi” der Adam karısına “ yoksa onları da mı verdin “ diye öfke ile çıkışır.