Kurultay sonrası CHP’de taşlar yine yerine oturmadı. Her gün yine farklı sesler yükseliyor. Bakıyorsunuz bazıları yapılacak seçimi boykot etme çağrısı yapıyor, fakat parti sözcüleri buna karşı çıkıyor.
Ana muhalefet partisi adeta yamalı bohça gibi, ülkenin önemli günlerden geçtiği bu zamanda bir de tüzük kurultayı meselesi çıkarıldı. Çıkacak tüzük ne kadar demokratik olsa da partilileri mutlu etmeyecektir, onun emareleri görülüyor.
Bakıyoruz Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu tüzük kurultayında konuşurken hiddetleniyor ve arkasına delegeleri alıp bir yerlere gelmek isteyenlere partinin kapısını gösteriyor.
Peki bugüne kadar bir yere gelenlerin çoğu delege desteğiyle gelmediler mi?
Aslına bakılırsa CHP’de delege sistemi de sağlıklı işlemiyor. Delegelere bakıyorsunuz parti ilkelerinden ziyade o veya bu siyasetçinin arkalarına sığınıyor, partinin ilkeleri ikinci planda kalıyor. Böyle bir delege sistemiyle nasıl hedefe ulaşılır?
Ben isterim ki CHP’liler cesurca davranıp: ”Biz bundan sonra yöneticilerimizi delege ile değil üyelerle seçmek istiyoruz.Sandığı koyun partiye üye olanlar oy versin böylece gerçek temsilciler ortaya çıksın.” Bak sen o zaman seçilen kişiler yamuk yapabilir, parti ilkelerini çiğneyebilir mi?
CHP Genel Başkanını öfkelendiren nedir tam olarak bilmek mümkün değil, birçok sebebi olmalı. Bu günlerde bakıyoruz CHP Genel Başkan adayı Yalova Milletvekili Muharrem İnce arkasına bazı milletvekillerini almış ayrı telden çalıyor. Bazı siyasilerimiz gelecek yıl yapılacak seçim için yatırım yapıyor. Bu arada genel merkezin onayını almadan partililer hangi kanaldan davet gelirse, orada partisinden ziyade kendi reklamını yapıyor.
Bu dağınık yapısıyla CHP’nin halka güven vermesi mümkün değil. Her kafadan ayrı ses çıkarsa halk size nasıl güvenecek?
Onun için Kılıçdaroğlu’nun celallenmesinde haklılık payı da yok değil. Bu sözleriyle partide eski hastalıkların hizipçiliğin devam ettiğinden yakınıyor. Bunda haksız olduğunu kim söyleyebilir.
Çevremizdekileri görüyoruz. Birkaç partili bir araya gelsin, her birinin parti ilkeleri konusunda farklı görüşü oluyor. Partilileri bağlayıcı olması gereken parti ilkelerine aldıran yok. herkesin kendine göre siyaset belirlediği ilkeleri darmadağın olan bir partiye nasıl ülke teslim edilir.
CHP’de birkaç fedakar görevlinin dışında çaba gösteren kaş kişinin sesi duyuluyor.CHP’de herkes bugüne kadar yaptıkları gibi klasik, basmakalıp sözlerle siyaset yapılamayacağını anlamalı.
Ülke gündemini belirleyen yeni söylemler bulunmalı. Ne acıdır ki CHP bugün, Saadet partisi kadar gündemi oluşturmuyor. Bundan ders almaları gerekir. Öte yandan İYİ Partiyi kimse yabana atmamalı her türlü engele ağman bu parti mensupları canını dişine takmış mücadele veriyor. Gündemi belirlemede etkili oluyor. Bir parti önderinin dediği gibi CHP’de eski hamam eski tas. Tüzük kurultayı sonrasında da değişen bir durum olmayacak.
******************************************************
KÖYLÜ, KONUŞMASIYLA HERKESE DERS VERDİ
Ankara’da Ekonomik ve Sosyal Araştırmalar Merkezi tarafından düzenlenen Şeker Zirvesi toplantısında söz alan çiftçi Nihat Babaözü’nün irticalen yaptığı konuşma gündemi belirledi.
Hangi görüşten olursa olsun herkes Babaözlü’nün konuşması siyasi partilerin önünde halkın ilgi odağı oldu. Halk böyle ses getirecek toplumun sorunlarını özetleyen içten, yapmacık olmayan açıklamalar bekliyor. Tüm siyasilerin özellikle de tarım kuruluşlarının başında olanların siyasilerin ,çiftçinin bu konuşmasından alacağı çok ders var. Tabii anlayana…
FIKRA
SEN DE BÖYLE KAFA BULAMAZSIN
Adam bütün mağazaları dolaştığı halde koca kafasına göre bir şapka bulamamıştı. Son bir mağazaya girdi orada bütün şapkaları denedi. Fakat gene kafasına uyacak şapka bulamadı.
En sonunda firma sahibi, vitrinde mankenin başında duran şapkayı aldı ve müşteriye verdi. Bu şapka adamın kafasına tam gelmişti.
Fakat satıcı şapkaya yüksek bir fiyat istiyordu. Müşteri bunun üzerine şapkayı almaktan vazgeçip dışarıya çıkıyordu ki satıcı, “ Bu şapkayı başka yerde bulamazsınız” dedi.
Bu söz üzerine müşteri de koca kafasına vurarak:
“ Sen de böyle kafa bulamazsın” dedi