“Dağ dağa kavuşmaz, insan insana kavuşurmuş.” Derlerdi de pek inanmak istemezdim. Ama gelişen teknik insanları o hala getirdi ki,Sabah Paris’te kahvaltı et, öğle yemeğini Londra’da ye, akşam yemeğinde Wasington’da dostlarla kafayı çek…

Olmaz olmaz demeyin; olur olur…

Ulaşım araçları ve özellikle uçaklar bu işi yapar, hem de bal gibi yapar.

Ama işte, iştesi var; paranın gözü kör olsun!Parasızlığın papucu dama atılmıyor ki, bu kap-kaç düzeninde.

Varmak istediğim yere döneyim.

Bir zamanlar Adana’da Aykırı Sanat adı altında bir dergi çıkıyordu. Benim şiirlerime de yer veren derginin yönetimini sürdüren de: Aslan BAYIR’dı. Yıllarca iletişim içinde olduk. Zaman zaman telefonlaştık, yazıştık. Ama bir türlü yüzyüze gelemedik. Çünkü Adana nire, Edirne nire!..

Yıllar sonra o dergi kapandı. Dostum A.Bayır Antalya-Alanya’ya (emekli olduktan sonra)…

Baktım bir gün, posta kutumda bir mektup.

Aslan Bayır’dan…

Alanya’ya yerleştiğini ve yeni bir dergi çıkarma aşamasında olduğunu yazıyordu. Ürünlerimden gönderdim hemen. Bir süre sonra dergi geldi . Yeni adı GÜNCEL SANAT. O günden beri iki ayda bir dergi gelir oldu.

İki aylık bir dergi çünkü.

Birkaç gün önce bir telefon… baktım karşımda Aslan Bayır. Edirne’den geçerken görüşebileceğimizi söyledi. Dünyalar benim oldu, doğrusu. Çünkü yüz yüze görmenin, iki lafı üst üste koymanın tadı bambaşka idi. Bu hazzı önceleri de yaşamıştım. Anlatılmaz, anlatılamaz bir güzellik.

Ertesi günü (Pazar) buluştuk bir kafede oturduk. Yalnız değilmiş meğer. Yanında Lüleburgaz’da ikamet eden yazar Mercan Cıvan, Mehmet Alev ve Emel Balıkçı vardı.

Söyleşimizde bir yayınevi kurduklarını, bir dernek oluşturduklarını öğrenmiş oldum. İşte bu Yayınevi ilk yapıtını şu anda aramızda bulunan Mercan Cıvan’ın yapıtını yayınlamıştı. “MUTLULUĞA SENİNLE” –Denemeler- Basımıyla duruşu ve içeriği ile çok farklı bir yapıt geldi bana. Şiirsel bir anlatım, ilginç ve farklıydı. Şu notu da aktarmalıyım: baygenç ajans- Güncel Sanat Dergisi.

Ve ilginç bir alıntı: “Aşk yanı başımda, yüreğimin atışında,yorgun bir gecen,in eşiğinde başımı yastığa koyuşumda… Aşk bedenimde, saçımın her telinde; “ çiçek açmış erik ağacında, yeşil başını kundağından çıkarmış incir yaprağında” (Sait Faik) “salkım söğüdün üzerine yasladığı sarı saçlarında” sümbüllerin, şebboyların imrenilesi kokusunda, yumak yumak akasya çiçeğine düşmüş çiğ damlasında… Bir coşkunun içindeyim, bu coşkuyla başım dolaşık…”

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.